Mal sahibi, mülk sahibi!..

Hazreti Yunus ne güzel söylemiş:​ “Mal sahibi, mülk sahibi, / Hani bunun ilk sahibi? / Mal da yalan, mülk de yalan, / Var biraz da sen oyalan…”       İş, eş ve benzer sebeplerle memleketinden uzakta yaşayan milyonlarca insan vardır. Vatan hasreti hiçbir şeye benzemez. Tatmayan anlayamaz, anlayan anlatamaz.   Doğduğu yerde ölenlerin sayısının … Devamını oku

Altın nasihatler…

İbrâhim bin Edhem hazretleri buyurdu ki: “İnsanların çoğu başkalarının ayıplarını araştırırlar, siz kendi ayıplarınızla meşgul olun!”       İbrahim bin Edhem hazretleri evliyanın büyüklerindendir. Büyük âlimlerdendir. Onu tanımayan Müslümanların sayısı çok azdır.   Hangi devlette yaşarsa yaşasın, Müslümanların çoğunluğu onu tanır. Sever ve rahmetle yâd eder…   Yedi yüz yetmiş dokuz senesinde yani 12 … Devamını oku

Güzel yaşayanların ölümü de güzel olur

Dünyada her şeyin en güzelini isteyen kişi, ölümün de en güzelini seçmeli. Güzel bir şekilde hayata veda etmeli…           İnsan her şeyin en güzel olanını kendisi için ister. Çünkü insan en çok kendini sever, kendini sevenleri sever, sevmeyenleri sevmez. Ona iyilik yapanlara kalbi meyleder. Bundan dolayıdır ki sevgili Peygamberimiz aleyhisselam şöyle dua … Devamını oku

Muharrem ayı ve Aşûre gününün fazileti…

Allahü teâlâ birçok duaları Aşûre Günü kabul buyurdu… Birçok peygamberin ve müminlerin kurtuluşu bu mübarek güne rastlamıştır.           Aşûre günü Muharrem ayının en kıymetli günüdür. O gün tutulan oruç, bir senenin günahlarına kefarettir. Aman kaçırmayalım, dalgınlığa gelmeyelim.   Hazret-i Ali (radıyallahü anh) anlatır:   “Bir gün huzuru saadette oturuyorduk. Bir adam gelip … Devamını oku

İslâm güneşi artık uzak ülkeleri de aydınlatıyordu

Eshab-ı kiramın çoğu hicret etmişti. En son, Peygamber Efendimiz, Hazret-i Ebû Bekir’le beraber yola çıktılar. Böylece “Hicret” başlamış oluyordu…           Muharrem ayı Kur’ân-ı kerimde kıymet verilen dört aydan biridir. Bu ayda oruç tutmak çok sevaptır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:   “Ramazan orucundan sonra en faziletli oruç, Muharrem ayında tutulan oruçtur. Farz namazlarından sonra en faziletli namaz, gece … Devamını oku

Eskiye dönüş mümkün değil!

  Kimse gerici olmaz, olamaz ve olmak da istemez. Bir gün gelecek ve herkes çok iyi anlayacak ki, dindar olmak gerici olmak değildir…           İnsanoğlu, her geçen gün biraz daha ilerleme kaydetmekte, yeni buluşlar ve keşifler elde etmekte ve daha ileri seviyelere ulaşabilmektedir. Bu ise ona ihsan edilen akıl sayesindedir.   … Devamını oku

Vakit, mücevherden daha kıymetlidir…

“Siz nasıl paranızı acıyarak harcıyorsanız Eshab-ı kiram efendilerimiz de vakitlerini öyle acıyarak harcardı!..”           Geçmiş zaman ne kadar güzel olursa olsun bir daha yaşanmıyor. Şu gençliğini düşünerek ah çeken ihtiyar, şu parlak devirlerini hatırlayarak dövünen toplum, eninde sonunda anlar ki geçen geçmiştir artık. Onu geri getirmek, tekrar yaşamak hiç kimse için bugüne … Devamını oku

Arafat ehli tamamen mağfiret olundu…

Hacıların Mekke’den Mina’ya çıkacağı güne “Terviye Günü” denir. Arefe günü ise Kurban Bayramından bir önceki gündür.            Hacıların Mekke’den Mina’ya çıkacağı güne “Terviye Günü” denir. Arefe günü ise Kurban Bayramından bir önceki (bugün) gündür.    Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:   “Arefe gününe hürmet ediniz! Çünkü Arefe, Allahü teâlânın kıymet verdiği gündür.”   “Arefe günü … Devamını oku

İnsanoğlu uzun yaşamak ister!

Hayat şartları ne kadar sıkıntılı da olsa hepimiz yaşamaktan memnunuz. Dinimiz de uzun ömürlü olmayı nimet kabul ediyor. Ancak!..           Dünya imtihan yeridir. Buraya onun için geldik. Bundan dolayıdır ki; dünyanın kendisi de içindeki nimetleri de, bir taraftan iyi olsa bile diğer taraftan kötüdür. Kullanmaya bağlıdır.   İnsanlar, çok uzun ömürlü … Devamını oku

Bu dünyada kalıcı değiliz…

Dünya sevgisi en büyük tehlikedir. Kulun imansız gitmesine de sebep olabilir. İnsan sevdiğinden ayrılmak istemez, hep onunla birlikte olsun ister…           Bir insanın gayesi dünya olursa, tehlike çanları çalıyor demektir. Biz dünya için yaratılmadık. Burada kalıcı da değiliz. İstesek bile bizi burada bırakmazlar. Dünyaya gönderiliş gayemiz, ahiretimizi kazanmak içindir.   Hulefâ-i … Devamını oku

Dünya sevgisi…

Rabbimiz dünyayı sevmiyor, sevenleri de sevmiyor. Dünyadan başka hiçbir yerde ona isyan edilmez. Bundan dolayı dünyayı sevmez.     Manevi hastalıkların başı dünya sevgisidir. Bütün kötülükler ondan doğar. İnsanları çekememezliğe, birbirine karşı düşmanlığa ve kibirlenmeye sevk eder… Şüpheli, mekruh hatta haram şeyleri insanlara yaptırır. Dahası küfre bile girmesine sebep olur. Peygamberlerin çoğuna iman etmeyenler, dünya … Devamını oku

Maddi ve manevi hastalıklar…

İbadetlerimizden lezzet alamıyorsak, biz manen hastayız, demektir. İbadetlerde o kadar büyük lezzet vardır ki, tarif edilemez!          Hastalıklar iki türlüdür: Birisi bedenimizde meydana gelen “maddi” hastalıklardır. Diğeri ise “manevi” kalp hastalıklarıdır.   Her iki hastalık da tedaviye muhtaçtır. Tedavi olunmaz ise müzminleşir, büyük sıkıntılara sebep olur. Mikropları tespit edilip yok edilmedikçe tedavisi zorlaşır…   Bedenî hastalığımızı … Devamını oku

Övülmek insanı kibre sevk eder!..

İnsan, övülmekten hoşlanır, kötülenmekten üzülür. Bunu açıkça belli eder. Kendisini methedeni mükafatlandırır ve teşekkür eder.        Çoğunlukla övülmekten hoşlanırız… Başkaları, tarafından beğenilmek, takdir görmek nefsin en çok hoşuna giden şeydir. Böyle olunca artık insanlar, bizim bütün isteklerimize severek koşar ve bize hizmet ederler, düşüncesi elde edilir. İnsanlar bu hususta dört kısma ayrılır:   Birincisi: Övülmekten … Devamını oku