Gelecek endişesi insanları mutsuzluğa iter!..

Dünyada birçok huzursuzluğun temelinde endişeler yatmaktadır. Ölümden korkan ve onu yolunda bir ‘canavar’ gibi gören kimse nasıl mutlu olur? Bütün insanların babası ve ilk Peygamber Âdem aleyhisselam doğrudan doğruya topraktan yaratıldı. Bizler de dolaylı bir şekilde topraktan yaratıldık… Yemek zorunda olduğumuz bütün gıdalar ya bitkilerden veya hayvanlardandır. Her ikisi de topraktan çıkmaktadır. Tâhâ sûresi 55. âyet-i kerimede meâlen şöyle buyurulmaktadır: “Sizi … Devamını oku

Güler yüzlü olmayan, mümin sıfatlı değildir!

Dînimiz, güzel huylu olmamızı, birbirimizi sevmemizi, büyüklere hürmet, küçüklere şefkat etmeyi, herkese iyilik etmeyi emretmektedir.        Müslümanların öğrenmeleri lâzım olan bilgilere “İslâm ilimleri” denir. İslâm ilimleri ikiye ayrılır: Din bilgileri ve Fen bilgileri. Fen bilgilerine “Hikmet” denir. Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) “Hikmet, Müslümanın kaybolmuş malı gibidir. Onu nerede bulursa  alsın!” buyurdu.   Din bilgilerinin esası yirmi … Devamını oku

Bin yıl da yaşasan…

Kısa bir ömür ile, uzun bir ömür arasında fazla bir fark yoktur. İkisinin de sonu ölümdür. Ebedî bir hayata nisbeten hiç sayılır…       Yatağa girip gecenin sessizliği ile baş başa kaldığımızda, bütün bir gün boyunca düşünemediğimiz şeyleri düşünebilir ve o günün muhasebesini yapabilme imkânını bulabiliriz.   Bir sürü konuşmayla geçen günümüzün sonunda, ömrümüzün bir … Devamını oku

Kibirliye acıyan olmaz!

Birinin başına bir musibet gelse, düşmanları sevinir, dostları ise üzülür, ona acıyan bulunur, fakat kibir hastasına kimse acımaz.       Kibir bir hastalıktır, hem de çok tehlikeli bir hastalık. Çünkü vücudumuzda meydana gelen hastalıklar geçicidir, dünya hayatı ile ilgilidir. Çok ağır olsa bile nihayet fani hayatımızın sona ermesine sebep olabilir.   Biz zaten bu … Devamını oku

Sevinç ve hüzün…

Ümit ederiz ki; milyonlarca Müslümanın mağfiret edildiği bu mukaddes ayda, biz de o bahtiyar insanlardan biri olmuşuzdur.            Sevinçliyiz, çünkü; onbir ayın sultanı, rahmet, mağfiret ve cehennemden kurtuluşa vesile olan böyle mübarek bir ayla şereflendik. Sünnetlere farz, farzlara en az yetmiş kat sevap kazandıran çok kârlı bir ticaret imkânını bulduk…   Oruçlarımızı … Devamını oku

Dua zamanı!..

  Bir kul, kendini ne kadar küçük görür, mütevazı olursa, Cenab-ı Hakk’ın indinde o kadar yükselir…       Her zaman dua edilir, fakat bazı vakitlerdeki dualar daha çok kıymetlidir. Onbir ayın sultanı olan bu mübarek ayda, hele son on gününde yapılırsa müstecâb olma ihtimali daha yüksektir.   Dua etmek başlı başına ibadettir, sevap kazandırır. … Devamını oku

Oruç şükretmeyi öğretir

Rabbimizin şükrünü hakkı ile yapmamız mümkün değildir. Nimetlerin O’ndan olduğunu bilmemiz kâfidir.           Bilsek de bilmesek de Rabbimizin üzerimizdeki nimetleri sayılamayacak kadar çoktur. İçinde bulunduğumuz bunca nimetleri biz istemedik, böyle bir talebimiz de olmadı. Bizim bunlara muhtaç olduğumuz, bunlarsız yapamayacağımız bilindiği için ihsan edildi.   Biz daha cenin iken, annemizin karnında … Devamını oku

Oruçla kavuştuğumuz nimetler…

Oruçta, sayılamayacak kadar çok faydalar vardır. Fakat biz orucu bu faydalar için değil, dinimizin emri olduğu için tutuyoruz…       Rabbimiz, bize neyi emretmişse, neyi yapmamızı buyurduysa mutlaka onda bizim maddi ve manevi faydalarımız vardır. Hangilerini haram kılmışsa, şüphesiz onlarda da pek çok zararlarımız vardır. Bugün anlamasak bile yarın, gün geçtikçe daha iyi anlayacağız. … Devamını oku

“On bir ayın sultanı”na ​kavuşmak üzereyiz…

Ramazan ayı, manevi ticaret mevsimidir. Mevsiminde yapılan ticaretin kârı bir başkadır; daha çok kazandırır…       “On bir ayın sultanı”na kavuşmaya günler kaldı… Ramazan ayı gelince Sevgili Peygamberimiz (aleyhisselâm) şöyle buyururdu:    (Ramazan geldi. Bu ayda Cennet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar bağlanır. Yazıklar olsun o adama ki; bu aya kavuşur, fakat Rabbimizin rahmetinin … Devamını oku

Rabbimizin bize olan sevgisi…

Cenâb-ı Hak bizi sevmeseydi, hayırlı işlere samimi bir şekilde niyet edersek onu yapmış olmak gibi kabul buyurmazdı. Günahlara ise niyet etsek bile, yapmayıncaya kadar bize günah yazılmaz.        Hadis-i kudside Rabbimizin bizi annemizden daha çok sevdiği bildirilmektedir. Süfyan-ı Sevri rahimehullah, bir hastayı ziyarete gider. Hasta çok genç, ama hastalığı ağır, son demlerini yaşamaktadır… … Devamını oku

Fırsat elimizde iken, böyle geceleri değerlendirelim…

Bu geceye sağ olarak kavuştuysak, geçen senedeki listede adımız yoktu demektir. Ancak, her an ölüme hazır olmalıyız. Fırsat elimizde iken, böyle manevi ticareti kaçırmayalım.       Bu gece Berât Kandilini idrak edeceğiz inşallah. Bu gece, bir sene içinde olacak işlerin, rızıkların, ecellerin, hastalıkların, zelzele ve buna benzer meydana gelecek şeylerin, listesi yetkili meleklere teslim edilir, … Devamını oku

İnsan, ruhuyla insandır…

Ruhumuzun gıdasına önem vermiyor, çoğu zaman aç bırakıyoruz. İşte bu yüzden huzur bulamıyor, tek kanatla kuş uçurmaya çalışıyoruz!           İnsan iki şeyden meydana gelir: Ruh ve ceset! Bunlar beraber oldukça yeryüzünde hayat devam eder. Ruh ayrılınca bedenin kıymeti kalmaz ve hiçbir işe yaramaz. Ruhsuz ceset soğur, rengi kaçar, kokmaya başlar. Hele sıcak mevsimlerde ve sıcak … Devamını oku

Lezzetleri yıkan ölümü çok hatırlayınız!..

Ölümü yakın gören kimse her an onun hazırlığı ile meşgul olur, yalan dünyaya bel bağlamaz. Böyle bir insan tövbesini geciktirmez…       Çok yaşayacağını, uzun yıllar hayatta kalacağını sanan bir insan öbür dünya için bir iş yapamaz. Kendi kendine der ki:   “Nasıl olsa önünde çok zaman var, ibadetlerini istediğin zaman yaparsın, şimdi rahatına bak, keyfini çıkar…” … Devamını oku