Henüz fırsat varken…

Geçmiş zaman ne kadar güzel olursa olsun bir daha yaşanmıyor… Şu gençliğini düşünerek ah çeken ihtiyar, şu parlak devirlerini hatırlayarak dövünen toplum, eninde sonunda anlar ki geçen geçmiştir artık. Onu geri getirmek, tekrar yaşamak hiç kimse için mümkün olmamıştır, olamaz da… Gerçekten de insanlar geçmiş zamanla ilgili acı ve tatlı hatıraların önünde aciz kaldığını anlar … Devamını oku

İnsanlara teşekkür etmeyen Rabbine şükretmiş olmaz…

Bize nereden iyilik gelirse gelsin onu Rabbimizden bilmeliyiz. Emir ve irâde onundur. İnsanları sebep olarak görmek gerekmektedir…           Bir kimse iyilik ederse, onun iyiliğine mal ve hizmet ile karşılık verilir. Bunu yapamayan, teşekkür ve dua eder. Bunu da yapamayanın yapılan iyilik başına kakılır. Kötülenir, incitilir. Çünkü, iyiliğe karşı iyilik yapmak, insanlık vazifesidir. … Devamını oku

Susan kurtuldu!..

Lokman Hakîm, oğluna buyurdu ki: “Yavrum! İnsanlar, güzel konuşmaları ile iftihar ederken sen de, güzel sükûtunla iftihar et!”       Konuşabilme kabiliyeti, insanlara verilen en büyük nimetlerden bir tanesidir. Hayvanların dili, bizim dilimizden çok daha büyük olmasına rağmen onlar konuşamıyorlar…   Konuşmakla derdimizi daha rahat anlatabiliyoruz, ilim öğreniyor ve öğretiyoruz. Daha sayılamayacak kadar çok … Devamını oku

Dünya bir imtihan salonudur…

Hepimiz imtihandayız, imtihan sona erince salon terk edilir. Bizim de imtihanımız biter bitmez buradan ayrılacağız…           Rabbimiz bizi zayıf ve aciz yaratmıştır. İnsanlar her halükârda bir yerlerden medet umarlar. Karşılaştıkları ve karşılaşacakları sıkıntılardan onları kurtaracak bir “el” ararlar… Aradıkları bu “el” gerçekten onları kurtaracak ve saâdete kavuşturacak “el” de olabilir; hiçbir işe … Devamını oku

Her şey insan için yaratıldı…

Huzur içinde yaşayabilmemiz için yerde ve gökte bulunan bütün varlıklar bize hizmet ediyor, ücret de talep etmiyorlar!.. Yüce Rabbimiz bizi ve diğer bütün canlıları yaşatmayı dilediği için bu dünyayı yaşanabilir bir hâlde yarattı… Annemizin rahminde, bize el, ayak takıldı. Ceninin aklı olsaydı bunları istemeyecekti, çünkü orada bunlar hiçbir işe yaramazlardı, hatta rahat hareket etmesine engel bile olurlardı. … Devamını oku

Dil, cennete de götürür cehenneme de!..

Eğer bir söz kendimize veya birilerine faydalı olacaksa söylenmeli, yok faydasız ise konuşmaktan sakınmalı…   Dil; küçücük bir organdır fakat ibadeti de, isyanı da büyüktür. Küfür ve iman ancak dilin şehâdetiyle açığa çıkar.   Sahasının ne sonu vardır, ne de sınırı. Hayır da dilin alanına girer, şer de…   Dilini dizginleyemeyenleri şeytan sürükler, uçurum kenarına çeker. … Devamını oku

İnsanları felakete sürükleyen şeyler!

İslâm dini insanların dünyada da, ahirette de huzur içinde yaşamasını istiyor. Akıl olmasaydı, insan hep nefsine uyar, felaketlere sürüklenirdi.           Nefis Allahü teâlânın düşmanıdır. Nefsin arzularının, insanı Allah yolundan saptırıcı oldukları, Kur’ân-ı kerimde haber verilmiştir. Çünkü nefis, daimâ Rabbimizi inkâr ve ona isyan etmek ister. Bunun için her istediği kendi zararınadır.   … Devamını oku

Ey günahı çok olan kullarım!..

Allahın rahmetinin, affının bol olduğunu bilmelidir. Günahlarımız çok olsa da Allahü teâlânın affedebileceğini düşünmek hüsn-i zan olur.        Mümin kardeşinin kusurlarını araştırmak; kendi ayıplarını görmeyip onun günah işlediğini zannetmek suizandır. Zan etmek, yani kalbin o tarafa kayması suizan olur. Fasığa suizan câiz olmadığı gibi, salih kimseye suizan asla câiz değildir. Müslümanın bir işinde veya sözünde … Devamını oku

Herkes Rabbini sevdiğini iddia eder; ancak!..

Sevgi tanımakla olur. Tanımak ne kadar çok ise, sevgi de o kadar çok olur. Rabbini bilen elbette onu sever. Kendini seven O’nu yaratanı sevmemesi düşünülemez…           Ahirette en çok mesut olanlar, Allahü teâlâyı en çok sevenlerdir. Ahiret demek, Allahü teâlâya kavuşmak saadetine ermek demektir. Uzunca bir hasretten sonra ebediyyen sevgilisine kavuşmaktan daha … Devamını oku

Niyetin dinimizdeki önemi…

Hadis-i kudside buyuruldu ki: “Allahü teâlâ sizin suretlerinize, mallarınıza bakmaz. Kalblerinize ve amellerinize bakar.”           Şunu hiçbir zaman unutmayalım ki, Allahü teâlâ insanın elbisesine, giyimine, malına, rütbesine bakarak sevap vermez. Bunları ne düşünce ile ve ne niyetle yaptığına bakar. Hadis-i kudside;   “Allahü teâlâ sizin suretlerinize, mallarınıza bakmaz. Kalblerinize ve amellerinize bakar” buyuruldu. … Devamını oku

Evlât, ya yüz akı olur ya da yüz karası!.. 

Hayırlı evlât sahibi olabilmek için erkek, saliha bir hanımla evlenmeli, hanımlar da salih bir erkekle hayatını birleştirmelidir.       Hayırlı evlât yetiştirmek insanın en büyük gayesi olmalıdır. Mukaddes değerlerimizin muhafazası onlarla mümkündür. Bizden sonra hayatımızı onlar devam ettireceklerdir. Bizim yerimize onlar geçecek. Ya bizim yüz akımız veya yüz karamız olacaklardır.   Evlada bırakılacak en … Devamını oku

Ev alma komşu al!

Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: “Allahü teala, bir salih Müslümanın hürmetine komşularından binlerce belayı uzaklaştırır.”           Dinimiz komşuluğa çok önem vermiştir. Her Müslümanın, güzel ahlaklı, salih komşular arasında ev araması lazımdır. Atalarımız; “Ev alma komşu al” demişlerdir. Elbette komşu, evden daha önemlidir. İnsanın komşusu kötü ise en iyi evde otursa bile huzurlu … Devamını oku

İnsan, doğru yolu aklıyla bulamaz!..

Allahü teala insanlara akıl verdi ancak aklımızın kâfi gelmediğini bildiği için, bize acıyarak Peygamberler gönderdi. Kitaplar indirdi. En doğru olanını öğretti…           Rabbimiz, bizlere doğru yolu bulabilmemiz için akıl nimetini vermiştir. Akıl olmazsa iyi ile kötüyü birbirinden ayıramazdık. Fakat aklımız, iki cihan saadetini bize kazandırmaya yetmez. Aklımızın kafi gelmediğini en iyi bilen Rabbimiz, … Devamını oku