İnsanların en iyisi ve en kötüsü kimdir?

Hadis-i şerifte buyuruldu ki: “İnsanların en iyisi, ömrü uzun ve ameli güzel olan kimsedir.”

 

 

 

Mustafa Cenânî Efendi Osmanlı Devleti zamanında yetişen âlimlerdendir. Bursa’da, Muradiye’de doğdu. Medrese tahsilini tamamladıktan sonra kadılık yaptı. Bursa’da İvaz Paşa Medresesi’ne müderris tayin edildi. Çok talebe yetiştirdi. Sultan Üçüncü Murâd Hân’ın iltifâtlarına kavuştu. 1004 (m. 1595) senesinde Bursa’da vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı: 

 

Kalb (gönül) hastalıklarından biri de, tûl-i emel sahibi olmak olup, zevk ve safa sürmek için çok yaşamağı istemektir. Allahü teâlâya daha çok ibâdet etmek için uzun ömür istemek caiz ve mendûbdur. Peygamberimize (sallallahü aleyhi ve sellem); “İnsanların en iyisi kimdir?” diye sorulunca;“İnsanların en iyisi, ömrü uzun ve ameli güzel olan kimsedir” buyurdu. “İnsanların en kötüsü kimdir?” denilince de; “İnsanların en kötüsü, ömrü uzun ameli kötü olandır” buyurdu. 

 

Kalb hastalıklarından biri de, nefs-i emmârenin arzusuna tâbi olmaktır. Nefsi, yiyecekten, giyecekten, binadan, kadından ve başka türlü lezzetlerden neyi isterse, onları helâl ve haram demeden toplamaya çalışmaktır.

 

Kalb hastalıklarından biri de fakirlikten korkmaktır. Fakirlikten korkmak, Allahü teâlâya sû-i zanda bulunmaktır. Allahü teâlânın takdîrinden incinmek demektir. Allahü teâlânın takdîrine râzı olmak vâcibdir. O’nun takdîrine incinen kimse, râzı olmamış olur ve günahkâr olur.

 

Resûlullah efendimiz zamanında, Sa’lebe bin Ebî Hâtib isminde bir kimse vardı. Çok fakir idi. Her gece hücre-i saadete gider, Resûlullah efendimizden bir hadîs-i şerîf duyabilmek için çırpınırdı. Kendisine birazcık dünyalık verilmesi için duâ etmesini Resûlullaha rica etti. Resûlullah da ona duâ etti. Allahü teâlâ ona koyun verdi. Kısa zamanda sürü sahibi oldu. Sonra işinin çokluğundan namaza gelmez oldu. Zekât nisâbına mâlik olunca, Resûlullahın zekât istemek için gönderdiği memûra zekâtını vermedi. “Ben Yahudi değilim, cizyeyi Yahudiler verir” demek küstahlığında bulundu. Bir müddet sonra Resûlullaha zekâtını gönderdi. Kabûl buyurulmadı. Sonraları Hazreti Ebû Bekr ve Hazreti Ömer de kabûl etmediler. Hazreti Osman’ın halifeliği zamanında öldü. 

 

Fakirliğin sebepleri çeşitlidir: Dünyâ malı toplamakta çok hırslı olmak, günahta ısrarlı olmak, işlerinde hîle yapmak, zekâtını vermemek, namazda ta’dîl-i erkânı terk etmek, seher vaktinde uyumak, eli arkasında yemek yemek, dişi ile tırnağını kesmek, ekmek ufağına basmak ve sabah namazında mescidden erken çıkmak.

 

 

 

Vehbi Tülek’in önceki yazıları…

Kategori içindeki yazılar: Vehbi Tülek