İslam âlimleri, Ehl-i beyt sevgisini, son nefeste imanla gitmek için şart görmüşlerdir. Çünkü onlarda Resulullah efendimizin zerreleri vardır.
Hazret-i Ali (radıyallahü teâlâ anh), Resulullahın damadı, İslam halifelerinin dördüncüsü, Ehl-i beytin de birincisidir… O mübarek zatın, Hazret-i Fatıma ve çocuklarının, herkesin üzerinde hakları vardır. İnsanların en şereflileri onlardır. Onlara tazim, saygı dinimizin emridir.
Resulullah Efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) mübarek torunlarından Hazret-i Hasan’ın çocuklarına “şerif”, Hazret-i Hüseyin’in nesline de “seyyid” denir. Çok memlekette; bilhassa ülkemizde hemen hemen her şehrimizde pek çok seyyid ve şerif vardır…
İslam âlimleri, Ehl-i beyt sevgisini, son nefeste imanla gitmek için şart görmüşlerdir. Çünkü onlarda Resulullah Efendimizin zerreleri vardır. Hepsine kıymet vermek, saygı göstermek; hele hele bir ihtiyacını gidermek çok sevaptır. Onlara yardımcı olmak için illa da zengin olmak gerekmez. Evlerinde bir hizmetlerini görerek, yolda giderken elindeki yükünü taşıyarak da dualarını almamız mümkündür. Peygamber Efendimiz, (Benim evlâdımın iyilerini, Allah rızası için kerim tutun! Onlara hürmet edin! İyi olmayanlarına da benim hatırım için hürmet edin) buyuruyor…
***
Abdülhakîm-i Arvâsî hazretlerinin övdüğü İslâm âlimlerinin büyüklerinden olan İbni Hacer-i Mekki hazretleri de bu hususta buyuruyor ki:
“Ey kalbi Allahü teâlânın sevgisi ile ve Resulullahın sevgisi ile dolu olan Müslüman! Birinci vazifen Peygamber Efendimizin Eshabının sevgisini, Ehl-i beytinin sevgisi ile kalbinde cem etmektir. Ehl-i beyti, Resulullahın evladı oldukları için sevdiğimiz gibi, diğerlerini de, Onun Eshabı oldukları için sevmeliyiz! Çünkü, Eshab-ı kiramın nail oldukları şeref pek yüksektir. O şerefe başkaları kavuşamaz. O şereften birisi, Resulullahın mübarek nazarları onlara işlemiş ve hepsine manevi imdat ile yardım etmiştir. Bu hassa, bunlardan başkasında bulunmuyor. Bunların kemalatına, geniş ilimlerine, Peygamber Efendimizden aldıkları hakikat mirasına, sonra gelenlerden hiçbiri kavuşamadı. Her Müslümanın bunların hepsini adil, salih, veli, âlim ve müctehid bilmesi lazımdır. Kendilerinden bir hata çıksa da cenab-ı Hak hepsini af ve mağfiret ile müjdeledi. Kur’ân-ı kerimde mealen, (Allah, Onların hepsinden razıdır. Onlar da, Allah’tan razıdırlar) buyurdu. Sahabe-i kiramdan birini kusurlu bilmek ve kötülemek, bu âyet-i kerimeye inanmamak olur.”
Şunu hiç unutmayalım ki; Ehl-i Beyti sevmek her mümine farzdır. Bizler de, günümüzdeki seyyidlerin ve şeriflerin üzüntülerini, sıkıntılarını gidererek şu mübarek günlerde dualarını almaya çalışalım. Böyle davranırsak Resulullah Efendimizi de sevindirmiş oluruz…