Allah rızâsı için olmayan her şey mânâsızdır!..

Allahü teâlâ, Cenneti nefislerinize karşılık kıldı. Nefsinizi, Cennet dururken, başka şeylere satmayınız   İbn-i Hanefiyye hazret-i Ali’nin “radıyallahü anh” oğludur. İsmi Muhammed, künyesi Ebü’l-Kâsım’dır. Annesi Havle binti Câfer bin Kays-ı Hanefiyye olduğu için, İbn-i Hanefiyye denilir. 641 (H.21) senesinde doğdu. 700 (H.81)de Medîne’de vefât etti. İbn-i Hanefiyye, hazret-i Hasan ve hazret-i Hüseyin’den sonra, hazret-i Ali’nin … Devamını oku

İnsanın kalbine nur yerleşince…

Ebû Bekr Tirmizî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Dokuzuncu asırda Horasan’da Belh şehrinde yaşadı. Zamanının meşhûr âlimlerinden ve evliyâsından Ahmed bin Hadreveyh ve diğer evliyâların sohbetinde ve derslerinde yetişti. Hadîs ilminde de ilim sâhibi oldu. Derslerinde ve sohbetinde çok talebe yetişti. Kıymetli sözlerinden bir kısmı şunlardır. Buyurdu ki: “Tefekkür beş çeşittir. 1- Allahü teâlânın yarattığı şeylere bakıp, … Devamını oku

Ne kadar kibrin varsa, aklın o kadar noksan!

“Müslümanlık; yapmak, yaşamak, ahkâm-ı ilâhîyeyi yerine getirmek demektir.”   Hâcı Efdal hazretleri evliyânın büyüklerindendir. İsmi, Hâcı Muhammed Efdal olup, Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretlerinin, kendilerinden ilim ve feyiz aldığı dört büyük hocasından ilkidir. On sekizinci (on ikinci hicri) asrın ortalarında Hindistan’da Delhi’de vefât etti. Müceddidiyye yoluna âit feyiz ve mârifetleri, Muhammed Huccetullah’tan aldı. Muhammed Huccetullah, İmâm-ı … Devamını oku

Dostlar, dünya ve ahiret sermayesidir

Fethi Ali Efendi İstanbul âlim ve velîlerindendir. Bulgaristan’da Rusçuk’ta doğdu. Tahsîlini İstanbul’da yaptı. Evliyâdan Kuşadalı İbrâhim Halvetî’nin sohbetine kavuştu. Halvetî yolunun edebini öğrendi. İlim ve ahlâkta kemâle gelip icâzet aldı. Kuşadalı İbrâhim Halvetî, Fethi Ali Efendiye çok değer verirdi. Mektûbât’ındaki yirmi üç mektup Fethi Ali Efendiye yazılmıştır. Bir mektubunda buyurdu ki: “Zâhirî ilimlerden maksat, îtikâdı, Ehl-i … Devamını oku

İlim kaledir, cehâlet ise meçhûldür!..

Ebû Abdullah Belhî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Adı Muhammed bin Fadl’dır. Türkistan’da Belh’te doğdu. Semerkand’a giderek Muhammed bin Fadl, Ahmed bin Hadraveyh’in talebesi olup, daha birçok âlimin sohbetinde bulundu. Semerkand’da kadılık yaptı. 931 (H.319) senesinde burada vefât etti. Hacca giderken Nişâbûr’a uğradığında, sohbet etmesini istediler. Kürsüye çıkarak; “Allahü teâlâ büyüktür. Allahü teâlânın zikri büyüktür. Rızâ, en … Devamını oku

Allahü teâlâ, sizin için kolaylık istiyor…

Muhammed Ezherî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. 1714 (H.1126) senesinde Cezâyir’de doğdu. 1793 (H.1208) senesinde orada vefât etti. Küçük yaşta Kâhire’ye gitti. Ezher Câmii hatîbi ve imâmı Muhammed bin Sâlim Hafnâvî’den, ilim ve tasavvuf yolunun edebini öğrendi. Sonra memleketine dönerek talebe yetiştirdi. Buyurdu ki: İbâdetleri iktisâd üzere, yâni ne az, ne de pek aşırı olmayarak, orta miktârda … Devamını oku

Bu zâtın inandığı din, bâtıl olamaz!..

Ebü’l-Hasan bin Eslem Tûsî hazretleri büyük velîlerden olup tefsîr, kelâm ve hadîs âlimidir. İsmi, Muhammed’dir. Horasan’da Tûs’ta doğdu, 856 (H.242) senesinde Nişâbur’da vefât etti. Zamânının âlimlerinden aklî ve naklî ilimleri tahsîl edip hadîs-i şerîf rivâyetinde bulundu, hâfız yâni yüz bin hadîs-i şerîfi, râvilerinin hâl tercümeleriyle birlikte ezbere bilirdi. Bir gün Yahûdî’nin birisi gelip, kendisinde bulunan … Devamını oku

Dindarlık şeref, ilim hazine, çok konuşmamak nurdur…

Muhammed bin Ebû Verd hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Bağdat’ta doğup 876 (H.263) senesinde orada vefât etti. Cüneyd-i Bağdâdî hazretlerinin, akrabâsı olup, onun, Sırrî-yi Sekatî, Hâris Muhâsibî ve Bişr-i Hafî hazretlerinin sohbetlerinde bulunup tasavvufta yetişti. Hikmetli sözleri pek çoktur. Buyurdu ki: “Gaflet iki kısımdır. Biri rahmetten gaflet, diğeri, gelecek olan azaptan, cezâdan gaflet. Rahmetten gaflet, yükselmeyi engeller. Cezâdan gaflet … Devamını oku

Hacı Halîfe! Kutbu görmek ister misin?

“Arafat’a vardığın zaman sağ tarafında falan yerde bir çadırda Ricâl-i gayb toplansalar gerektir…”   Çelebi Sultan hazretleri Anadolu’yu aydınlatan meşhûr velilerdendir. Isparta-Eğirdir’de doğdu. 1494 (H.900) de orada vefat etti. Seyyid olup, babası Pîrî Halîfe Sultan, İran’ın Hoy şehrinden, hocası Şeyhülislâm Berdeî hazretleriyle birlikte Eğirdir’e geldi. Şeyhülislâm Berdeî’nin kızıyla evlendi ve bu evlilikten Çelebi Sultan doğmuştur. … Devamını oku

Sen evlâdım isen, bu da evlâdımdır!

Mekke Şerîfi Abdülmuttalib, Ebü’l-Ahvâl’i üzmüştü. O gece rüyasında Peygamber efendimizi gördü!..   Ebü’l-Ahvâl Cisr hazretleri evliyânın büyüklerindendir. 1792 (H.1207) senesinde Lübnan’da Trablusşam’da doğdu. Evliyânın büyüklerinden Şeyh Abdullah Debbâ’nın sohbetlerinde bulundu. İlim tahsîline devâm etmek için Mısır’da Câmi-ul-Ezher’e gitti. Burada Şeyh Ahmed Savî’den icâzet aldı. Sonra memleketine döndü. Bir ara İstanbul’a gitti… İstanbul’dayken Mekke Şerîfi Abdülmuttalib … Devamını oku

Câhiller çoğaldığı için, âlimler garip oldu…

İmam-ı Takî hazretleri “Oniki İmâm”ın dokuzuncusudur. İsmi Muhammed Cevâd bin Ali bin Mûsâ Kâzım bin Câfer-i Sâdık bin Muhammed Bâkır bin Zeynelâbidîn bin Hüseyin bin Ali bin Ebî Tâlib’dir. “Takî” lakâbı ile meşhûrdur. 810 (H. 195) târihinde Medîne’de doğdu. 835 (H.220) yılında Bağdât’ta vefât etti. Halîfe Me’mûn ona çok hürmet ederdi, kızı Ümmü Fadl’ı ona … Devamını oku

Sebebe yapıştıktan sonra tevekkül edilir

Muhammed Cân hazretleri evliyânın büyüklerindendir. İlim tahsîlini tamamladıktan sonra, büyük İslâm âlimi Abdullah-ı Dehlevî’nin hizmetlerinde bulunarak, yüksek derecelere kavuştu. Gündüzleri hocasının hizmetinde bulunur, geceleri de şehir dışına çıkıp, Şeyh Kutbüddîn Bahtiyâr-ı Kâkî hazretlerinin türbesine giderek orada sabaha kadar ibâdet ile meşgûl olurdu. Bir kimsenin çocuğu çok hastalanmış ve yaşama ümîdi kalmamıştı. Son çâre olarak, şifâ … Devamını oku

İnşâallah bu musîbet üzerinizden kalkar!..

Buhârâlı Mehmed Efendi evliyânın büyüklerindendir. Buhârâ’da doğdu. Memleketinde ilim tahsîlini tamamladıktan sonra tasavvufta yetişmek üzere Nakşibendiyye yolunun büyüklerinin sohbetlerinde bulundu. Onlardan feyiz alarak kemâle erdi. Sonra İstanbul’a geldi. Daha sonra Tuna beldesinde Silistre’ye yerleşti. 1591 (H.1000) senesinde orada vefât etti. Menkıbelerinden bâzıları şöyle nakledilmiştir: Bir defâsında bahçelerin arasından geçerken bir bahçe sâhibinin kiraz topladığını gördü. … Devamını oku