“Keşke kocam böyle siyah olmasaydı!..”

Bir gün Anber Ana’nın kalbinden; “Keşke kocam böyle siyah olmasaydı” şeklinde bir düşünce geçer!..

Zengî Atâ Türkistan’ın büyük velîlerindendir. İlk terbiyesini babasından aldı. Ahmed Yesevî hazretlerinin terbiyesine teslîm edildi. Ahmed Yesevî hazretlerinin halîfelerinden Hakîm Atâ’nın hizmetine girdi. Onun yüksek ilim ve feyzinden istifâde etti. Taşkent’te ikâmet eder, Taşkent halkının hayvanlarına çobanlık yapardı. Hocası Hakîm Atâ, 1186 (H.582) yılında vefât edip, Harezm’de Akkurgan’a (Bağırgan’a) defnedildi. Onun en meşhûr halîfesi olan Zengî Atâ, Hakîm Atâ’nın hanımı Anber Ana ile evlendi. Hâdise şöyle oldu:

Hakîm Atâ biraz esmerceydi. Bir gün Anber Ana’nın kalbinden; “Keşke kocam siyah olmasaydı” şeklinde bir düşünce geçti. Hakîm Atâ, onun bu düşüncesini Allahü teâlânın izniyle anlayıp; “Sen beni beğenmiyorsun ama, benden sonra dişinden başka beyaz yeri olmayan bir karaya düşeceksin!” dedi. Anber Ana, bu düşüncesine çok ağlayıp tövbe ettiyse de, Allahü teâlânın o sevgili kulu dilek dilemiş, iş işten geçmişti…

Hakîm Atâ vefâtına yakın, Harezm’de ilim tahsîl etmekte olan oğulları Muhammed Hoca ile Asgar Hoca’yı çağırttı. Onlara; “Ölümümden sonra gün doğusundan kırk ebdâl gelecek, içlerinde gözü zayıf ve ayağı aksak bir kara ebdâl vardır. İddeti bitince, ananızı onunla evlendirirsiniz” dedi. Gerçekten vefâtından bir müddet sonra, bahsedilen kırk mübârek kimse geldi. İçlerinden biri arkada kalmıştı. Târiflere uygun olan o mübârek kimse Zengî Atâ idi. Zengî Atâ, aslında Taşkent taraflarında çobanlıkla meşgûl olurdu. Kalın dudaklı, dişlerinden başka beyazı olmayan, oldukça esmer biriydi…

Anber Ana’nın iddet müddeti (kocası ölen veya kocasından boşanmış olan kadının, ikinci bir nikâh akdinden önce, dînimizce beklemesi gereken zaman) bitince, bir yakınını gönderip nikâh taleb etti. Anber Ana kabûl etmeyip; “Ben Hakîm Atâ’dan sonra kimseye varmam. Hele böyle siyah bir kimseye!” deyip reddetti. Bu esnâda boynu tutuldu. Yüzünü çeviremez oldu. Çok sıkıntı çekti. Zengî Atâ’ya durum haber verildi. Zengî Atâ adam gönderip; “Bilmez misin ki, bir gün hatırından; ‘Keşke Hakîm Atâ esmer olmasaydı’ düşüncesi geçmişti de, Hakîm Atâ kerâmetle bunu bilip; ‘Yakında benden daha siyah birine eş olursun’ demişti” dedi…

Anber Ana, takdîrin böyle olduğunu anlayıp, ağlayarak nikâha rızâ gösterdi. Nikâha râzı olur olmaz da, boynu eski hâline döndü. Zengî Atâ ile evlendiler. Çocukları oldu. Soylarından sâlih kimseler, velîler ve âlimler yetişti. Zengî Atâ, 1258 (H.656) yılında, Taşkent yakınlarında vefât etti.

Vehbi Tülek’in önceki yazıları…

Kategori içindeki yazılar: Vehbi Tülek