Bazı art niyetli kimseler, “Peygamber, 23 yılda, o kadar çok hadîs söyleyemez” diyerek hadîs-i şerîflerin uydurma olabileceğini îmâ ve iddiâ ediyorlar.
Evvelâ şunu belirtelim ki, Peygamber Efendimiz, gündüzleri 5 vakit namazda, Cuma namazlarında, bayramlarda, mübârek gecelerde, harplerde, seferde ve hazarda Sahâbe-i kirâmı ile beraber bulunmuş, geceleri ise âile efrâdı ile birlikte olmuş, onlara dâimâ bir şeyler anlatmıştır. Yüzlerce, binlerce, on binlerce insanla temâsı olmuştur.
Sâniyen, senedin farklı olmasıyla, onun metni de farklı hadîs kabûl edilmiş, ayrıca metinde lafız farkları olunca, onlar da farklı hadîs telakkî edilmiştir.
Sâlisen, “Mustalahu’l-hadîs=Usûl-i Hadîs” ilmine göre, Sahâbenin ve Tâbiînin sözleri de hadîs kabûl edilmiştir.
Hâl böyle olunca, yüz binlerce hadîsin mevcûd olduğu anlaşılır. Onun için, hadîs kitaplarında, 800.000 ve 1.000.000 gibi rakamlar söz konusudur.
Hadîs âlimleri, çok yüksek insanlardır. Râvîleri ile berâber, yüz bin hadîs-i şerîfi ezber bilene “Hâfız” denir. Üç yüz bin veya beş yüz bin hadîsi ezberleyene, “Huccet” veya “Huccetül-islâm” denir. Üç yüz binden veya beş yüz binden dahâ çok hadîs-i şerîfi, yahûd sekiz yüz bin hadîsi râvîleri ile, senedleri ile birlikte ezber bilene “Hâkim” veya “Hadîs imâmı” yâhûd “Hadîs müctehidi” denir.
Doğru oldukları, bütün İslâm âlimleri tarafından tasdîk edilmiş olan hadîs kitâblarından altı tanesi, bütün dünyâda şöhret bulmuştur. Bu altı kitâba “Kütüb-i sitte”
İslâm âlimlerinin kitaplarında, mevdû, uydurma hadîs olabilir mi? İyi bilinmeli ki, hiçbir İslâm âliminin, hadîs âliminin kitaplarında, mevdû, uydurma hadîs olmaz. Çünkü onlar uydurma hadîs nakletmenin vebâlini çok iyi bilirlerdi. “Kim, amden, kasden, yanî yalan olduğunu bile bile, bana yalan bir söz isnâd ederse, Cehennemdeki yerine hâzırlansın” hadîsindeki tehdîdden son derece korkarlardı.
Bu hadîs-i şerîf, mütevâtir, çok kuvvetli bir hadîs-i şerif olup bunu 70-72 sahâbî nakletmiştir. İşte Peygamberimizin söylemediği bir sözü, onun söylediğini iddiâ etmek, çok büyük mes’ûliyetli bir iştir.
Hadîs ilmi, üzerinde çok çalışılmış olan çok ciddî bir ilimdir. Bir hadîste kasdedilen manâ nedir? Bunu bilmeden hemen uydurma demek, o hadîs âlimine büyük bir iftirâ olur.
Ancak bir âlimin, sıhhat şartlarına uygun gördüğü bir hadîsi, diğer bir âlim, uygun görmeyebilir; o hadîs için hasen veya haber-i vâhıd mertebesindedir diyebilir. Makdisî ve Hâzimî isimli âlimlerin “Şurûtul-Eimmetis-Sitte” ve “Şurûtul-Eimmetil-Hamse” isimli kitapları vardır.
6 büyük hadîs âliminin (İmâm-ı Buhârî, İmâm Müslim, İmâm Ebû Dâvûd, İmâm-ı Tirmizî, İmâm-ı Nesâî ve İmâm İbn-i Mâce)’nin bir hadîsi sahîh sayarken hangi kriterleri aradıklarını âlimler tesbît etmişlerdir. Bu konuda merhûm Prof. Dr. Müctebâ Uğur ve merhûm Prof. Dr. İbrâhîm Cânân’ın da çalışmaları ve makâleleri vardır.
Prof. Dr. Ramazan Ayvallı