Helâl yemedikçe, sâlih ameller işlenemez…

“Senin için en mühim vazîfe helal kazanç ve helal lokma talep etmektir.”

 

Hayreddîn Etrâdî hazretleri Türkistan velîlerinden ve Ubeydullah-ı Ahrâr hazretlerinin talebelerindendir. On beşinci asrın sonlarına doğru yaşadı. Türkistan şehzâdelerinden zengin bir gençti. Ubeydullah-ı Ahrâr hazretlerinin sohbetlerine devamla kısa zamanda kemâle geldi.

Bu mübarek zat, bir talebesine buyurdu ki:

Senin için en mühim vazîfe helal kazanç ve helal lokma talep etmektir. Yediğin, içtiğin, kullandığın her şey mutlak helalden olmalıdır. Allahü teâlâ peygamberlerine meâlen; “Helâl ve tayyib olanları yiyiniz ve sâlih ameller işleyiniz” buyuruyor. Buradan anlaşılıyor ki helâl yemedikçe, sâlih ameller işlenemez. Demek ki, helâl yemek, helâl kazanç sâlih amel işlemekten önce gelmektedir. Çünkü helâl lokma ve helâl kazanç, sâlih amellerin yapılabilmesi için birinci şarttır. Bunda da başarılı isen, gösterişten ve süslü giyinmekten kaçınman gerekir. Hazret-i Ömer (radıyallahü anh) “Benim atımı süslemeyiniz. Ona binince gönlüm perdeleniyor” buyurdu. Hasan-ı Basrî hazretlerine; “Hangi elbiseyi seversiniz?” diye sordular. Cevâbında; “Ey zavallı! Eğer iyilik elbisede, iyi giyinmekle olsaydı, fâsıklar ve günahkârlar Hak teâlâ indinde sâlih kimselerden kıymetli olurdu. Sözün doğrusu şudur ki, Allahü teâlâ Cemîl’dir, tâatin ve yaşayışın güzelini yâni İslâmiyete uygun olanını sever, bunlardan râzı olur” buyurdu.

Bir vasiyetim de şudur; din kardeşlerine kolaylık göster, onlara yardımcı ol. Her sabah onlar ile toplanıp Kur’ân-ı kerîm oku. Her nerede Kur’ân-ı kerîm okunursa, oraya hayır ve bereket yağar. Nitekim Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: “Herhangi uygun bir yerde Allahü teâlânın kitabı okunursa, melekler oraya gelip, okuyana yardım ederler. Oraya Allahü teâlânın rahmeti yağar. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîm okuyanı, melekleri, peygamberleri, şehîdleri ve müminleri ile yâd eder. O kuluna rahmet ve mağfiret eder.” Ve yine buyurdu ki: “Benim ümmetimin şereflileri, Kur’ân-ı kerîmi okuyanlar ve gece namazı kılanlardır.”

Bir vasiyetim de şudur ki, dostlarını ve talebelerini mezarlığa Kur’ân-ı kerîmi para ile okumaları için gönderme. Çünkü bu mürüvvete sığmaz. Peygamber efendimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: “Her kim insanlardan dünyâlık ele geçirmek için Kur’ân-ı kerîm okursa, kıyâmet gününde, yüzünde sırf kemik olarak yâni yüzü etsiz olarak getirilir.”


Vehbi Tülek

Kategori içindeki yazılar: Vehbi Tülek