“Kişi sevdiği ile beraberdir”

Eshâb-ı kiram “Kişi sevdiği ile beraberdir” hadis-i şerifini işitince, buna sevindikleri kadar başka bir şeye sevinmediler.

 

 

 

 

 

Eshâb-ı kirâmın Resûlullaha muhabbetleri -2-

 

Eshâb-ı kiramın hepsi “radıyallahü anhüm”, Resûlullahı “sallallahü aleyhi ve sellem” canlarından, mallarından ve herkesten ve her şeylerinden çok sevdiler. Bu sevgilerini, içinde bulundukları şartlara ve durumlara göre farklı şekillerde yaşadılar ve ifade ettiler.

 

Enes “radıyallahü anh” anlatmıştır: “Bir sahabi, Resûl-i Ekreme gelip, ‘Yâ Resûlallah! Kıyâmet ne zaman kopacak?’ diye sordu. Resûl-i Ekrem ona, ‘Kıyâmet için ne hazırladın?’ buyurdu. O sahabi, fazla bir hazırlığı olmadığını, ancak Allahü teâlâ ve Resûlünü sevdiğini söyleyince, Sevgili Peygamberimiz ‘Kişi sevdiği ile beraberdir’ cevabını verdi. Eshâb-ı kiram bu mübarek hadis-i şerifi işitince çok sevindiler, buna sevindikleri kadar başka bir şeye sevinmediler.”

 

Hicretin dördüncü yılında, Peygamber Efendimiz, Mekkeli müşriklerin savaş hazırlığı içinde olup olmadıklarını kontrol etmek üzere on kişilik bir keşif kolu hazırlayıp göndermişti. Reci’ adı verilen yere ulaştıklarında, düşman saldırısı sonucu çoğu şehid edildi. İçlerinden Hazreti Zeyd bin Desinne ile Hazreti Hubeyb bin Adiy’i Mekke’ye esir olarak götürüp sattılar. Mekkeli müşrikler, Hazreti Zeyd bin Desinne’yi dininden döndürmek için zorladılar. Kabul etmeyince Onu şehid ettiler.

 

Müşrikler, Hazreti Hubeyb’e “Dininden dön, seni serbest bırakalım” dediler. Hazreti Hubeyb “Vallahi dönmem. Bütün dünya benim olsa, bana verilse yine İslamiyet’ten dönmem” dedi. Bu cevabı alan müşrikler “Şimdi senin yerinde Muhammed’in olmasını, onun öldürülmesini ister misin? Evet dersen kurtulur, evinde rahat oturursun” dediler. Hubeyb (radıyallahü anh) “Ben Muhammed’in (aleyhisselam) ayağına bir dikenin batmasına bile asla razı olmam” diye cevap verince, onu da şehid ettiler… 

 

Eshâb-ı kiram, Resûlullah Efendimizin sıkıntılı zamanlarında hep yanında yer almışlar ve yardımcı olmuşlardır. Resûlullahın (sallallahü aleyhi ve sellem), Bedir Savaşı hususunda eshâbıyla yaptığı istişâre esnâsında söz alan Muhacirlerden Mikdad bin Esved (radıyallâhu anh) şöyle konuştu:

 

Yâ Resûlallah! Rabbim Sana neyi emrettiyse onu yap!.. Vallâhi, biz İsrâiloğulları’nın Hazret-i Mûsâ’ya mealen dediği gibi; (Sen ve Rabb’in beraber gidin, ikiniz harp edin; biz mutlaka burada oturucularız.) [Mâide  24] diye bir söz söyleyecek değiliz… Biz Sana tâbiyiz.”  

 

Allahü teâlânın insanlar arasından Resûlullaha sahabi olarak seçtiği bu mübarek insanlardan her biri, Resûlullaha olan sevgi ve muhabbetleriyle, İslamiyeti yaymak için vatanlarından ayrılarak dünyanın dört bir yanına gittiler. İslamiyet’i kendilerinden sonraki nesillere büyük bir hassasiyet ve fedakârlıkla aynen naklettiler ve insanlığa ebedî saadet yolunu gösterdiler. Bu suretle Allahü teâlânın kullarına en büyük hizmeti yaptılar, her biri bu fâni dünyadan ahirete şehid olarak göçtüler. Allahü teala bizi onların şefaatlarına kavuştursun. Âmin…

 

 

 

Salim Köklü’nün önceki yazıları…  




Kategori içindeki yazılar: Salim Köklü