Susmak, konuşmaktan çok daha faydalıdır…

“Susmak ile ve hâl lisânı ile insanlara faydalı olamayan, konuşmakla hiç faydalı olamaz.”       Mevlânâ Nizâmeddîn Hâmûş hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Sekizinci asrın ortalarında Buhârâ’da doğup, dokuzuncu asrın ortalarında, doksan yaşlarında orada vefât etti. Şâh-ı Nakşibend Behâüddîn-i Buhârî hazretlerinin en yüksek talebesi ve halîfesi Hâce Alâüddîn-i Attâr’ın talebesi ve Sa’düddîn Kâşgârî’nin hocasıdır… Ubeydullah-ı Ahrâr (rahmetullahi … Devamını oku

Yolumuzda oruç tutmak, muvaffakiyetin yarısıdır

“Kendine Allah âşığı diyen bir kimse, dünyâyı severse o bir yalancı ve münâfıktır!” Sultân-ül-Meşâyıh Nizâmeddîn Evliyâ hazretleri, büyük velîlerdendir… İsmi Muhammed, babasınınki Ahmed Buhârî’dir. 1238 (H.636) senesinde Hindistan’da Bedâyun’da doğdu. Acuzan’a giderek Ferîdeddîn-i Genc-i Şeker’in sohbetlerinde kemale geldi. İcazet verilerek Delhi’ye gönderildi. 1325 (H.725) senesinde vefat etti. Hocasından duyduklarını kaydederek bir kitap yazdı ve bu kitaba … Devamını oku

Bu alçak dünyâ, salih kullara zindandır!..

Allahü teâlânın, kalbi imân ve muhabbetle dolu nice kulları vardır. Onlar, her an ölümü beklerler.       Şems-ül-Ârifîn Ebü’l-Müeyyed hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Hindistan’da Hâce Kutbüddîn Bahtiyâr Kâkî ile aynı asırda yaşadı. Nizâmeddîn Evliyâ, çocukluğunda onun sohbetine kavuştu. Kabri Nevşehir’e bağlı Gülşehri’nde olan Cemâl Gülevî, bu mübârek zâtın evlâdındandır. Bir sohbetinde şunları anlattı:   Allahü … Devamını oku

İyi geçinmekten daha fazîletli amel yoktur…

“Tarîkat-ı aliyyenin gereğince, ameli elden bırakmayıp, dostlar ile iyi geçinmeyi en fazîletli amel biliniz.”   Niyâzî-i Mısrî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Halvetî yolunun Mısriyye kolunun şeyhidir. Adı Muhammed olup babasınınki Ali Çelebi’dir. 1618 (H.1027) senesinde Malatya’nın Soğanlı köyünde doğdu. Tahsîlini tamamladıktan sonra, Malatya’da bulunan Halvetî şeyhi Hüseyin Efendinin sohbetinde bulunarak, ondan feyiz aldı. Bağdât’a ve Kâhire’ye … Devamını oku

Allahü teâlânın sevgili kullarını küçümsemek!

Seyyid Nimetullah Geylânî bir gün makam ve mevkî sâhibi birisinin yanına gider…   Seyyid Nimetullah Geylânî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin soyundandır. 1564 (H.972) senesinde Hindistan’da doğdu. 1605 senesinde Mekke-i mükerremeye gitti. Şeyh Ebû Bekr bin Sâlim Ba’levî’den tasavvuf yolunu öğrendi. 1636 (H.1046) senesinde Mekke-i mükerremede vefât etti. Çok kerametleri görüldü. Orta hâlli tüccarlardan birisi, Nimetullah … Devamını oku

“Fitneye sebep olacak nasihati yapmamalı!..”

Nasihat, birinin yüzüne karşı olmamalı, umûmî olarak, ortada söylenmelidir. Hiç kimse ile münâkaşa etmemelidir…    Yahyâ bin Şeref Nevevî hazretleri Şâfiî âlimlerinin büyüklerindendir. 1233 (H.631)de Şam’ın güneyindeki Nevâ kasabasında doğdu. Şam’daki Revâhiyye Medresesinde tahsîle başladı. Usûl, nahiv, lügat ve benzeri ilimlerin inceliklerine vâkıf oldu. İcazet alıp, Dâr-ül Hadîs-il Eşrefiyye’de ders verdi. Aynı zamanda evliyâ-i kirâmın … Devamını oku

Allahü teâlânın kulundan râzı olmasının alâmeti…

Allahü teâlâ bir kulundan râzı ise; ona ibâdetler tatlı ve rahat, günahlar zehir ve ağır gelir!   Muhammed bin Aliyyân hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Onuncu asırda yaşadı. Ebû Osman Hayrî ve Cüneyd-i Bağdâdî hazretlerinin sohbetlerinde bulundu ve onlardan ders aldı. Şöyle anlatılır: “Bir gün aklına bir suâl geldi. Düşündü taşındı, buna bir türlü cevap bulamadı. Bu suâlin cevâbını hoca … Devamını oku

Bu ayda rahmet kapıları açılır…

Bu ayı fırsat bilmeli, elden geldiği kadar ibadet etmelidir. Allahü teâlânın razı olduğu işleri yapmalıdır.   Menâvî Ali Efendi Osmanlı âlimlerindendir. Devrinin birçok âlimlerinden ilim tahsil eden Menâvî Ali Efendi, İnegöl’de İshâk Paşa Medresesi, Trabzon Sultanisi, Sahn-ı semân Medresesi müderrisliği, nihayet Ayasofya Medresesi müderrisi oldu. 974 (m. 1566) senesinde vefât etti. Buyurdu ki: Mübarek ramazan … Devamını oku

Anaya, babaya itaat ve ihsân etmelidir…

Ana baba kâfir olsa bile, onlara karşı gelmek, üzmek yine caiz olmaz.   Ma’rûf Nerkisecârî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. 1863 (H.1280) târihinde Kuzey Irak’ta Nerkisecâr’da doğdu. Halebçe’de Câmi-i Kebîr’de Şeyh Mahmûd Müftî’den okudu ve icâzet aldı. Sonra Biyâre’de Şeyh Ömer Ziyâüddîn hazretlerine talebe olup mânevî terbiyesi altına girdi. 1912 (H.1331) târihinde Süleymâniye’de vefât etti. Bir dersinde … Devamını oku

İnsan, beden değil ruh demektir!..

Beden, ruhun konak yeridir. Kıymetli olan, ev değil, evde oturanlardır…       Necmeddîn Dâye hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Necmeddîn-i Kübrâ hazretlerinin talebesi olup, onun ders ve sohbetlerinde kemâle erdi. Cengiz istilâsının meydana çıkacağı sırada, bu fitne henüz başlamadan, hocası Necmeddîn-i Kübrâ hazretlerinin işâreti ile Anadolu tarafına seyâhat ederek Konya’ya geldi. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî ve Sadreddîn-i … Devamını oku

Allahü teâlâ velî kuluna kerâmet ihsân etmiştir

Kerâmet, evliyâ denilen insanlarda Allahü teâlânın yarattığı, âdet ve fen bilgileri dışında olan şeylerdir.       Ali bin Bergaş Şîrâzî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. İran’da Şîrâz’da doğdu. Bağdât’a giderek Şihâbüddîn-i Sühreverdî hazretlerine talebe oldu. Hocası tarafından mezun edilip, Şîrâz’a gönderildi. 1279 (H.678) târihinde vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı:   Allahü teâlâ velî kullarına kerâmetler … Devamını oku

En kötü hastalık, düşük ahlaktır!..

“Güzel ahlâk, çirkin ve beğenilmeyen şeyi terk etmek, övülecek bir şeydir…”   Necîbüddîn Mütevekkil hazretleri Hindistan ulemâ ve evliyâsının büyüklerindendir. Ferîdüddîn-i Şeker-Genc hazretlerinin kardeşi ve halîfesi idi. On üçüncü asrın son yarısında Delhî’de vefât etti. Bir bayram günü, dervişler onun evinde toplandılar. O gün evinde hiçbir şeyi yoktu. Dama çıkıp, ibâdetle meşgûl oldu. Kalbi ile de; … Devamını oku

Allahü teâlâ sana bir çocuk verir inşallah

“Evlat acısıyla ve bundan sonra daha çocuğun olmayacağını düşünerek kendini perişan etme!”    Şeyh Sıddık Efendi İstanbul velîlerindendir. 1719 (H.1131) senesinde İstanbul’da doğdu. Büyük velî Neccârzâde Mustafa Efendinin oğludur. Tasavvuf yolunu babasından öğrendi. İcâzet aldıktan sonra Hüdâî Dergâhında talebe yetiştirmeye başladı. 1794 (H.1208) senesinde vefât etti. Çok kerametleri görüldü. Talebelerinden birisi şöyle anlatır: “Dört oğlum tâûn … Devamını oku