Her müminin Resûlullahı çok sevmesi gerekir

Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: “Bir kimse, beni çocuğundan, babasından ve herkesten dahâ çok sevmedikçe, îmân etmiş olmaz” 

 

 

 

Sevgili Peygamberimizin Mevlidi [doğum zamanı], Rebiul-evvel ayının 11. ve 12. günleri arasındaki [bu sene 14 Eylül 2024 Cumartesi’yi 15 Eylül 2024 Pazar’a bağlıyan] gecedir.

 

Resûlullah Efendimiz buyurmuştur ki:

 

“Peygamberleri anmak, hâtırlamak ibâdettir.” [Deylemî]

 

“Allahü teâlâ, bir kimseye söz ve yazı san’atı ihsân ederse, Resûlullahı övsün, düşmânlarını kötülesin” hadîs-i şerîfine uyularak, asırlardır Mevlid kitapları yazılmış ve okunmuştur.

 

Allahü tealâ’yı sevenin, O’nun Resûlü’nü de sevmesi farzdır. Ayrıca onun Ehl-i Beytini, Eshâbını ve yolunda olan bütün âlim, velî, sâlih kulları da sevmesi lâzımdır. Resûlullah’ı çok sevmek lâzım olduğu konusunda, pekçok İslâm âlimi birçok kitap yazmıştır.  

 

Her mü’minin Resûlullahı çok sevmesi gerekir. Onu çok seven, onu çok zikreder, anar, çok över. [Bu da zâten îmânının gereğidir. Çok sevmek, kâmil mü’min olmanın da alâmetidir.] Çünkü, başta “Sahîh-i Buhârî” olmak üzere, birçok hadis kitabında yer alan bir hadîs-i şerîfte, “Bir kimse, beni çocuğundan, babasından ve herkesten dahâ çok sevmedikçe, îmân etmiş olmaz” buyuruldu. Ya’nî o kişinin îmânı kâmil, olgun olmaz.

 

Hadîs-i şerîfin diğer rivayetleri de şöyledir: “Bir kimse, beni kendi nefsinden, ehlinden ve bütün insanlardan dahâ çok sevmedikçe, îmân etmiş olmaz”, “Beni ana-babasından, evlâdından ve herkesten daha çok sevmeyen, [kâmil] mümin olamaz.”

 

[Cenâb-ı Hak, hepimize, onu çok sevmemizi ve onun yüksek şefâatine nâil olmamızı ve Cennet’te onunla beraber olmamızı nasip buyursun inşâallah.]

 

Kur’ân-ı kerîmde medhedilen, bütün insanlara ve cinnîlere Peygamber olarak seçilip gönderilen, Allahü teâlânın Habîbi, yaratılmış bütün insanların ve diğer mahlûkâtın her bakımdan en üstünü, en güzeli, en şereflisi, son ve en üstün Peygamber Muhammed aleyhisselâm hakkında birkaç âyet-i kerîme zikredelim inşâallah:

 

Allahü teâlâ, Peygamber Efendimiz hakkında buyurmuştur ki:

 

“Biz, seni, âlemlere rahmet olarak gönderdik” [Enbiyâ, 107],

 

Biz, seni, bütün insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik” [Sebe’, 28],

 

“Doğrusu Biz, seni, hem bir şâhit, hem bir müjdeci, hem de bir uyarıcı olarak gönderdik” [el-Feth, 8],

 

Senin için bitmeyen-tükenmeyen [sonsuz] mükâfât vardır. Elbette sen büyük bir [en büyük] ahlâk üzeresin” [Kalem, 3-4],

 

“Allah ve melekleri, Resûle salât ediyorlar; ey îmân edenler, siz de O’na salât u selâm getirin.” [Ahzâb, 56] [Tefsîrlerde beyân edildiği üzere, Allahü teâlânın ona salât kılması rahmet etmesi; meleklerin salât kılmaları istiğfâr etmeleri; müminlerin salât kılmaları ise duâ etmeleri anlamındadır.]




Kategori içindeki yazılar: Ramazan Ayvallı