Gaflete dalanların vay hâline!..

Gaflete dalanların vay hâline!..

“Sizden öyleleri vardır ki, kendileri Allahü teâlâdan kaçtıkları hâlde, insanları Hakk’a çağırırlar!”

İbn-i Semmâk hazretleri evliyânın büyüklerindendir. İsmi Muhammed bin Sabih’tir. Kûfe’de doğdu. 799 (H.183) senesinde orada vefât etti. Zamânının önde gelen âlimlerinden ilim ve edeb öğrendi. Hişam bin Urve, A’meş ve başkalarından hadîs dinledi ve bu ilimde mütehassıs oldu. Ahmed bin Hanbel hazretleri kendisinden hadîs rivâyetinde bulundu. Ma’rûf-u Kerhî hazretleri talebelerinin önde gelenlerindendir.

İbn-i Semmâk, bildiklerini, öğrendiklerini yerine getiren Allah’ın sevgili bir kuluydu. Bir vaazında; “İçinizde Allahü teâlâyı hatırlatan fakat kendileri unutan pekçok kimseler vardır. Yine öyleleri vardır ki, Allahü teâlânın yasak, haram kıldığı şeylere karşı cüretkâr olup, haram işledikleri hâlde, başkalarını Allahü teâlâya yaklaştırmaya çalışırlar. Yine sizden öyleleri vardır ki, kendileri Allahü teâlâdan kaçtıkları hâlde, insanları Hakk’a çağırırlar” diyerek, ilmiyle âmil olmayan, bildikleriyle amel etmeyen ve gaflet içinde kalanların hâlini dile getirdi…
İbn-i Semmâk hazretleri zamânın ileri gelen devlet adamlarına nasîhat eder, mektuplar gönderirdi. Muhammed bin Hasan, Rukbe’ye vâli tâyin edilmişti. Ona yazdığı mektupta “Her hâlinde takvâ üzere ol, haramlardan sakın, Allahü teâlânın nîmetlerine şükret ve O’ndan kork. Nîmete şükretmek; günâh işlememekle olur. Muhakkak her nîmette bir delil, hüccet ve mesûliyet vardır. Hüccet, delil, o nîmetin Allahü teâlâ tarafından verilmiş olmasıdır. Mesûliyetine gelince; o, nîmet olduğu hâlde günah işlememektir. Allahü teâlâ sana âfiyet versin. İşlediğin günahları ve yaptığın kusurları affetsin” buyurdu.
Muhammed bin el-Yemân anlatır: Bağdâtlı arkadaşlarımdan birisi, İbn-i Semmâk hazretlerine mektup yazıp, dünyâyı kendisine anlatmasını istedi. Cevabında; “Allahü teâlâ dünyâyı şehvetlerle ve âfetlerle doldurdu, helâlleri güçlüklerle, haramları da mesûliyetlerle birleştirdi. Helâller için hesâba çekeceğini, haramlar için azâb edeceğini bildirdi. Vesselâm” yazarak gönderdi.

İbn-i Semmâk, Abbâsî halîfelerinden birinin huzûruna girdi. Halîfe bu sırada su içiyordu. Halîfe, İbn-i Semmâk’a; “Bana nasîhat et” dedi. İbn-i Semmâk; “Susuzluktan ölecek bir hâlde olsan ve seni ölümden kurtaracak suyu bütün servetin karşılığında verecek olsalar ne yapardın?” diye sordu. Halîfe “Bütün servetimi verir suyu alırdım” deyince İbn-i Semmâk; “O hâlde, bir bardak su kadar kıymeti olan servetinle niçin öğünüp duruyorsun?” dedi.


Vehbi Tülek

Kategori içindeki yazılar: Vehbi Tülek