Sonsuz kurtuluşa kavuşabilmek için

Muhammed Seyfullah hazretleri İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin torunlarındandır. 1743 (H.1156) senesinde doğdu. Kayyûm-i Cihan ismiyle meşhur oldu. Önce babası Gulâm Muhammed Ma’sûm-i Sânî’nin teveccüh ve feyizleriyle yetişti. Onun vefâtından sonra da kardeşi Şâh Gulâm Muhammed’den feyiz alarak yetişti ve icâzet aldıktan sonra talebe yetiştirdi. 1797 (H.1212) senesinde Afganistan’da Kâbil’de vefât etti. Bir sohbetinde şöyle anlattı: Yüksek … Devamını oku

Sonsuz olarak ateşte yanmak felâketi!..

Abdullah bin Ebî Zeyd hazretleri tefsir, kıraat, kelâm, hadîs ve Mâlikî mezhebi fıkıh âlimidir. 922 yılında İspanya’nın (Endülüs) Nefza şehrinde doğdu. Daha sonra Afrikiyye’ye (Tunus) gelerek Kayrevân’a yerleşti ve “Kayrevânî” nisbesiyle meşhûr oldu. Kuzey Batı Afrika’da Mâlikî mezhebini, yetiştirdiği talebeleri ve yazdığı kitaplarıyla yaygın hâle getirdiği için “Mâlik-üs-Sagîr” lakabıyla tanındı. 996’da Kayrevân’da vefât edip oraya … Devamını oku

Sıkıntılara karşılık veren kimse sabırlı değildir!

“İnsanlardan gelen sıkıntılara sabretmeyen, onlara karşılık vermeyi terk etmeyen kimse sabırlı sayılmaz.”   Cemâlîzade Kâsım Çelebi meşhur velîlerindendir. İstanbul’da doğdu. 1519 (H.926) târihinde İstanbul’da vefât etti. Evliyanın büyüklerinden Çelebi Halîfe’ye intisab ederek tasavvufta yüksek derecelere ulaştı. Sonra Hadım Ali Paşanın kendisine bir dergâh ve bir câmi yaptırmasıyla oraya geçip talebeleriyle birlikte ilim ve ibâdetle meşgûl … Devamını oku

Allahü teâlânın sevmediği âlimler!

Îneci Kasım Efendi Anadolu’da yetişen meşhur velîlerindendir. Ayıntab’da (Gaziantep) doğdu. Mısır’a giderek evliyânın meşhurlarından Şeyh Emîr Ahmed Hayâlî hazretlerine intisab etti. Tasavvufta yetişip kemâle erdi. Kânûnî Sultan Süleymân, Emîr Ahmed Hayâlî hazretlerini İstanbul’a dâvet etmişti. Giderken Haleb’e uğradı. Haleb’de onu sevenler huzûruna koşup; “Efendim bize nasîhat etmesi, rehberlik yapması için talebelerinizden birini burada bırakma lütfunda bulunsanız, … Devamını oku

İhlâs sâhibi kimselerde riyâ hâli bulunmaz!..

Karabaş Ali Efendi Anadolu’da yetişen büyük velîlerdendir. 1611 (H.1020) senesi Malatya’da Arapgir’de doğdu. 1685 (H.1097) senesi hac yolunda Kal’a-i Nahl denilen yerde vefât etti. Kastamonu’ya giderek Şeyh Şâbân-ı Velî hazretlerine talebe oldu. Onun sohbetlerinde yetişip velîlik makamlarına yükseldi. Sonra İstanbul’a geldi ve Vâlide Atik Dergâhı şeyhi oldu. Çok talebe yetiştirdi. Ünsî Hasan Efendi ve Muhammed … Devamını oku

Kıyâmete kadar kabri aydınlık olan kullar…

“Mâdemki dünyâda sâlih bir kişi olarak yaşadın, güzel bir şekilde öldün, burada müsterih ol!”   Ka’b-ül-Ahbâr hazretleri Tâbiînin meşhur velilerindendir. Yemen’de doğdu. Resûlullah Efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) zamânına yetişti. Ancak İslâmiyetle şereflenmek üzere, Resûlullah’ın huzûruna çıkmak için hazırlanmıştı. Fakat Resûlullah’ın vefâtını duyunca geri döndü. Hazret-i Ömer’in radıyallahü anh hilâfeti zamânında Medîne-i münevvereye geldi. Humus’ta yerleşti. … Devamını oku

Tîmûr Han’ı hayretler içinde bırakan zat!.. 

Ebü’l-Hasan Türkmânî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. İsmi, Mahmûd bin Mevdûd’dur. Soyu, Mısır hâkimi Aybek Türkmânî’ye ulaşır. Mısır’da doğdu. 1424 (H.828) senesinde Azerbaycan’da Meraga’da vefât etti. Herat’a varıp Mîrim hazretlerinin sohbetine katıldı. Kısa zamanda icâzet alıp irşâda başladı. Zamânında Tîmûr Han oraları fethedip ele geçirmişti. Bir gün Türkmânî hazretlerini çadırına dâvet etti ve çadırda otururken hizmetçisine tembih … Devamını oku

Eshâb-ı kirâmı ve Ehl-i beyti sevmek…

Osman Nûri Efendi İzmir’de yetişen velîlerdendir. İzmir’de doğdu. On dokuzuncu asrın sonlarında yine aynı yerde vefât etti. İzmir ve Manisa’da, daha sonra İstanbul’da ilim sâhiplerinin derslerine devâm etti. Tahsîlini tamamlayarak, hocalarından icâzet aldı. Memleketi olan İzmir’e gidip, Çorakkapı Câmii’nde imâmlık yaptı. Bu sıralarda, Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin halîfelerinden Abdülfettâh-ı Akrî hazretlerinin sohbeti ile şereflendi. 1861 … Devamını oku

Hoca kâmil, talebe de uygun ise…

İsmâil Şirvânî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Anadolu’da Bitlis’e bağlı Şirvân’dandır. Celâleddîn-i Devânî gibi zamânın büyük âlimlerinden ilim öğrenerek yetişti. Sonra Herat’tan kalkarak Ubeydullah-ı Ahrâr hazretlerini ziyâret için Semerkand’a geldi. Hizmet ve huzûrunda bulunarak kemâle geldi. Sultan İkinci Bâyezîd Han zamânında Anadolu’ya gelen İsmâil Şirvânî, muhabbet ehline Nakşibendiyye yüksek yolunu anlattı. Sonra hacca gitti. 1533 (H.940) senesinde … Devamını oku

Evliyânın kalbi, ilâhî nûrların kaynağıdır!

Sirâceddîn Şirvânî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Azerbaycan’daki Şemâhî kasabasında 1782 (H.1197) senesinde doğdu. İlk tahsilini Muhammed Nûrî Efendiden yapıp, Erzincan, Tokat, Burdur ve İstanbul’a gidip ilim tahsil etti. Sonra Şam’da Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin huzûruna giderek ona talebe oldu. Ömrünün son zamanlarını Amasya’da geçirip, orada 1847 (H.1264) senesinde vefât etti. Bir sohbetinde şunları anlattı: Üstadım Mevlânâ … Devamını oku

Evliyâyı inkâr etmeyip, muhabbet beslemelidir

Bursalı İsmâil Hakkı Efendi Osmanlı evliyasından olup 1652 (H.1063) senesinde Trakya’da bulunan Aydos’ta doğdu. İstanbul’a giderek Celvetiyye yolunun büyüklerinden Atpazarlı Osman Fadlî Efendiye intisab ederek fıkıh, kelâm, tefsîr ve hadîs dersleri aldı. Hocasının vefâtından Bursa’ya geldi. Bir dergâh yaptırdı ve talebe yetiştirmeye başladı. Sultan İkinci Mustafa Hânın, dâveti üzerine, Nemçe seferinde, orduya cihâdın sevâbını ve … Devamını oku

“Vefât ettiğimde üzerime Kur’ân-ı kerîm okuyunuz”

Osman Bedreddîn Efendi Anadolu’da yetişen büyük velîlerdendir. 1858 (H.1274)’de Erzurum’da doğdu. Tabur imâmlığı yapması sebebiyle Palu’ya tayini çıktı. Burada Mahmûd Sâminî hazretlerinin sohbetiyle şereflendi ve kısa zamanda tasavvufta yetişip kemâle erdi; on sekiz günde icâzet aldı. Vazîfesi sebebiyle üç-dört sene Palu’da kaldı. Bu arada hocasının sohbetlerinde bulundu. Daha sonra vazîfesi icâbı askerî taburla birlikte Dersim’e gitti. … Devamını oku

Nefsini tanıyan tevazu sahibi olur…

“Bir kimsenin kalbinden hayâ ve heybet duygusu gittiği zaman, artık onda hayır kalmaz.”   Hacı Ali Muhtefî Anadolu’da yetişen büyük velîlerdendir. Rumeli’deki Tırhala’da doğdu. İstanbul’da Bayramiyye yolu büyüklerinden Hüsâm Efendiye intisab etti. 1615 (H.1024) senesinde İstanbul’da vefât etti. Sohbetlerinde buyurdu ki: “Edepten mahrum bırakılan bir kimse, bütün hayırlardan mahrum bırakılmış olur.” “Tevekkül; yüce Allah’a en … Devamını oku