Anne baba evladını iyi terbiye etmeli…

“Kıyamet günü isimlerinizle ve babalarınızın isimleri ile çağırılacaksınız. Onun için güzel isimler alınız.”       Çocuklarımızı güzel terbiye etmeliyiz -1-   Evlad anne ve baba elinde bir emanettir. İyi terbiye edilirse din ve dünya saadetine  kavuşur. Bu saadete, mutluluğa anneleri, babaları ve hocaları da ortak olur. Çocukların iyi yetişmesi için bazı hususları yerine getirmek … Devamını oku

İyilerle beraber olmak…

İyi olmak isteyen, iyilerle beraber olmalıdır. İnsan farkında olmadan arkadaşının huylarını alır…   Akıllı, ilim sahibi, doğru itikatlı, ibadetlerini yapan, iyi ahlaklı, doğru sözlü, cömert ve günahlardan kaçan kimselerle arkadaş olmalıdır. İyilerle beraber olmak çok kıymetlidir. İyi huylu olmak için huyu güzel olanlarla arkadaşlık etmelidir. Hadis-i şerifte; (Kişinin dini, arkadaşının dini gibidir, o hâlde kiminle … Devamını oku

Çocuğu en mutlu eden ev

Huzurlu, mutlu ve birbirinin hukukunu gözeten eşlerin bulunduğu evde, sevgi, saygı ve mutluluk hâkimdir.    Çocuğu en mutlu eden şey, anne ile babanın muhabbetli olması, birbirlerine sevgi ve saygı ile muamele etmeleri, güzel geçinmeleri, karşılıklı anlayış, müsamaha ve nezaket ile davranmaları ve yüzlerinin gülmesidir. Böyle bir ortam, çocuğa en güzel ikramların yapılmasından daha önde gelir. … Devamını oku

Kişi, sevdiği ile beraberdir…

Büyük âlim ve evliya İmam-ı Rabbani “rahmetullahi teâlâ aleyh” hazretleri, sevdiklerinden birine, aslında hepimize yazdığı, birinci cilt 203. mektubunda şöyle buyurmaktadır: Hadis-i şerifte, (El-mer’ü me’a men ehabbe) buyuruldu ki, (Kişi, sevdiği ile beraberdir) demektir… Ehl-i sünnet büyüklerini seven, onlarla beraber olur. Onlarla beraber olan, şakî olmaktan [küfürden ve günah işlemekten] korunur… Hadis-i şerifte buyuruldu ki: … Devamını oku

Beş büyük imtihan!..

Hikmet ehli bir zat şöyle buyuruyor: Önümüzde beş tane büyük imtihan var. O beş yerin imtihanını verdik mi, ondan sonra hakiki bayram. Sonsuz olarak bayram yapacağız. Şimdiki bayramlar üç gün, dört gün. Ama o zaman o bayram, sonsuz devam edecek. Birinci imtihan, son nefeste “Allah” diyebilmek. İkincisi, kabre girince sual meleklerine cevap verebilmek. Üçüncüsü, kıyamet … Devamını oku

İslam medeniyetinin yeniden canlanması için…

Jean Ferrera isminde insaflı bir Fransız, yazmış olduğu bir makalesinde, başlangıcından bugüne kadar Müslüman memleketlerindeki fennî çalışmalar hakkında önemli bilgiler vermektedir. Makale 1978 yılında neşredilmiştir. Ferrera makalesinde, hülasa olarak şöyle diyor: Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem) 632 senesinde Medine’de vefat etti. Onu takip eden senelerde, bugün Suudî Arabistan denilen yerden hareket eden Müslümanlar, Atlantik Okyanusu’ndan Amur … Devamını oku

İki cihan saadetine kavuşmak için…

Kur’ân-ı kerîmde, Şûrâ sûresinin yirminci âyetinde, Allahü teâlâ meâlen, (Bir kimse, dünya nimetlerine kavuşmak isterse, ona istediğini veririm. Âhiret nimetlerini isteyene de, istediğini veririm) buyurmuştur. İstemek, lâf ile olmaz. Sebebe yapışmak, yani çalışmak lâzımdır. Allahü teâlâ, dünya nimetlerine ve ahiret nimetlerine kavuşmak için çalışanlara, dilediklerini vereceğini vadediyor. Müslüman olsun, olmasın, dünya nimetlerini, beğendiğim gibi çalışan herkese veririm … Devamını oku

Sıkıntıda olanlara yardım ve dua etmek

Müslümanlar, bir vücut gibidir. Birinin sıkıntısı olduğunda diğerleri onun yardımına koşar. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Birbirine karşı muhabbet ve merhamette, müminler, bir vücut gibidir. Vücudun bir yeri rahatsız olunca, bütün vücut, rahatsız, uykusuz kalıp, onun tedavisi ile meşgul olduğu gibi, Müslümanlar da birbirlerine yardıma koşmalıdır!) [Buhari] Müslümanlar dünyanın çeşitli yerlerinde [bilhassa Gazze’de] zulme uğruyor. Diğer Müslümanlar … Devamını oku

Zalimin zulmü varsa, mazlumun Allah’ı var!

Zulüm pâyidâr olmaz, devam etmez. Zulümle âbâd [mamur] olanın, âkıbeti[sonu] berbâd olur.” demişler. Her şey inceldiği zaman kopar, zulüm ise kalınlaştığı zaman kopar. Kim ne yaparsa, mutlaka karşılığını görecektir. İlahi adalet elbette tecelli edecektir. Saltanatının bekâsı için masum bebekleri öldürten Firavun, 400 yıl hayat sürdü ve denizde boğuldu… İbrahim peygamberi canlı canlı ateşe atan Nemrut … Devamını oku

Gençlerimizi düşmanların tuzaklarından koruyalım!

Zaman, Osmanlının son dönemleri… Dünyada her gün, her sahada birçok yenilikler yapılmaktaydı. Bunların, devamlı takip edilmesi, öğrenilmesi ve öğretilmesi gerekiyordu. İşte Osmanlı devletinin son zamanlarında iç ve dış düşmanların, yani din düşmanı olan masonların tesirleri ile, gençler fen bilgilerini öğrenmekten, fen ve sanat üzerinde çalışmaktan mahrum edildiler. Hükûmet idaresini ele geçiren sözde aydınlar, cahil ittihatçılar, masonlara aldanarak, din … Devamını oku

Müslümanlar, ilimde, fende ve medeniyette rehber oldu

İslamiyet ilme ve fenne çok önem vermiştir. İslam dini, bütün yeniliklerin devamlı takip edilmesini ve her gün yeni şeyler keşfetmeyi, ilerlemeyi emreden bir dindir. Bundan dolayı, İslamiyet’in başlangıcından itibaren, ilim adamlarına çok ehemmiyet verilmiş, ilmî, fennî ve teknik tecrübeler yapılmış, Müslümanlar, tıpta, kimyada, astronomide, coğrafyada, tarihte, edebiyatta, matematikte, mühendislikte, mimarlıkta ve bunların hepsinin temeli olan, güzel ahlâk ve içtimaî … Devamını oku

Fen bilgileri, İslamî ilimlerin bir koludur

İslamiyet, ilmi daima methetmiş, Müslümanları daima ilme teşvik etmiştir. Hadis-i şerifte (İlmi, Çin’de de olsa, alınız!) [İhyâ-ül’ulûm] buyruldu. Yani dünyanın en uzak yerinde ve kâfirlerde de olsa, gidip ilim öğreniniz! Bir hadis-i şerifte de, (Beşikten mezara kadar ilim öğreniniz, çalışınız!) [Şir’a] buyuruldu. Yani, bir ayağı mezarda olan seksenlik ihtiyarın da çalışması lâzımdır. Öğrenmesi ibadettir. Bir defa da, (Yarın ölecekmiş gibi ahirete ve hiç ölmeyecekmiş … Devamını oku

İman, kelime-i tevhidin iki kısmına da inanmaktır

İslamiyet’i bildiren kitaplar pek çoktur. Bunların içinde, İmam-ı Rabbânî hazretlerinin üç cilt (Mektubât) kitabı, bundan sonra, Muhammed Ma’sûm hazretlerinin üç cilt (Mektubât) kitabı çok kıymetlidir. Muhammed Ma’sûm hazretleri, Mektûbât’ın üçüncü cildinin on altıncı mektubunda buyuruyor ki: (İman, kelime-i tevhidin Lâ ilâhe illallah ve Muhammedün Resûlullah [Allahü teâlâdan başka hiç bir ilah yoktur. Muhammed aleyhisselam Allahü teâlânın … Devamını oku