Eshâb-ı kirâmın yolunda gidenler

Resûle itaat, Hak teâlâya itaat demektir. Ona uymamak, Allahü teâlâya isyândır!

 

 

 

İbnü’l-Hatîb hazretleri büyük velîlerden ve fıkıh âlimlerindendir. Yemen’de Turbe köyünde doğdu. 1298 (H.697) senesinde orada vefât etti. Şeyh İsmâil Hadrâmî’den ilim tahsîl etti. Böylece zâhirî ve mânevî ilimleri ondan öğrendi. İcazet alarak talebe yetiştirdi. Bir sohbetinde şunları anlattı:

 

Hadis-i şerifte, Müslümanların yetmişüç fırkaya ayrılacakları bildirildi. Bu yetmişüç fırkadan her biri, İslâmiyete uyduğunu iddiâ etmektedir. Cehennemden kurtulacağı bildirilen bu fırkanın kendi fırkası olduğunu söylemektedir. Mü’minûn sûresi, ellidördüncü [54] ve Rûm sûresi otuzikinci âyetinde meâlen, (Her fırka, doğru yolda olduğunu sanarak, sevinmektedir) buyuruldu. Hâlbuki, bu çeşitli fırkalar arasında kurtulucu olan birinin alâmetini, işaretini, Peygamberimiz şöyle bildirmektedir: (Bu fırkada olanlar, benim ve Eshâbımın gittiği yolda bulunanlardır.) 

 

İslâmiyetin sahibi kendini söyledikten sonra, Eshâb-ı kirâmı da, söylemesine lüzûm olmadığı hâlde, bunları da söylemesi, (Benim yolum, Eshâbımın gittiği yoldur. Kurtuluş yolu, yalnız Eshâbımın gittiği yoldur) demektir. Nitekim Nisâ sûresi, yetmişdokuzuncu âyetinde meâlen, (Resûlüme itaat eden, elbette Allahü teâlâya itaat etmiştir) buyuruldu. Resûle itaat, Hak teâlâya itaat demektir. Ona uymamak, Allahü teâlâya isyândır. Allahü teâlâya itaatin, Resûlüne itaatten başka olduğunu sananlar için nâzil olan, Nisâ sûresinin, (Allahü teâlânın yolu ile, Resûlünün yolunu birbirinden ayırmak istiyorlar. Senin söylediklerinin bazısına inanırız, bazısına inanmayız diyorlar. İkisi arasında ayrı bir yol açmak istiyorlar. Bunlar, elbette kâfirdir) meâlindeki yüzkırkdokuzuncu âyeti, bunların kâfir olduklarını bildiriyor.

 

Eshâb-ı kirâmın yolunda gitmeyip de, Peygambere uyduğunu söyleyen, yanılıyor. Ona uymuş değil, isyân etmiş oluyor. Böyle yol tutan, kıyâmette kurtulamıyacaktır. Mücâdele sûresinin, (Doğru bir şey yaptıklarını sanıyorlar. Biliniz ki, onlar yalancıdır, kâfirdir) meâlindeki onsekizinci âyeti bu gibilerin hâlini gösteriyor.

 

Eshâb-ı kirâmın yolunda giden, hiç şüphe yok ki, Ehl-i sünnet vel cemaat fırkasıdır. Allahü teâlâ, bu fırkanın yorulmadan, yılmadan çalışan büyüklerine, bol bol mükâfat versin! Cehennemden kurtulan fırka, yalnız bunlardır. Çünkü, Peygamberimizin Eshâbına dil uzatan, bunlara uymaktan, elbette mahrumdur.

Kategori içindeki yazılar: Vehbi Tülek