Evliyânın hiçbirine dil uzatmamalıdır!..

“Allahü teâlânın bir velîsini, kötü gözle bakarak inciten kimse, dînin bir parçasını kötülemiş olur.”

 

 

 

İlmüddîn Sehâvî hazretleri hadîs, fıkıh ve tefsîr âlimlerindendir. 558 (m. 1163) senesinde Mısır’da Sehâ’da doğdu. Devrinin büyük âlimlerinden ilim öğrenip icazet aldı. İlim tahsilini tamamladıktan sonra Şam’a gitti. Orada Benî-Ümeyye Câmii’nde kırk seneden fazla ders verdi. Pekçok kimse ondan ilim öğrendi. 643 (m. 1245)’de Şam’da vefât etti. Vefâtı yaklaştığı sırada söylediği bir şiirin tercümesi şöyledir:

 

“Dediler ki, yarın âhıret diyarına gideceğiz. Kervan, kurtuluş diyârında olanların menziline ulaşacak, itaat eden kimse onlara kavuşmaktan sevinir. Dedim ki, benim günâhım var, çârem de yok. Hangi yüzle onların arasına katılabilirim? Dediler ki, Allahü teâlâ affeder. Hele de af uman kimseyi…”

 

Buyurdu ki: “Hadîs âlimlerinden Muhammed bin Abdullah Hâkim Nişâbûrî’nin Müstedrek adlı kitabında bildirdiği hâdîs-i şerîfte; (Deccâl zamanında bulunan müminlerin gıdası, meleklerin gıdası gibi, tesbih ve takdis etmek olur. Allahü teâlâ, o zaman tesbih ve takdis edenlerin açlığını giderir) buyuruldu. Bu da gösteriyor ki, Allahü teâlâ, dilediği kullarına öyle hâl verir ki, yemeğe, içmeğe ihtiyâçları kalmaz. Deccâl zamanında, bütün müminlere bu hâli ihsân edecektir. Deccâlin fitnelerinden biri şudur ki, uğradığı şehirlere; ‘Bana ibâdet ediniz, bana uyunuz!’ diyecek. Ona uyarlarsa, göğe emrederek yağmur yağacak, yere emrederek ekin çıkacaktır. Ona uymazlarsa, emredip, hiç yağmur yağmayacak ve yerden ot bitmeyecektir. Herkes aç kalacaktır. Hadîs-i şerîf, bu fitnenin müminlere zarar vermeyeceğini bildiriyor. Müminler tesbîh okuyarak, açlık duymayacaklardır. 

 

Tasavvufcular riyâzet yapıyor diyerek, bunları peygamberlerden (aleyhisselâm), hattâ Eshâb-ı kirâmdan (radıyallahü anhüm) daha üstün sanmamalı ve daha üstün tutmamalıdır. Evliyânın hiçbirine de dil uzatmamalıdır. Evliyânın büyüklüğünü anlayamadığı için, kusuru kendinde bilmelidir. Hadîs-i şerîfte; (Kendi ayıplarını, kusurlarını düşünmekten, başkalarının ayıplarını araştırmayana müjdeler olsun!) buyuruldu. Sehl bin Abdullah Tüsterî buyurdu ki: “Günahların en kötüsü, Müslümana kötü gözle bakmaktır. İnsanların çoğu, bunu günahtan saymazlar. Tövbesini hiç yapmazlar.”

 

“Bir kimse, evliyânın hepsine hüsn-i zan edip, övse, yalnız bir velîyi, dînimize uygun bir sebep göstermeden kötülese, o hüsn-i zanlarının hiç faydası olmaz. Evliyânın hepsini tasdik etmeyen kimse, velî olamaz. Allahü teâlânın bir velîsini, kötü gözle bakarak inciten kimse, dînin bir parçasını kötülemiş olur.”

 

 

 

 

 

Vehbi Tülek’in önceki yazıları…

Kategori içindeki yazılar: Vehbi Tülek