Fetihler, adalet götürmüştür…

Müslümanlar fethettikleri yerlerde, herkesi ticaretinde, ibadetinde serbest bırakmışlar, insanların mallarını, canlarını emniyet altına almışlardır.

 

 

 

 

 

İslam Medeniyeti -6-

 

Hazreti Ömer’in (radıyallahü anh) halifeliği zamanında, Başkumandan Ebû Ubeyde (radıyallahü anh) Humus şehrini alınca memurları vasıtasıyla şu ilanı yaptırdı: 

 

“Ey Rumlar! Allahü teâlânın yardımı ile ve halifemiz Hazreti Ömer’in emrine uyarak bu şehri de aldık. Hepiniz ticaretinizde, işinizde, ibadetlerinizde serbestsiniz. Malınıza, canınıza, namusunuza kimse dokunmayacaktır. İslamiyet’in adâleti, aynen size de tatbik edilecek, her hakkınız gözetilecektir. Dışarıdan gelen düşmana karşı Müslümanları koruduğumuz gibi, sizi de koruyacağız. Bu hizmetimize karşılık olmak üzere, sizden senede bir kere cizye [gelir vergisi] istiyoruz. Size hizmet etmemizi ve sizden cizye almamızı Allahü teâlâ emretmektedir.

 

Humus Rumları, cizyelerini seve seve getirip, Beytülmâle teslim ettiler. Daha sonra Herakliyüs’ün, bütün memleketten asker toplayarak Antakya’ya hücuma hazırlandığı haberi alınınca, Humus şehrindeki askerin de merkezdeki kuvvetlere katılmasına karar verildi. Ebû Ubeyde hazretleri, şehirde memurlarına şöyle ilan verdirdi:

 

Ey Hristiyanlar! Size hizmet etmeye, sizi korumaya söz vermiştim. Buna karşılık, sizden cizye almıştım. Şimdi ise, halifemiz Hazreti Ömer’den aldığım emir üzerine, Herakliyüs ile gazâ edecek olan kardeşlerime askerimle yardıma gidiyorum. Size verdiğim sözde duramayacağım. Bunun için hepiniz Beytülmâle gelip, cizyelerinizi geri alınız, isimleriniz ve verdikleriniz defterimizde yazılıdır.”

 

Suriye şehirlerinin çoğunda da böyle oldu. Hıristiyanlar, Müslümanların bu adâletini, bu şefkatini görünce, senelerden beri Rum İmparatorlarından çektikleri zulümlerden ve işkencelerden kurtuldukları için bayram yaptılar. Sevinçlerinden ağladılar. Çoğu seve seve Müslüman oldu.

 

     ***

 

Hazreti Ömer’in torunlarından onun gibi adaletiyle meşhur ve “İkinci Ömer” diye tanınan Ömer bin Abdülaziz halife olunca, her tarafta Müslüman olanların sayısı arttı. Doğuda ve batıda milyonlarca gayrimüslim, Müslüman oldu. Afrika’da bütün Berberîler onun zamanında Müslüman oldu. Mûsevî, Hristiyan ve ateşperestlere gösterdiği güzel muamele karşısında, onların arasında İslâmiyet geniş ölçüde yayıldı. Hak ve adâletin yayılmasında ve zulmün kalkmasında çok hizmet etti. Zamanında kurt ile kuzu beraber yaşadı…

 

Âlimlerin ve evliyanın meşhurlarından Mâlik bin Dinâr hazretleri şöyle anlatmıştır:

 

Ömer bin Abdülazîz hazretleri halife olunca bir çobanın şöyle dediği işitildi: “Acaba bu temiz, âdil halîfe kimdir?” Çobana “Böyle olduğunu nereden anladın?” diye soruldu. Çoban “Tıpkı hazreti Ömer’in halifeliği zamanında olduğu gibi kurtlar kuzulara saldırmaz oldu. Anladım ki âdil bir halife başa geçmiştir” dedi…

 

Seneler geçti, kurtlar kuzulara hiç saldırmadı. Nihayet bir gün kurtlar kuzulara saldırınca, çoban bir âh çekti, “herhâlde adil halife vefat etti” dedi.




Kategori içindeki yazılar: Salim Köklü