“Helâl kazanıp, fakirlere cömertçe veriniz…”

“Helâl kazanıp, fakirlere cömertçe veriniz…”

İbn-i Atânî hazretleri evliyanın büyüklerindendir. İsmi, Hüseyin bin Ahmed bin Hüseyin’dir. Haleb’de doğdu. Sonra Musul’a gelip yerleşti. Zamânındaki âlim ve velîlerin ilim meclislerinde ve sohbetlerinde bulundu. Bilhassa Şâfiî fıkhında âlim idi. Birçok kerâmetleri görüldü. 1506 (H.912) senesinde hac vazîfesi için gittiği Mekke-i mükerremede vefât etti…

İbn-i Hanbelî onun vefâtından sonra gördüğü bir kerâmetini şöyle anlattı:

Ben, İbn-i Atânî hazretleri ile birlikte hacca gitmiştim. Mekke-i mükerremeye vardıktan sonra, Arafat’ta vakfeye durmuştuk. Beni yanına çağırıp; “Ben ömrümün sonuna geldim. Bu mübârek topraklardan gitmek istemiyorum. Sana vasiyetlerimi bildireyim” buyurdu. Az zaman sonra da vefât etti. Lâkin o sene Mekke-i mükerremede çok su sıkıntısı vardı. Onun cenâzesini yıkamak için suyu nereden bulurum diye düşünürken, yanıma yüksek sesle konuşan birisi geldi ve; “İbn-i Atânî vefât mı etti?” dedi. Ben de; “Evet” deyince; “Neden bu kadar düşünceli duruyorsun?” diye sordu. Ben; “Yalnızım ve su sıkıntısı da var. Onun techîz ve tekfînini yalnız nasıl yaparım ve gasli için suyu nereden bulurum?” dedim. O zaman bana; “Sen burada bekle ve ayrılma” deyip gitti…

Aradan biraz zaman geçince, bir de baktım, o kimse, ellerinde birer testi su ve kefen bulunan bir toplulukla berâber geldi. Yanıma gelir gelmez hazretin cenâzesini yıkamaya başladılar. Yakın bir kabristana berâberce defnettik. Bana hepsi tâziyette bulunup yanımdan ayrıldılar… Onların kim olduklarını ve nereden geldiklerini bilmiyordum. Birkaç gece sonra, İbn-i Atânî hazretlerini rüyâmda beyaz elbiseler içinde, bağ ve bahçeler arasında sevinçli bir şekilde gördüm. Bana; “Allahü teâlânın rahmeti senin üzerine olsun. Sen beni sâlih kimselerle birlikte çok güzel techîz ve tekfîn ettin” buyurdu…

Bu mübarek zat, sohbetlerinde buyurdu ki:

“Helâlinden kazanıp, ondan fakirlere cömertçe veriniz.”

“Ölümü çok hatırlayınız. Ölüm gelmeden hesâbınızı yapınız. Tövbe ediniz ki, affa kavuşasınız.”

“Dünyâ gamından, nefsin sıkıştırmasından hafifleyip kurtulmak istiyorsanız, kabristanları sık sık ziyâret ediniz.”

“Ayıp ve kusurlarını gördüğünüz arkadaşlarınızın, komşularınızın, sırlarını ifşâ etmeyiniz. Çünkü gördüğünüz bu sırlar, size emânettir. Emânete hıyânet ise, çirkin bir harekettir.”


Vehbi Tülek

Kategori içindeki yazılar: Vehbi Tülek