Sözlerimizle, davranışlarımızla, çocuğumuza kendimizi sevdirmeliyiz. Çocuk, yanlış bir şey yaparsam babamı annemi ve hocamı üzerim diye korkmalı!
Çocuk terbiyesinde bazı önemli hususlar -2-
Sözlerimizle, davranışlarımızla, çocuğa kendimizi sevdirmeliyiz. Çocuk yanlış bir şey yaparsam babamı, annemi, hocamı ve büyüklerimi üzerim diye korkmalı…
Bir çocuk babasına, hocasını niçin sevdiğini anlatırken, “hocam bana kızmıyor sen kızıyorsun” der. Yine bir çocuğa hocanı niçin seviyorsun dediklerinde, “Çünkü o bana iyi davranıyor” diye cevap verir. Onun için çocuklara sevgi ile şefkatle ve onlara değer vererek yaklaşmalı. Çocuğa kızarak, tenkit ederek, asık çehreli, hep hata ve kusur arayarak yaklaşırsak kendimizden soğutur ve uzaklaştırırız. Bizi gördüğünde kaçar. Çocuğumuza vereceğimiz mühim bilgileri ve değerlerimizi veremeyiz. Bizi dinlemez. O zaman çocuğa karşı tavrımızı düzeltmeliyiz.
Güler yüzlü, tatlı dilli ve yumuşak olmak, sevgi, ilgi ve takdir etmek çocuk üzerinde müspet, olumlu tesir yapar. Çocuğa zaman ayırmalı. Anne baba ona sevdiklerini hissettirmeli. Sevgi ile kucaklayıp bağırlarına basmalı. Gerektiğinde arkadaş gibi olmalı. Ölçülü bir şekilde şakalaşmalı. Sert davranıldığı zaman çocuk hırçınlaşır. Aileye ve çevresine zarar vermeye meyleder.
Çocukların, sevdikleri kimselerin nasihatini dinlediklerine dair yaşanmış iki misal:
Bir genç çok kıymetli bir zatla bir yerde birlikte çalışır. Bu zat gayet nazik ve kibardı, hep efendim diye konuşurdu. Genç bu zatı çok sevmiş. Onun gibi evde ‘efendim’li konuşmaya ve ibadetlerini yapmaya başlamış. Bu durum babasının dikkatini çekmiş ve ondaki bu değişikliğin sebebini sormuş. Çocuk; “Çalıştığım yerde çok kibar bir zat var. O hep efendim diyerek konuşur, demiş. Efendimsiz konuşmaya alışırım da yanında öyle konuşurum diye korkuyorum” demiş…
Bir lise öğretmeni okula gitmek üzere taksiye biner. Ramazan ayı olduğu için söz oruçtan açılır. Şoför, “Efendim, ben ömrümde hiç oruç tutmamışım. Bizim hanım da tutmaz. Fakat bizim mektebe giden çocuk öyle değil. Liselerinde çok sevdiği bir hocaları varmış. Ramazan ayının ehemmiyetinden bahsetmiş. Bizim çocuk, bu hocasının ramazanla ilgili anlattıkları çok hoşuna gitmiş. ‘Ben de oruç tutacağım’ diye tutturdu. Biz ne dediysek sözümüzü geçiremedik. O şimdi oruç tutuyor” dedi.
Demek ki gençlere faydalı olmak için anne baba, hoca ve büyüklerin kendilerini sevdirmeleri lazımdır. Onları kendilerinden soğutacak, uzaklaştıracak söz ve tavırlardan sakınmaları gerekir. Yoksa dünyada ve ahirette mesul olurlar.