Günahlarını hatırladığı zaman, içi titreyenler!..

Allahü teâlâ Dâvûd aleyhisselâma şöyle vahyetti: “Biliyor musun, kullarımdan kimin günâhını bağışlamayı severim?” 

 

 

 

Şemseddîn Efendi, Emîr Sultan hazretlerinin halîfelerinden Hoca Hasan Efendinin talebesidir. Vaaz ve nasîhatle meşgûl olurdu. Bu sûretle kendisinden çok kimse istifâde etti. 1470 (H. 875)’te Bursa’da vefât etti. Bu zât kerâmetleriyle meşhûr olmuştur.

 

Nakledilir ki: Bursalı Hocazâde Efendinin babası bir ziyâfet verip, oğulları da güzel elbiseler giyerek bu ziyâfette bulunmuştu. Hocazâde Efendi eski elbise ile ayakkabı çıkarılan yerde idi. Veli Şemseddîn Efendi, çocukların babasına; “Bunlar kimlerdir?” diye sorunca, oğullarımdır, dedi. Hocazâdeyi sorunca da; “O da oğlumdur. Fakat benim yolumu terk etti. Okuyup yazmaya heves etmediğinden dolayı gözümden düştü” dedi…

 

Bunun üzerine Veli Şemseddîn Efendi çok nasîhat etti. Sonra Hocazâde’yi yanına çağırdı. “Bu durumdan üzülme!” diye teselli etti. “İnşâallahü teâlâ yakın zamanda sen çok yüksek derecelere ulaşırsın. Kardeşlerin sana hizmetçi olurlar” buyurdu… Aradan çok zaman geçmeden Hocazâde, Muallim-i Sultânî ve kâdıasker oldu. Babası ziyârete geldiğinde babasıyla başköşeye oturdu, kardeşleri de onlara hizmet etti…

 

Bu mübarek zat, sohbetlerinde buyurdu ki:

 

“Ey âdemoğlu! Yaradandan kuvvetli, yaratılandan zayıf kimse yok.”

 

“Münâfığın özelliklerinden ikisi; övülmeyi sevmek, zemmedilmekten, yerilmekten hoşlanmamaktır.”

 

Allahü teâlâ Dâvûd aleyhisselâma şöyle vahyetti: “Ey Dâvûd! Biliyor musun, kullarımdan kimin günâhını bağışlamayı severim?” diye buyurdu. Dâvûd aleyhisselâm; “Onlar kimdir, yâ Rabbî?” dedi. Allahü teâlâ; “Günahlarını hatırladığı zaman, içi titreyenlerdir” buyurdu.

 

“İnsanın dîni için en faydalı ahlâk, dünyâya rağbet etmemesi, en kötüsü de, hevâya, arzu ve isteklere uymasıdır. Hevâya uymanın bir kısmı; malı, makâmı ve herkes yanında medhedilmeyi sevmektir. Malı ve rütbeyi seven kimse, harâmlara düşer. Harâmları yapan, Allahü teâlâyı gazaplandırır. Allahü teâlâyı gazaplandıran kimse, helâk olur.”

 

“Şu üç şey zulümdür: Kendisinden yukarıdakilere karşı gelip, emirlerini yerine getirmemek. Kendinden aşağıdakilere güç ve kuvvet kullanarak haksızlık yapmak. Zâlimlere yardım etmek.”

 

“Hasedcinin yâni başkalarını çekememenin alâmeti de üçtür. Hased ettiği kimse, yanında yoksa, gıybetini eder. Yanında bulunduğu zaman dalkavukluk yapar. Onun başına bir belâ geldiği zaman sevinir.”

 

 

 

Vehbi Tülek’in önceki yazıları…

Kategori içindeki yazılar: Vehbi Tülek