Bu zâtın inandığı din, bâtıl olamaz!..

Ebü’l-Hasan bin Eslem Tûsî hazretleri büyük velîlerden olup tefsîr, kelâm ve hadîs âlimidir. İsmi, Muhammed’dir. Horasan’da Tûs’ta doğdu, 856 (H.242) senesinde Nişâbur’da vefât etti. Zamânının âlimlerinden aklî ve naklî ilimleri tahsîl edip hadîs-i şerîf rivâyetinde bulundu, hâfız yâni yüz bin hadîs-i şerîfi, râvilerinin hâl tercümeleriyle birlikte ezbere bilirdi. Bir gün Yahûdî’nin birisi gelip, kendisinde bulunan … Devamını oku

Dindarlık şeref, ilim hazine, çok konuşmamak nurdur…

Muhammed bin Ebû Verd hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Bağdat’ta doğup 876 (H.263) senesinde orada vefât etti. Cüneyd-i Bağdâdî hazretlerinin, akrabâsı olup, onun, Sırrî-yi Sekatî, Hâris Muhâsibî ve Bişr-i Hafî hazretlerinin sohbetlerinde bulunup tasavvufta yetişti. Hikmetli sözleri pek çoktur. Buyurdu ki: “Gaflet iki kısımdır. Biri rahmetten gaflet, diğeri, gelecek olan azaptan, cezâdan gaflet. Rahmetten gaflet, yükselmeyi engeller. Cezâdan gaflet … Devamını oku

Hacı Halîfe! Kutbu görmek ister misin?

“Arafat’a vardığın zaman sağ tarafında falan yerde bir çadırda Ricâl-i gayb toplansalar gerektir…”   Çelebi Sultan hazretleri Anadolu’yu aydınlatan meşhûr velilerdendir. Isparta-Eğirdir’de doğdu. 1494 (H.900) de orada vefat etti. Seyyid olup, babası Pîrî Halîfe Sultan, İran’ın Hoy şehrinden, hocası Şeyhülislâm Berdeî hazretleriyle birlikte Eğirdir’e geldi. Şeyhülislâm Berdeî’nin kızıyla evlendi ve bu evlilikten Çelebi Sultan doğmuştur. … Devamını oku

Sen evlâdım isen, bu da evlâdımdır!

Mekke Şerîfi Abdülmuttalib, Ebü’l-Ahvâl’i üzmüştü. O gece rüyasında Peygamber efendimizi gördü!..   Ebü’l-Ahvâl Cisr hazretleri evliyânın büyüklerindendir. 1792 (H.1207) senesinde Lübnan’da Trablusşam’da doğdu. Evliyânın büyüklerinden Şeyh Abdullah Debbâ’nın sohbetlerinde bulundu. İlim tahsîline devâm etmek için Mısır’da Câmi-ul-Ezher’e gitti. Burada Şeyh Ahmed Savî’den icâzet aldı. Sonra memleketine döndü. Bir ara İstanbul’a gitti… İstanbul’dayken Mekke Şerîfi Abdülmuttalib … Devamını oku

Câhiller çoğaldığı için, âlimler garip oldu…

İmam-ı Takî hazretleri “Oniki İmâm”ın dokuzuncusudur. İsmi Muhammed Cevâd bin Ali bin Mûsâ Kâzım bin Câfer-i Sâdık bin Muhammed Bâkır bin Zeynelâbidîn bin Hüseyin bin Ali bin Ebî Tâlib’dir. “Takî” lakâbı ile meşhûrdur. 810 (H. 195) târihinde Medîne’de doğdu. 835 (H.220) yılında Bağdât’ta vefât etti. Halîfe Me’mûn ona çok hürmet ederdi, kızı Ümmü Fadl’ı ona … Devamını oku

Sebebe yapıştıktan sonra tevekkül edilir

Muhammed Cân hazretleri evliyânın büyüklerindendir. İlim tahsîlini tamamladıktan sonra, büyük İslâm âlimi Abdullah-ı Dehlevî’nin hizmetlerinde bulunarak, yüksek derecelere kavuştu. Gündüzleri hocasının hizmetinde bulunur, geceleri de şehir dışına çıkıp, Şeyh Kutbüddîn Bahtiyâr-ı Kâkî hazretlerinin türbesine giderek orada sabaha kadar ibâdet ile meşgûl olurdu. Bir kimsenin çocuğu çok hastalanmış ve yaşama ümîdi kalmamıştı. Son çâre olarak, şifâ … Devamını oku

İnşâallah bu musîbet üzerinizden kalkar!..

Buhârâlı Mehmed Efendi evliyânın büyüklerindendir. Buhârâ’da doğdu. Memleketinde ilim tahsîlini tamamladıktan sonra tasavvufta yetişmek üzere Nakşibendiyye yolunun büyüklerinin sohbetlerinde bulundu. Onlardan feyiz alarak kemâle erdi. Sonra İstanbul’a geldi. Daha sonra Tuna beldesinde Silistre’ye yerleşti. 1591 (H.1000) senesinde orada vefât etti. Menkıbelerinden bâzıları şöyle nakledilmiştir: Bir defâsında bahçelerin arasından geçerken bir bahçe sâhibinin kiraz topladığını gördü. … Devamını oku

Beni zikredenlerle beraberim…

İbrâhîm bin Rüstem Mervezî hazretleri hadîs ve Hanefî mezhebi fıkıh âlimidir. Aslen Kirmânlı olup daha sonra Merv’e giderek orada yerleşti. 211 (m. 826) yılında hacca giderken Nişâbûr’da vefât etti. İbrâhîm bin Rüstem, başta Mâlik bin Enes olmak üzere, birçok âlimden ilim öğrenip hâdîs-i şerîf rivâyet etti. Başta Ahmed bin Hanbel olmak üzere birçok âlim ilim tahsil … Devamını oku

Kin tutmaktan ve sert davranmaktan sakın!

Muhammed Bâkî-billah hazretleri Silsile-i aliyye denilen büyük âlim ve velîlerin yirmi ikincisidir. İmâm-ı Rabbânî Ahmed-i Fârûkî Serhendî hazretlerinin hocasıdır. 1563 (H.971) senesinde Afganistan’da Kâbil şehrinde doğdu. Kâbil’den Semerkand’a gidip, zamânının en büyük âlimlerinden olan Mevlânâ Sâdık-ı Hulvânî’den ilim öğrendi. Sonra aklî ilimleri bırakıp, tasavvufa yöneldi. Bir mürşid bulmak için Mâverâünnehr şehirlerinden birine giderken, Mevlânâ Hâcegî … Devamını oku

İnanarak duâ edenler, eli boş dönmezler!..

İmâm-ı Muhammed Bâkır hazretleri “Oniki İmâm”ın beşincisidir. Hazret-i Hüseyin’in torunu ve İmâm-ı Zeynelâbidîn hazretlerinin oğlu İmâm-ı Câfer-i Sâdık hazretlerinin babasıdır. 676 (H.57) senesinde Medîne-i münevverede doğdu. Eshâb-ı kirâmdan hazret-i Câbir ve hazret-i Enes bin Mâlik ile görüşüp onlardan ilim öğrenip hadîs-i şerîf rivâyet eden Muhammed Bâkır hazretleri Medîne’nin büyük fıkıh âlimlerinden oldu. İmâmlığı on dokuz … Devamını oku

Helâl kazanıp helâl yere sarf ediniz!..

“Faydalı veya zararlı olan altın veya gümüş değil, bunların kullanış ve sarf ediliş şekilleridir…”   Bahâeddîn et-Tavilî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. 1836 (H.1252) senesinde Irak’ta Tavila’da doğdu. Babası Osman et-Tavilî hazretleri onun yetişmesi için husûsî gayret gösterdi. Nakşibendiyye yüksek yolu usûlüne göre yetişerek, bâzı ilimleri o çevrede bulunan Mahmud Deşî gibi âlimlerden öğrendi. Zâhirî ilimlerde derin … Devamını oku

Belâ ister gibi duâ doğru değildir!..

Muhammed Bâbâ Semmâsî hazretleri Silsile-i aliyye denilen büyük İslâm âlimlerinin on üçüncüsüdür. Buhârâ civarında Semmâs köyünde doğdu. 1354 (H.755)’te orada vefât etti. Tasavvuf ilmini büyük âlim Ali Râmîtenî’den öğrendi. Onun derslerinde ve sohbetlerinde yetişip, tasavvufta yüksek dereceye ulaştı. Hocasının vefâtından sonra irşâd makâmına geçen Muhammed Bâbâ Semmâsî, çok talebe yetiştirdi ve içlerinden bir kısmını tasavvufta … Devamını oku

Zikir, hâtırlamak, anmak demektir

Şemsüddîn İbn-i Atiyye hazretleri Şâfiî mezhebi âlimi ve büyük velîlerdendir. Mısır’ın İskenderiyye şehrinde, 1415 (H.818) senesinde doğdu. Çok ilim tahsîl etti. Birçok âlimden hadîs ve fıkıh ilimlerini okudu. Kânûnî Sultan Süleymân Hân devrinde, deniz yolu ile İstanbul’a geldi. Pâdişâh kendisine çok tâzim edip, sayısız ikrâm ve ihsânlarda bulundu. Bir ara kadıaskerlik vazifesine tâyin edildi. Fakat … Devamını oku