“Kendisini aldatan kimsenin seni de aldatmasından kork!”

Ebüssü’ûd Bâzinî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. 644 (m. 1246) senesinde Kâhire’de vefât etti. Çok kerâmetleri görüldü. İmâm-ı Şa’rânî’nin hocası ve daha nice âlimler, kendisinden istifâde etmek, ilim öğrenip feyiz almak için sohbetine devam ederlerdi. Hikmetli sözlerinden bazıları şunlardır: “Hak yolunda bulunmak isteyen ve sözünün eri olan bir kimsenin devamlı olarak kitabını kalbinde taşıması lâzımdır?” (Yani, Allahü teâlânın emirlerine … Devamını oku

Merkez Efendi’den altın nasihatler…

Merkez Efendi Osmanlılar zamânında İstanbul’da yetişen büyük velîlerdendir. İsmi Mûsâ olup, Merkez Muslihuddîn lakabıyla meşhûr oldu. 1463 (H.868) senesinde Saruhanlı’da doğdu. 1551 (H.959) senesinde İstanbul’da vefât etti. Önce kendi memleketinde, sonra Bursa ve İstanbul’daki medreselerde tahsîl yaparak; tefsîr, hadîs, fıkıh ve tıb ilminde yetişti. Şeyhulislâm Ebüssü’ûd Efendi’nin hürmet ve muhabbetini kazandı. Bu sırada Sünbül Sinân hazretlerinin … Devamını oku

İlmi kendisine fayda vermeyen âlimler!..

Ebû Eyyûb Şâmî hazretleri buyurdu ki: “Âlimler bozuluncaya kadar, insanlara Allahü teâlânın azâbı gelmez.”   Ebû Eyyûb Şâmî hazretleri tâbiînden, meşhûr hadîs hâfızlarından ve büyük velîlerdendir. Afganistan’da Kâbil’de doğdu. 731 (H.113)de Şam’da vefât etti. Zamânında, Şam’ın en büyük fakîhi idi. Hadîs-i şerîf öğrenmek için Irak ve Medîne’ye gitti. Enes bin Mâlik hazretlerinden ve daha başka … Devamını oku

“Rabbimiz, bizden azâbı kaldır…”

“İşte yalanladığınız ateştir. Bu bir sihir mi? Yoksa siz görmüyor musunuz!”   Ebü’l-Mekârim bin İdris hazretleri büyük velîlerdendir. Irak’ta En-Nehr-ul-Hâlis adlı yerde yaşadı. Doğum ve vefât târihleri bilinmemektedir. Evliyânın büyüklerinden Ali bin Heytî hazretlerinin terbiyesinde yetişti. Nehr-i Hâlis beldesindeki talebelerin yetiştirilme vazîfesi kendisine verildi. Ebû Muhammed bin İdris anlatır: “Ebü’l-Mekârim hazretleri bir gün sevdiklerine Cehennem’i … Devamını oku

“Zındıkların îtikatlarından Allahü teâlâya sığınırız!”

Hasîb Dürrî Efendi Gâziantep velîlerinden olup 1848 (H. 1264) senesinde Anteb’in Karacaoğlan Mahallesinde doğdu. Küçük yaşta ilim tahsîline başladı. İyi bir medrese tahsîli gördü. Şuaybzâde Ali Âkif Efendinin feyizli sohbetlerine katılarak Nakşibendî-Müceddidî icazeti aldı. Ali Âkif Efendinin hoca silsilesi Abdullah-ı Dehlevî hazretlerine ulaşır. 1913 (H.1332) senesinde vefât etti. Bir sohbetinde de şunları anlattı: Yüksek üstadımız … Devamını oku

Her nefese iki şükür lâzımdır!

Mehmed Emîn Tokâdî hazretleri İstanbul evliyâsının büyüklerindendir. 1664 (H.1075) târihinde Tokat’ta doğdu. Kabr-i şerîfi, Unkapanı’na inen cadde ile Zeyrek Yokuşu’nun kesiştiği tepe üzerinde, Soğukkuyu Pîrî Paşa Medresesi kabristanındadır. Kendisini vesîle ederek, kabri başında yapılan duâ müstecâbdır, makbûldür… İlim tahsîline memleketinde başlayıp, sonra İstanbul’a geldi. Şeyhülislâm Mirzâzâde Muhammed Efendi’den ders alıp, ilim öğrendi. Sonra Mekke’de bulunan ve … Devamını oku

İnsanların malına göz diken fakir düşer!..

Şeyh Îsâ hazretleri Anadolu’da yetişen evliyânın meşhurlarındandır. 1447 (H.851) senesinde Akhisar’da doğdu. 1530 (H.937) de vefât etti. Bir müddet Akhisar’da tahsil gördükten sonra Bursa’ya gidip medrese tahsilini tamamladı ve icâzet aldı. Alaşehir’e gidip Bayramiyye şeyhi Cânullah Efendiye, Kayseri’ye gidip Şeyh Kâsım Efendiye intisab etti. Akhisar’a dönüp talebe yetiştirdi. Sohbetlerinde buyurdu ki: “Her kim günde üç … Devamını oku

“Rabbine, onu görür gibi ibâdet et!..”

Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretleri “Silsile-i aliyye” denilen âlim ve velîlerin meşhûrlarındandır. 1701 (H.1113) senesinde doğdu. 1781 (H.1195) senesinde şehîd edildi. Seyyiddir. Kur’ân-ı kerîmi, tecvîd ve kırâat ilmini Kârî Abdürresûl’den, Hâcı Muhammed Efdal’den, tefsîr ve hadîs ilmi öğrendi. Seyyid Nûr Muhammed Bedâyûnî hazretlerine talebe olup feyizlerine kavuştu. Sohbetine dört sene devâm ettikten sonra icâzet verdi. Mazhar-ı … Devamını oku

“Dînim için, dünyâm için Allahü teâlâ bana kâfidir”

Ma’rûf-ı Kerhî hazretleri büyük velîlerdendir. Bağdât’ın Kerh beldesinde doğdu. 815 (H.200) senesinde Bağdat’ta vefât etti. Dâvûd-i Tâî hazretlerinden feyiz almış olup, Sırrîyi Sekâtî de, Ma’rûf-ı Kerhî’den ders ve feyiz alarak yetişti. Kerâmet ve menkıbeleri çoktur. Muhammed bin Hişâm diyor ki: “Ma’rûf-ı Kerhî bana  dedi ki: Sana on cümle öğreteceğim; beşi dünyâ, beşi âhiret içindir. Bunlar ile … Devamını oku

“Nefsini tanımayan, büyük aldanış içindedir!..

Mansûr Betâihî hazretleri büyük velîlerdendir. On üçüncü asırda Irak’ta Betâih denilen yerde yaşadı. Meşhûr evliyâ Muhammed Şenbekî hazretleri ve zamânının âlim ve velîlerinden istifâde ederek büyük bir velî oldu. Çok âlim ve velî yetiştirdi. Rıfâî yolunun büyüğü olan Seyyid Ahmed Rıfâî hazretlerinin dayısı ve hocası idi.Hikmetli sözleriyle meşhûr oldu. Kendisine dünyâ sevgisi hakkında soruldu. O; … Devamını oku

“Bize tövbeyi nasip eyle yâ Rabbî!..”

“Ey Rabbim! İzzet ve celâlin hakkı için, günah işlerken sana muhâlefeti kasdetmedim. Nefsim beni aldattı…”   Ebü’s-Sırrî Sülemî hazretleri büyük velîlerdendir. Basra’da yaşadı. 839 (H.225) senesinde Basra’da vefât etti. Zamânının meşhûr âlim ve velîlerinden ilim öğrenip hadîs-i şerîf dinledi. Iraklılar ve Horasanlılar tarafından makbûl sayılan ve sevilen bir zâttı. Çok tesirli olan vaaz ve nasîhatleri dinleyenleri … Devamını oku

“Cömertlerin günahını araştırmayınız!..”

Ziyâüddîn Bernî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Hâce Nizâmüddîn-i Evliyânın talebesidir. Hocasına yakın olmak nimetine kavuşan seçilmişlerden idi. Hindistan’da Gıyâspûr şehrinde otururdu. 684 (m. 1285) senesi civarında doğup, 8. asrın sonlarında vefât ettiği bilinmektedir. Sohbetlerinde buyurdu ki: İnsanların en üstünü, ceza vermeye gücü yettiği hâlde affedenlerdir, insanların aklı en noksan olanı ise, kendinden aşağıda ve güçsüz olanlara zulmedenlerdir… Süleymân … Devamını oku

Pişmanlık duyarak iman eden Yahudi

Mâlik bin Dînâr hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Basra’da doğdu. 748 (H.131) târihinde orada vefât etti. Hasan-ı Basrî hazretlerine talebe oldu ve evliyalıkta yüksek derecelere kavuştu. Çok kerametleri görüldü. Mâlik bin Dînâr hazretleri bir hâtırasını şöyle anlatır: Bir gün toprakla oynayıp bâzen gülen bâzan ağlayan bir çocuğa rastladım. Önce çocuğa selâm vermek istedim. Fakat kibirden selâm vermedim. … Devamını oku