Cehennem ebedî değil mi?

(Kötülükleri [günahları, küfürleri] kendilerini çepeçevre kuşatanlar Cehennemliktir, orada ebedî kalırlar.) [Bekara 81]

 

 

 

 

 

Bir okuyucumuza şöyle sormuşlar: “Nebe suresi 23. âyetinde, sonsuz olarak değil, asırlar boyunca cehennemde kalınacağı bildiriliyor. Dolayısıyla, kâfirler de cehennemde ebedî kalmayacaktır, diyorlar. Bu doğru olabilir mi?”

 

Hemen belirtelim ki bu, doğru değildir. Bahsedilen âyet-i kerimenin meali şöyledir:

 

(Onlar orada ahkâb [hukublar, devirler] boyunca kalacaklardır.) [Nebe 23]

 

Ahkâbhukub kelimesinin çoğuludur. Hukub, birçok seneleri ihtiva eden bir devir demektir. İmam-ı Kurtubi hazretleri tefsirinde buyuruyor ki:

 

Devirler boyunca orada kalacaklar demek, devirler devam ettiği sürece, cehennemde kalacaklar demektir. Bu devirlerin ardı arkası kesilmeyecektir. Her bir devir geçtikçe bir başkası gelecektir. Sonsuza kadar, ardı ardınca günler gelecek demektir. Eğer beş ya da on ahkâb denilseydi ya da buna benzer bir ifade kullanılmış olsaydı, o zaman belirli bir zamana delalet ederdi. Ahkâbın söz konusu ediliş sebebi, hukubun onlar nazarında en uzun süreyi kapsadığından dolayıdır. Böylelikle onların anlayışlarının benimsediği ve bildikleri şekilde onlara hitap etmiş olmaktadır. Burada bu ifade, ebedîlik için kullanılmıştır. Yani onlar orada ebediyen, sonsuz olarak kalacaklardır.

 

Ahkâb ifadesi kalblere daha bir dehşet verir ve ebedîliğe daha açık bir delil teşkil eder. Anlamlar birbirine yakın olduğu için ahkâb ifadesi kullanılmıştır. (Cami’u li-Ahkâm)

 

Beydâvî, Celâleyn, Medârik tefsirlerinde de, (Sonsuz devirler boyunca içinde kalacaklar) buyuruluyor. Bu husus şu mealdeki âyet-i kerimelerde, daha açıkça bildirilmiştir:

 

(Kötülükleri [günahları, küfürleri] kendilerini çepeçevre kuşatanlar Cehennemliktir, orada ebedî kalırlar.) [Bekara 81]

 

(Şüphesiz, kâfirlere Cehennem azabı ebedîdir, sonsuzdur.) [Zuhruf 74]

     ***

Bir ateist diyor ki: “Sad suresi 57. ve Nebe suresi 24.-26. âyetlerinde irin için, cehennemdekilerin içecekleri denirken, Hakka suresi 36. ve 37. âyetlerinde yiyecek deniyor. Burada çelişki yok mu?”

 

Hayır, çelişki yok. Bu âyet-i kerimelerin mealleri şöyledir:

 

(Onlar [kâfirler] cehenneme girerler, orası ne kötü bir yerdir. Orada kaynar su ve irin vardır. Onu tatsınlar!) [Sad 56, 57]

 

(Orada bir serinlik veya [susuzluğu giderecek] bir içecek tatmazlar; ancak [dünyada yaptıklarına] karşılık olarak, kaynar su ve irin tadarlar.) [Nebe 24-26]

 

(Onların gıslinden başka yiyecekleri yoktur. O ancak kâfirlerin yiyeceğidir.) [Hakka 36, 37]

 

Gıslin, kanla karışık irin veya zakkum gibi bir ağaç demektir. (Celaleyn)

 

Gıslin, tefsirlere göre bir ağaçtır. Nitekim Kur’ân-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:

 

(Zakkum, cehennemin dibinde bitip yetişen bir ağaçtır. Tomurcukları sanki şeytanların başları gibidir. Cehennemdekiler ondan yiyip karınlarını doldururlar. Sonra zakkumun üzerine onlar için, kaynar su karıştırılmış bir içecek vardır.) [Saffat 64-67]

 

Gıslin, bir ağaç olmayıp irin olsa ne çıkar? İrin yedirilip içilmez mi? Sabah kahvaltısını çorbayla yapan kimse, çorba içtim de diyebilir; çorba yedim de diyebilir. Bu âyet-i kerimede de, bunun gibi, çelişki sayılacak bir durum yoktur.




Kategori içindeki yazılar: Ahmet Demirbaş