Kalan günlerinin kıymetini bil!..

“Ey insan! Senin bütün sermâyen, dünyâdaki birkaç günlük ömründür…”

 

 

 

Ganîzâde Hüseyin Efendi Osmanlı velîlerindendir. Sipâhi iken, Şeyh Mustafa Köstendilî hazretlerine talebe olup, onun sohbetlerinde kemâle erdi. Berberlik yapardı. Dükkânında kendi hâlinde oturur, kimse ile görüşmezdi. Kendisine yetecek kadar kazanç sağlayacağı müşteri gelirdi. O zamânın parası ile çocuklar için bir akçe, büyükler için ise bir para ücret alırdı. Fazla veren olursa, fazlasını geri verir, kabul etmezdi. Tasavvuf hâllerine dalmıştı. Gece-gündüz, yaz-kış dükkânından ayrılmazdı. İki oğlan, üç kız evlâdı vardı.

 

Divâne bir hâlde idi. Bir gün ona tıraş olmaya gelen bir zât, tam sakalının alt tarafını tıraş ederken içinden; “Bu divâne bir kimsedir. Usturayı boğazıma çalıvermesin!” diye düşündü. Hemen kalbinden geçeni anlayıp güldü. Meraklanmamasını, gönül ehlinden kimseye zarar gelmeyeceğini söyledi…

 

Bir gün de, bir yerde otururken yanına biri yaklaşıp, Hüseyin Efendi, bizim Ali şimdi nerede diye yolculukta olan oğlunu sordu. Gözlerini kapayıp açarak; “Falan tepenin alt tarafında, falan derbentte bir asker ile gidiyorlar” diyerek bulunduğu yeri târif etti. Soran kimsenin oğlu Ali yolculuktan döndüğünde, Hüseyin Efendinin yerini söylediği gün o yerden geçmekte olduğunu söyledi. Böylece Hüseyin Efendinin, kerâmet sâhibi bir zât olduğunu anladılar…

 

Bir kimse bir şey sorduğunda eğer kalabalık arasında ise işi dîvâneliğe vurup başka sözler söyler, yalnız iken sorarsa, doğru cevap verip müşkilini hâllederdi… Bir gün onun abdest aldığını gören biri, neden abdest alıyorsun, diye sorunca; “Biraz sonra cenâze var da onun namazını kılmak için hazırlanıyorum” dedi. Sonra baktığında Hüseyin Efendinin küçük oğlunun vefât ettiğini gördü… 

 

Bir gün, kendisinin vefât edeceğini anlayıp, dükkânını kapatarak evine döndü. Üç-beş gün hasta yatıp vefât etti. Üzerinden, kefen ve defin ihtiyacı için lâzım olan kadar para çıktı.

 

Bu mübarek zat buyurdu ki: “Ey insan! Senin bütün sermâyen, dünyâdaki birkaç günlük ömründür. Bu günler mutlaka gelip geçecek, hattâ birçoğu geçti. O hâlde hiç olmazsa geride kalanlarının kıymetini bil.”

 

“Kişinin Allah’tan korkmak, haramlardan uzak durmak, şüphelilerden sakınmak ve sabırlı olmak gibi güzel huylara sâhib olması, ilmi, Allah rızâsı için öğrendiğinin alâmetidir.”

Kategori içindeki yazılar: Vehbi Tülek