“Kıyâmet için ne hazırlık yaptın?”

Bir gün bir kimse, Resûlullah efendimize (sallallahü aleyhi ve sellem) kıyâmeti sordu… 

 

 

 

Yanyalı Yûsuf Sinân Efendi İstanbul velîlerindendir. Rumeli’de Yanya’da doğdu. İstanbul’a giderek Semâniye müderrislerinden Şâh Efendinin derslerine devâm etti. Sonra babası Şeyh Yâkûb Efendinin sohbetlerinde yetişip kemâle erdi. Hilâfet verildi. Sultan 3. Murâd onu sever ve sohbet ederdi. Harem-i şerîf şeyhliği vazîfesine tâyin olundu. Bu sebeple Medîne-i münevvereye gitti. 1581 senesinde orada vefât etti. Çok kitap yazdı. “Tenbîh-ül-Gabî fî Rü’yet-in-Nebî” isimli eserinde şöyle buyuruyor:

 

Resûlullah (aleyhisselâm); “Kişi, sevdiği ile beraber olur” buyurdu. Müslim kitabında bildirildiği üzere, bir kimse, Resûlullaha (sallallahü aleyhi ve sellem) kıyâmeti sorunca; “Kıyâmet için ne hazırlık yaptın?” buyurdu. O kimse; Allahın ve Resûlünün sevgisini hazırladım deyince; “Sevdiklerinle beraber olursun” buyurdu. İmâm-ı Nevevî, bu hadîs-i şerîfi açıklarken; “Bu hadîs-i şerîf, Allahü teâlâyı ve O’nun Resûlünü ve sâlihlerin ve hayır sahiplerinin dirilerini ve ölülerini sevmenin kıymetini, fâidesini bildiriyor” dedi.

 

Allahü teâlâyı ve O’nun Peygamberini sevmek demek, emirlerini yapmak, yasaklarından sakınmak, bunlara karşı edebli, saygılı olmak demektir. Sâlihleri severek onlardan faydalanmak için, onların yaptıklarını yapmak lâzım değildir. Çünkü, onların yaptıklarını yaparsa, o da, onlardan olur. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: “Bir kimse, bir cemâati sever. Fakat onlardan olmaz.” Onlarla beraber olmak, onların derecesine yükselmek demek değildir. Hadîs-i şerîfte; “Bir cemâati seven kimse, onların arasında haşr olunur” buyuruldu.

 

Ebû Zer (radıyallahü anh); “Yâ Resûlallah! Bir kimse, bir cemâati sevse, fakat onların yaptıklarını yapmasa, nasıl olur? diye sual edince; “Yâ Ebâ Zer! Sevdiklerinle beraber olursun” buyurdu. Fakat, Hasen-i Basrî buyuruyor ki: “Bu hadîs-i şerîfler seni yanıltmasın! Sen iyilere, ancak onların iyi amellerini yapmakla kavuşabilirsin! Yahudiler ve Hıristiyanlar, peygamberlerini sevdiklerini söylüyorlar ise de, onlar gibi olmadıkları için, onların yanına gidemeyeceklerdir.”

 

İmâm-ı Gazâlî bunun için; “Onların iyi amellerinden birkaçını veya hepsini yapmadıkça, yalnız sevmekle, onların yanına kavuşulamaz” dedi…

 

Bütün bunlardan anlaşılıyor ki, bir cemâati seven kimse, üç nevî olabilir: Onların bütün amellerini ve ahlâkını edinmiştir. Yâhut hiçbirini edinmemiştir. Yâhut da, birkaçını yapar. Başkalarını yapmayıp, bunların tersini yapar.

Kategori içindeki yazılar: Vehbi Tülek