İnsanlarla münâkaşa ve münâzara yapma!..

Pîr-i Sânî İsmâil Rûmî hazretleri Kâdiriyye yolu büyüklerindendir. Kastamonu’nun Tosya ilçesine bağlı Bansa köyünde dünyâya geldi. İlk tahsilini Tosya’da gören İsmâil Rûmî, aklî ve naklî ilimleri öğrendi. Sonra Bağdat’a gitti. Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin dergâhında şeyhlik yapan Feyzullah Efendi hazretlerinin sohbetlerinde ve hizmetinde bulundu. İcazet alarak İstanbul’a geldi. Tophane’de Kâdiriyye dergâhını inşâ edip Kâdiriyye yolunu öğretti. … Devamını oku

Cennet’in kapısında yazılı isimler…

Şeyhayn hazretlerinin bütün Sahâbe-i kiram arasında ayrı bir şân ve üstünlükleri vardır.       İsmâil Enarânî hazretleri Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin yetiştirdiği büyük velîlerdendir. Kuzey Irak’ta Süleymâniye’nin Enarân köyünde doğdu. İlim tahsîline Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin yanında başladı. İleri gelen hizmetçilerinden oldu. Vefât edinceye kadar Mevlânâ Hâlid’in hizmetlerine devâm etti. Onun vefâtından sonra Süleymâniye’deki … Devamını oku

Anne ve babanıza öf bile demeyin!

İctihâd, gücü, kuvveti yettiği kadar, zahmet çekerek, uğraşarak çalışmak demektir.   Takıyyüddîn Ca’berî hazretleri büyük velîlerden ve fıkıh âlimlerindendir. 1200 (H.597) yılında Suriye’deki Ca’ber kalesinde doğdu. Şam’da Şâfiî mezhebi fıkıh bilgilerini ve hadîs ilimleri tahsîl etti. Kâhire’ye gitti. İlim öğretip ders verdi. Ebü’l-Hasan Şâzilî hazretleriyle görüştü. Onun sohbetlerinde tasavvufun yüksek derecelerine ulaştı. 1288 (H.687) senesinde … Devamını oku

Yâ Rabbî! Bunun dilini bağla!..

“Hocam bana, nefse güç gelen işleri yapmamı emrediyor, bu şekilde vazifeler veriyordu…”       Fakîh İbrâhim-i Feşlî hazretleri İslâm âlimlerinden ve evliyânın büyüklerindendir. 1217 (H.613) senesinde Yemen’de Zebîd şehrinde vefât etti. Zamânında bulunan meşhûr âlimlerin sohbetlerinde bulunup, onlardan ilim öğrendi. Ahmed Sayyâd, bu zâtı çok över ve hürmet ederdi. Hocasının birçok kerâmetlerini nakletti. Ahmed … Devamını oku

Evliyânın büyüklüğünü inkâr edenlerin hâli!

İnkârcıların sözleri, küçücük bir sivrisineğin, bir dağ üzerine üflemesine benzer.       Abdülgaffâr ibn-i Nûh hazretleri büyük velîlerden ve kelâm âlimlerindendir. 1309 (H.708) senesinde Mısır-Kâhire’de vefât etti. O zamanda “Hafızayn” olarak bilinen Ebû Muhammed ed-Dimyâtî ile Muhibb-üt-Taberî ve “Şeyhayn” olarak bilinen, Ebü’l-Abbâs el-Mülessem ile Abdülazîz el-Menûfî’nin ve başka âlimlerin sohbetlerinde bulundu. Onlardan ilim öğrendi. … Devamını oku

Eshâb-ı kirâmın yolunda gidenler

Resûle itaat, Hak teâlâya itaat demektir. Ona uymamak, Allahü teâlâya isyândır!       İbnü’l-Hatîb hazretleri büyük velîlerden ve fıkıh âlimlerindendir. Yemen’de Turbe köyünde doğdu. 1298 (H.697) senesinde orada vefât etti. Şeyh İsmâil Hadrâmî’den ilim tahsîl etti. Böylece zâhirî ve mânevî ilimleri ondan öğrendi. İcazet alarak talebe yetiştirdi. Bir sohbetinde şunları anlattı:   Hadis-i şerifte, … Devamını oku

Allah’ın dostları sevilir düşmanları ise sevilmez

Sevgilinin sevdiklerini sevmek ve düşmanlarına düşman olmak, sevginin alâmetidir…       Hüseyin Basretî hazretleri son devir Osmanlı velîlerindendir. Şeyh Hâlid Zibârî’nin oğludur. Şırnak ili Basret (İnceler) köyünde doğdu. Şeyh Ömer Zenkânî ve Molla Abdülhamîd Raşînî’den ilim öğrendi ve icâzet verildi. Şam’a gidip Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerini görmek istedi. Fakat o sırada vefât etmişti. Evin … Devamını oku

Sâlih rüyâlar görmekle meşhur olan zat…

Abdurrahmân Hubeyşî: “Rüyâmda Resûlullah’ı gördüm. Yanında da hazret-i Ebû Bekr vardı…”       Abdurrahmân Hubeyşî hazretleri Şâfiî mezhebi fıkıh âlimlerinin büyüklerinden ve büyük velîlerdendir. Yemen’de yaşadı. Zebîdî diyor ki:   Ebû Muhammed el-Hubeyşî, sâlih rüyâlar görmekle de tanınmıştır… Bu rüyâlardan birisini kendisi şöyle anlatır:   “Bir sene hacca gitmiştim. Kendi kendime kâdılığı terk etmeye niyet ettim. Bu … Devamını oku

Merkebin yükü nedir bir sor bakalım…

Ali Dede: “Bir gün Hasan Efendi ile birlikte bir yere gidiyorduk. Yol üzerinde gayr-i müslim bir kimseye rastladık.”     Alacahisarlı Hasan Efendi Osmanlı velîlerindendir. Alacahisar’da doğup, büyüdü. İlim tahsîlini İstanbul’da yaptı. İstanbul’da Mirahor Zâviyesinde yerleşip zâhir ve bâtın ilimlerinde yetişmek için çalıştı. Şeyhülislâm Şeyhî Efendinin sohbetlerine devâm etti. Sonra İbrâhim Gülşenî’nin halîfelerinden Hasan Zarîfî’ye … Devamını oku

“İnsanlardan bir sıkıntı gelirse, affedin!..”

“İnsanların sizi övmesini ve kötülemesini aynı tutarsanız, felaket uçurumuna düşmezsiniz…”       Molla Hâlid Zibârî hazretleri Osmanlı velîlerindendir. 1826 (H.1242) senesinde Diyarbakır’da doğdu. Siirt’e gidip, bölgenin kıymetli ve meşhur âlimi Molla Halil Si’ridî’nin medresesinde talebe oldu. Burada tahsîlini tamamlayıp Molla Mustafa’dan bütün ilimlerde icâzet aldı. 1863 (H.1280) senesinde Şırnak’ın Basret köyünde vefât etti. Bir sohbetinde şöyle … Devamını oku

İlimleriyle dalâlete düşen kimseler!..

İbni Sînâ’nın bozuk düşünceleri, Ehl-i sünnet îtikatına uygun değildir!   Hâlid Cezerî hazretleri Osmanlı velîlerindendir. Cizre’de doğdu. 1839 (H.1255) senesinde Şırnak’ın Basret köyünde vefât etti. İlim tahsiline Cizre’de başladı. Sonra, Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinden zâhirî ve bâtınî ilimleri öğrendi. İnsanları irşad için icâzet aldı. Bir müddet Cizre’de insanlara dîni öğretmekle, vaaz ve nasihatle meşgul oldu. Sonra … Devamını oku

Yaşayan maşuktur, âşık bir ölüdür!..

“Aşk davaya benzer, cefa çekmek de şahide. Şahidin yoksa davayı kazanamazsın ki!..”       Es’ad Gâlib Dede Mevlevî büyüklerindendir. İsmi Mehmed’dir. Es’ad ve Gâlib lakaplarıyla tanınmıştır. 1757 (H.1171) senesinde İstanbul’da doğdu. Tahsilini tamamladıktan sonra bir müddet Dîvân-ı Hümâyûn kalemlerinden birinde çalıştı. 1784 senesinde Konya’da bir müddet Mevlânâ Dergâhında kaldı. Seyyid Ebû Bekir Dede’ye talebe … Devamını oku

Kalan günlerinin kıymetini bil!..

“Ey insan! Senin bütün sermâyen, dünyâdaki birkaç günlük ömründür…”       Ganîzâde Hüseyin Efendi Osmanlı velîlerindendir. Sipâhi iken, Şeyh Mustafa Köstendilî hazretlerine talebe olup, onun sohbetlerinde kemâle erdi. Berberlik yapardı. Dükkânında kendi hâlinde oturur, kimse ile görüşmezdi. Kendisine yetecek kadar kazanç sağlayacağı müşteri gelirdi. O zamânın parası ile çocuklar için bir akçe, büyükler için … Devamını oku