Tennûrî İbrâhim Efendi Anadolu’da yetişen büyük velîlerdendir. Sivas’ta doğdu. İlk tahsîlini memleketinde yaptıktan sonra Konya’ya giderek ilim tahsîl etti. Kayseri’ye gelerek Hunad Hâtun Medresesine müderris oldu. Göynük’e gitti ve Akşemseddîn hazretlerine intisab etti. Akşemseddîn hazretlerinden icâzet aldıktan sonra, onun izni ile, Kayseri’ye yerleşerek bir tekke kurdu. 1482 (H.887) senesinde Kayseri’de vefât etti. Sohbetlerinde buyurdu ki:
“Ey evliyâsına heybet elbisesini giydiren! Onlar, izzetinle azîz olmuşlardır. Sen, zikredicilerden önce zikredicisin! Sen, kulların sana yönelmesinden evvel ihsân edicisin. İsteyenlerin istemesinden önce veren cömertsin. Vehhâbsın, çok hîbe edicisin. Sonra, bize hîbe ettiklerinle sana geliyoruz.”
“Yâ Rabbî! Muhakkak ki, kazâ ve kaderin bana gâliptir. Beni, şehvet zinciri ile kuvvetlenmiş nefsin arzuları esir ettiler. Sen bana yardım et de kurtulayım. Beni kimseye muhtaç etme! İhsânınla, kendi isteklerimi bile arzu etmeyeyim. Evliyânın kalblerini nûr güneşleri ile aydınlatan sensin. Seni bununla bilirler, tanırlar. Birliğini bununla söylerler. Senden başkasını sevmesinler, başkasına sığınmasınlar diye, sevdiklerinin kalblerinden düşmanların sevgisini çıkaran sensin! Herkes onlara yabancı, fakat sevdikleri sensin. Cihan karşılarına dikilse de, onlara hidâyet veren, yol gösteren sensin. Seni kaybeden ne bulur? Seni bulan ne kaybeder? Senden başkasına râzı olan zarardadır. Sana baş kaldıran hüsrândadır.”
“İbâdet ve tâatları zamânında hemen yap. Sonra yaparım, diye geciktirmen onları yapmana mâni olabilir.”
“Nîmetlerin çokluğu, seni, onların şükrünü yapmaktan alıkoymasın.”
“Sözü ve hareketleri ile sana Allahü teâlâyı ve âhireti hatırlatmayan kimse ile arkadaş olma.”
“Nefsinden râzı olmayan câhil bir kimse ile arkadaş olmak, nefsinden râzı ve memnun olan bir âlim ile arkadaşlık etmekten daha hayırlıdır. Çünkü nefis, dâimâ insanın kötülüğünü ister. Ondan nasıl râzı olunabilir.”
“Faydalı ilim; aydınlığı, gönül ve kalbe yayar, kalpteki perdeleri kaldırır.”
“Amellerin en hayırlısı, onunla birlikte Allah korkusu meydana gelendir.”
“Çarşıda ve câmi avlusunda bir şey yemeyiniz. Yol ortasında durmayınız. Ticâret erbâbının dükkânlarında uzun müddet oturmayınız.”
“Halka ayrılık acısının tattırılmasındaki hikmet, Allahü teâlâdan başkasına güvenmelerini önlemektir.”
Vehbi Tülek