“İstişâre, sana rahatlık başkasına yorgunluktur”

“Mürüvvet; insanın, kendisini lekeleyecek şeylerden kaçınması ve güzellik kazandıracak şeylere yaklaşmasıdır.”     Osman Şirvânî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Azerbaycan’da Şirvan şehrinde doğdu. Uzun zaman Harezm’de kaldı. Muhammed Harezmî hazretlerinin sohbetlerinde yetişip olgunlaştı. Sonra Tebriz’e gitti. Bir ara Hirat’a gelip İbrâhim Zâhid hazretlerinin yanında kaldı. 1426 (H.830) yılında Mısır’da vefât etti. Sohbetlerinde buyurdu ki:   “Kendisi … Devamını oku

İnsan, sözü ile tartılır işi ile değerlendirilir!

“Seni ziynet yönünden ağır getirecek şeyi söyle ve kıymetini artıracak şeyi yap.”       Nevrekoplu Osman Efendi Osmanlı âlim ve velîlerindendir. Selanik civarındaki Nevrekop kasabasında doğdu. Önce zâhirî ilim tahsîli ile meşgûl oldu ve tahsîlini tamamladıktan sonra tasavvufta yetişmek için Halvetî tarîkatı şeyhlerinden Şâkir Efendinin sohbetlerinde yetişmekte iken bu hocası vefât etti. Bunun üzerine … Devamını oku

Oruç lüzumsuz bir amel değildir!..

“Oruç, yalnız aç ve susuz kalmaktan ibâret değildir. Orucun bâtınî birçok hikmet ve faydaları vardır.”       Harputlu İshak Efendi Osmanlı âlim ve velîlerindendir. Harput’un Percenç köyünde 1803 (H.1218) senesinde doğdu. İlk tahsîlini Harput’ta yaptıktan sonra, ilim öğrenmek için İstanbul’a gitti. Fâtih Câmii etrâfındaki Sahn-ı Semân Medreselerinde ders gördü. İstanbul’da uzun bir tahsîl hayâtından … Devamını oku

Nefsine yakın olan her şey dünyâdır!..

“Allah’tan gayri her şey dünyâdır. Senin nefsin alçak ve aşağıdır…”       Hamîdüddîn Nâgûrî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Hind âlimlerinin önde gelenlerindendi. 1274 (H.673) yılında Nâgûr’da vefât etti. Hâce Muînüddîn-i Çeştî hazretlerinin sohbetlerinde ve derslerinde yetişti.   Hamîdüddîn Nâgûrî buyuruyor ki:   Yüzünü yüce makâma çevirenler, Allahü teâlâya yönelenler üç sınıftır. Fâtır sûresi 32. âyetinde … Devamını oku

Salih kullar, riyadan şiddetle kaçınırlar…

Allahü teâlânın sevdiği kulları olan velîler, Allahü teâlâyı hiç hatırlarından çıkarmazlar.       Osman Harrât hazretleri meşhur velîlerdendir. Tasavvufta Şeyh Kâdı Vecihüddîn hazretlerinin sohbetlerinde kemâle erdi. 1115 (H.509) senesinde Haleb’de vefât etti. Kabri Haleb’deki zâviyesindedir. Sohbetlerinde buyurdu ki:   Allahü teâlânın sevdiği kulları olan velîler, yalnız iken de, herkesin yanında iken de, dînin emirlerinden kıl … Devamını oku

Allahü teâlânın habîbi, peygamberlerin reîsiyim

“Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem) bütün varlıkların, her bakımdan en üstünüdür.”       Mekkî Osman Efendi Nakşibendî büyüklerindendir. Uzun süre ikâmet ettiği Mekke-i mükerremede Şeyh Abdullah-ı Mekkî hazretlerinden aldığı feyizlerle kemâle ermiş, Erzurum’a yerleşerek Esad Paşa’nın kendisi için yaptırdığı câmi ve medresede ders verdi. 1869’da vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı:   Her Peygamber, kendi … Devamını oku

Farz namazı özürsüz kazaya kalanlar!..

Bir vakit farz namazı özürsüz kazaya kalan kimsenin hiçbir sünnet ve nâfilesi kabûl olmaz!       Oflu Mehmet Emin Efendi Osmanlının son devrinde yetişmiş âlim ve velîlerdendir. 1815 yılında Trabzon-Of’ta doğdu. 1838 yılında İstanbul’a geldi. Saçlı Hacı Mehmet Efendi’den ders aldı.  Vefatına kadar İstanbul Fatih Camiinde vaiz ve hoca olarak görev yaptı. 1901 yılında … Devamını oku

Efendisinden kaçan kölenin sırrı!..

“Ey kaçak! Sen benim kölem olan Hayr’sın. Benden kaçtın ha! Çabuk gel buraya!”       Hayr-ı Nessâc hazretleri evliyanın büyüklerindendir. 817 (H. 202)’de Bağdât civarında Samarrâ şehrinde doğdu. 933 (H.322) senesinde Bağdât’ta vefât etti. Sırrî-yi Sekâtî hazretlirinin talebesi, Cüneyd-i Bağdâdî ve Ebü’l-Hüseyin Nûrî’nin akrânı idi. İbrâhim-i Havvâs, Ebû Bekr Şiblî ve başka birçok zâtlar, … Devamını oku

Üstünlük ve saadet emir ve yasaklar içindedir…

Peygamber efendimiz buyurdu ki: “İnsan ile Rabbi arasındaki perdeler, namaz kılarken kaldırılır.”       Ümmîzâde Hasan Hilmi Efendi Osmanlı evliyasındandır. 1825(H.1240) senesinde Kastamonu’nun Azdavay ilçesinde doğdu. İlim tahsîli için İstanbul’a gitti. Mahmûd Paşa Medresesinde fıkıh, tefsîr, hadîs ve diğer ilimleri okudu. Abdülfettâh-ı Akrî hazretlerinin sohbetinde bulundu. Abdülfettâh-ı Akrî hazretlerinin vefâtı üzerine, icazet verdiği Ahmed … Devamını oku

Tasavvuf, nefsi ve kalbi temizlemek demektir…

“Tefsîr ve fıkıh ilmi, en üstün ilimlerdir. Bunlardan sonra tasavvuf ilmi gelir.”       Seyyid Mehmed Nûri Efendi İstanbul velîlerindendir. 1768 (H. 1182)’de İstanbul’un Üsküdar semtinde doğdu. Önce babasından ilim okudu. Sonra Fâtih Câmi-i şerîfindeki derslere devâm etti. Şeyhülislâm Müftîzâde Ahmed Efendiden ilim tahsil etti. Sultan Üçüncü Selîm Hânın şehzâdelerinin hocalığına ve Bâb-ı âlî … Devamını oku

Kendisine, âlimlerin talebe olduğu zat!..

Filibeli Muslihuddîn Efendinin ilim meclislerinde âlimler hazır bulunuyor ve istifâde ediyorlardı.       Filibeli Muslihuddîn Efendi Osmanlı âlimlerinden ve büyük velîlerdendir. 1502 (H.908) senesinde Bulgaristan’da Filibe’de doğdu. Zamânının âlimlerinden aklî ve naklî ilimleri tahsîl ettikten sonra Sofyalı Bâlî Efendinin dergâhına gidip, ona talebe oldu. Hizmetinde ve sohbetinde uzun müddet kalıp, feyiz aldı. İstanbul’a giderek talebe yetiştirdi. … Devamını oku

Tehlikenin başı haram yemektir

Bir insan haramdan sakınır ise, onun için ibâdet ve tâat kolaylaşır. İbâdetten tad alır.       Seydişehirli Abdullah Efendi Nakşibendi şeyhlerindendir. Konya-Bozkır’ın Karacahisar köyünde 1806 (H.1222) senesinde doğdu. Müderris olan babası Yeğen Mehmed Efendiden ilim tahsil etti. Sonra Nakşibendiyye yolunun büyüklerinden olan Mehmed Kudsî Efendiye intisab etti. Bu büyük zâtın yanında ilim ve edep … Devamını oku

Kalbine ve mîdesine dikkat eden kurtulur 

Habîb-i Râî buyurdu ki: “Kalbini hırs kutusu ve mîdeni haram kabı etme. Bunlara dikkat eden kurtulur.”       Habîb-i Râî hazretleri Tâbiînin büyüklerindendir. Bahreyn’de doğdu. 748 (H.130) senesinde Bağdât’ta vefât etti. Çocukluğu ve tahsil çağı Bağdât’ta geçen Habîb-i Râî, zamânının âlimlerinden ilim tahsil etti. Eshâb-ı kirâmdan (aleyhimürrıdvân) Selmân-ı Fârisî’nin sohbetinde bulunmakla şereflendi. Çobanlık yapardı. Çok … Devamını oku