“Keşke ilmim olmasaydı… Âhirete vardığımda, hiç olmazsa bu hususta hesâba çekilmezdim.”
Abdürrahim Dehlevî hazretleri evliyanın meşhurlarındandır. 1719 (H.1131) senesinde Hindistan’da vefât etmiştir. Meşhûr hadîs âlimi Şâh Veliyyullah Dehlevî hazretlerinin babasıdır.
Şöyle anlatmıştır: “Kutbüddîn Bahtiyâr Kâkî hazretlerinin kabrini ziyârete giderdim. Bir gün ziyâretim sırasında acabâ benim ziyâretim ona mâlum olur mu diye düşündüm. O sırada kabirden bir ses işittim. Şu mânâda bir şiir okuyordu: Beni de kendin gibi diri bil. Sen bedeninle, ben de rûhumla geldim.”
Oğlu Şâh Veliyyullah Dehlevî’ye şöyle anlatmıştır:
Peygamber efendimizin; “Ben daha melihim. Kardeşim Yûsuf (aleyhisselâm) daha sabihtir” buyurduğunu işittim. Bunu duyunca, hayret ettim. Çünkü melâhet daha çok âşıkları mest eder. Yûsuf aleyhisselâmı gören kadınlar parmaklarını kestiler. Resûlullah’ı görenlerde böyle bir hâl görülmedi, diye düşündüm. Peygamber efendimizi rüyâda gördüm. Bu husûsu sordum. Buyurdu ki:
‘Benim güzelliğim insanların gözlerine örtülüdür. Eğer açık olsaydı, insanlar Yûsuf’u (aleyhisselâm) görünce yaptıklarından daha çoğunu yaparlardı.’
Yine şöyle anlatmıştır: “Kutbüddîn Bahtiyâr Kâkî hazretlerinin kabrini ziyârete gitmiştim. Kabrine giderken ayakkabılarım çamura batıp kirlenmişti. Bu sebeple biraz uzakta durdum. Rûhâniyeti görünüp; “Biraz daha yakın gel!” buyurdu. Birkaç adım daha yaklaştım. O sırada, dört meleğin semâdan bir tahtı, kabrin yanına indirdiklerini gördüm. Tahtın üzerinde Hâce Nakşibend hazretleri vardı. Aralarında bir şeyler konuştular. Sonra melekler o tahtı semâya kaldırıp götürdüler…”
Bu mübarek zat buyurdu ki:
“Fitne çıkaran âlimden ve câhil âbidden (çok ibâdet edenden) sakının. Bunların hâline meftûn olan (gönlünü kaptıran, aldanan) için ikisi de fitnedir. Hem de çok tehlikelidir.”
“İnsanlar uzun zaman dinle yaşayacak, sonunda din gidecek. Sonra uzun zaman hayâya sarılacaklar, bir nevi utanma duygusu ile yaşayacaklar, o da yok olacak, sonra onları bir rağbet ve istek yaşatacak, bir müddet de bu devam edecek. Sonra bu da, öbürleri gibi gidecek. Zannederim, bundan sonra gelecek zamanlar, birbirinden daha zor olacak.”
“Keşke ilmim olmasaydı. Dünyâdan tertemiz çıksaydım. Âhirete vardığımda, hiç olmazsa bu hususta hesâba çekilmezdim.”
“Bizim kendilerine yetiştiğimiz insanlar ilmi, aklı olan ve onunla amel edecek kimselere öğretmek için öğrenirlerdi. Ama şimdi ilim tahsili yapanlar, akılsızlar, iyi ameli olmayanlar için ilim öğreniyorlar.”