“Cennet’te yukarıya doğru birbirlerinin üstünde bulunmak sûretiyle yüz derece ve mertebe vardır. Genişlikleri de çok fazladır…”
Dünkü makâlemizde, Cennetin 8 tabaka olduğunu belirtmiş ve 4 tabakasını zikretmiştik. Bugün de, kalanlarına temâs edelim:
5- Cennetün-Naîm: Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: “Îmân edip de sâlih ameller işleyen kimselere, onların Rabbi, îmânları sebebiyle, kendilerine ağaçları altından ırmaklar akan Naîm Cennetlerine kavuşturan yolu gösterir.” (Yûnus sûresi: 9)
6- Cennetül-Firdevs: Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki: “Hakîkaten îmân edip de iyi amel ve harekette bulunanlar (var ya), onların konakları da Firdevs Cenneti’dir.” (Kehf sûresi: 107)
“Cennet’te yukarıya doğru birbirlerinin üstünde bulunmak sûretiyle yüz derece ve mertebe vardır. Genişlikleri de çok fazladır. Firdevs, makâm bakımından âlâsıdır, en yükseğidir. Cennet’in dört nehri olan bal, süt, su, şarap (Cennet şarâbı) Firdevs’ten akar ve o Firdevs’in üstünde Arş-ı âlâ vardır. Öyle ise, Allahü teâlâdan Cennet’i istediğiniz zaman, Firdevs’i isteyiniz.” (Hadîs-i şerîf-İhyâ)
“Dünyâda alçak gönüllü olanlara müjdeler olsun; kıyâmet günü onlar kürsî sâhibleridirler. Dünyâda ara bulup barıştıranlara müjdeler olsun; kıyâmette Firdevs Cenneti’ne onlar vâris olacaklardır.” (Hazret-i Îsâ)
7- Cennetül-Adn: Yedi kat göklerin üzerinde yaratılan sekiz Cennetten derece bakımından en yüksek olanı. Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:
“Îmân ehli, altın bilezikler ve inci ile süslenecekleri Adn ismindeki Cennetlere girerler.” (Fâtır sûresi: 33)
“Allahü teâlâ Adn ismindeki Cenneti, günâh işleyecekleri zaman, Allahü teâlânın büyüklüğünü düşünüp, O’ndan hayâ ederek günahtan kaçınan kimseler için hazırlamıştır.” (Hadîs-i şerîf-ed-Dürretül-Fâhire)
“Adn Cenneti’ne Peygamberler, sıddîklar ve şehîdler gireceklerdir. Peygamber Efendimizin derecesi olan Vesîle, Adn Cenneti’ndedir.” (İmâm-ı Birgivî)
8- Dârul-Karâr.
***
Şimdi de, “Cehennem” bahsine geçelim:
“Cehennem”: “Kâfirlerin devâmlı, günâhkâr Müslümânların ise, günâhları kadar âhirette azâb görecekleri yerin adıdır.”
Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:
“Kim, Allahü teâlâ ve Resûlüne ısrârla isyân eder, inkâr etmek sûretiyle Allahü teâlânın koyduğu sınırları çiğneyip geçerse, onu, içinde sonsuz kalıcı olarak Cehennem’e koyar. (Allahü teâlânın ve Peygamberi Muhammed aleyhisselâmın emirlerine aldırış etmeyenler, beğenmeyenler, asra, fenne uygun değildir, modern ihtiyâçlara kâfî değildir diyenler, kıyâmette Cehennem ateşinden kurtulamayacaklardır.) Bunlara Cehennem’de, çok acı azâb vardır.” (Nisâ sûresi: 14)
“Ey Müslümânlar topluluğu! Allahü teâlânın, sizi teşvîk ettiği şeye rağbet ediniz ve O’nun yasak ettiklerinden kaçınınız. Allahü teâlânın korkuttuğu şeylerden korkunuz. O’nun cezâsından, azâbından, Cehennem’inden korkunuz. Şu bulunduğunuz dünyâda, O’nun ateşinden bir damla kıvılcım bulunmuş olsa, bu dünyâyı sizler için yaşanmaz hâle getirir.” (Hadîs-i şerîf-İhyâu Ulûmiddîn, Tezkîre-i Kurtubî)