Kabrini ziyaret edenler muratlarına kavuşur…

Mehmed Emîn Tokadî hazretleri buyurdu ki: “Ömürlerinde bir defa bizi ziyaret eden imanını kurtarmadıkça vefat etmesin!”       Mehmed Emîn Tokadî hazretleri -Eshab-ı kiram hariç- İstanbul’un üç büyük evliyâsından biridir. (Diğer ikisi Murad-ı Münzavi ve Abdülfettah-ı Akri hazretleridir.)1664 (H.1075) senesinde Tokat’ta doğdu. 1745 (H.1158)’te İstanbul’da vefât etti. Kabri, Unkapanı’na inen cadde ile Zeyrek Yokuşu’nun kesiştiği tepe üzerinde, Soğukkuyu Pîrî Paşa Medresesi … Devamını oku

İki günü eşit olmamak ne demektir?

İki günü eşit olmamak, zarara girmemek demektir; bugün dünkünden daha çok ibadet yapmak değildir…       Bir okuyucumuz diyor ki:   “İki günü eşit olan aldanmış, bugünü dününden kötü olan ise lanetlenmiştir” hadis-i şerifine göre, her gün aynı ibadetleri yapan zararda mı oluyor? Yani her gün bir öncekinden daha fazla ibadet mi yapmak lazımdır?..   Şöyle … Devamını oku

İnsanlık şimdi bu adaleti arıyor!..

Şam’ın fethinde, Hâlid bin Velîd hazretleri, şehrin bir tarafından girdi. Hedefi, o zaman şehrin en büyük kilisesi olan, şimdiki “Emevî Camii” idi.     İslâmiyeti kendilerine ezelî düşman gören Batı için, tarihin şeref levhasına geçmiş ibretlik bir hadise arz edeceğiz bugün sizlere efendim…   Şam’ın fethinde, Hâlid bin Velîd hazretleri, şehrin bir tarafından girdi. Kendisine karşı konulduğu için, kılıç … Devamını oku

Fakir babası bir Padişah: Üçüncü Osman Han

Osman Han, fakirlere karşı daima cömert ve şefkatli davranırdı. Tebdil-i kıyafetle İstanbul’da dolaşıp, halkın dertleriyle bizzat ilgilenirdi…       Tarihte bugün (13 Aralık 1754) lll. Osman Han’ın tahta çıktığı tarihtir… Bu vesileyle bir nebze de olsa -kısa bir süre saltanatta kalan- bu mübarek zattan bahsetmek istiyoruz efendim…   Sultan Üçüncü Osman Han, İslam halifelerinin doksanıncısı ve Osmanlı padişahlarının … Devamını oku

Güzel ahlak, eziyetleri sineye çekmektir…

Başkasının kötü ahlâkından şikâyet eden kimsenin kendisi kötü ahlâklıdır. Bu huy, kendimizin kötü olduğunun alâmetidir.       İyi bir Müslüman olmak için (Ahlâk-ı hamide) yâni güzel ahlâka sahip olmak, (ahlâk-ı zemime) yâni kötü ahlâktan uzak durmak lâzımdır. Ancak bununla dünya ve âhiret saadeti elde edilir.   Güzel ahlâk, ilim ve edeb öğrenmekle, iyi insanlarla … Devamını oku

Selam vermek sünnet, almak ise farzdır…

Selamda sünnet şöyledir ki; rütbe ve nimeti çok olan önce selam verir. Büyük küçüğe, âmir memura, hoca talebesine, baba oğluna önce selam verir…        Dinimizde selamlaşmanın önemi büyüktür. Selam; emniyet, huzur, selamet, sağlık, barış, rahatlık, iyi netice, kurtuluş gibi manalara gelir. Selam vermek, bir kimseye yapılacak en güzel duadır. Selam, “Ben Müslümanım, benden sana … Devamını oku

Ey bedevî! Keşke, anan seni doğurmamış olaydı!

Bir bedevî kızıl bir deve üzerinde gelip Hazret-i Alî’ye şöyle sordu: “Çabuk bana Ebû Bekr’den haber ver! O Cennette midir?”       Hazreti Ebû Bekr’in faziletleri, üstünlükleri çoktur. Bunların her biri, Kur’ân-ı kerimin, hadis-i şeriflerin ve Eshab-ı kiram ile diğer din âlimlerinin haber vermesiyle anlaşılmıştır. Dini kuvvetlendirmek ve Peygamberlerin efendisine yardım etmek için, malını dağıtmakta, cihad … Devamını oku

“Kudüs Fatihi” Selâhaddîn-i Eyyûbî

“Ben öldükten sonra hazinedeki altınlar arabaya konulup yürütülsün. Defnedileceğim yere de ihtişamlı bir arabayla götürün!..”       Bugün, “Filistin Halkı ile Dayanışma Günü”… Bu vesileyle “Kudüs Fatihi” Selâhaddîn-i Eyyûbî hazretlerinden bahsetmek istiyoruz bir nebze efendim…   Selâhaddîn-i Eyyûbî hazretleri, Eyyûbîler Devleti’nin kurucusudur. 1137’de Tekrit’te doğdu. 4 Mart 1193 târihinde Şam’da vefât etti… Kabri Şam’da Medresetü’l-Aziziye’dedir.   Selâhaddîn-i Eyyûbî, Mısır Sultânı olunca, Orta Doğu’da … Devamını oku

Helâl kazanmak her Müslümana farzdır…

“Kambur oluncaya kadar namaz kılsanız ve kıl gibi oluncaya kadar oruç tutsanız, haramdan kaçınmadıkça, kabul edilmez, faydası olmaz.”        Dinimizin emir ve yasakları, bütün Müslümanlar için geçerlidir. Helal her Müslüman içindir. Bir hadis-i şerifte mealen buyuruldu ki: (Helâl kazanmak her Müslümana farzdır.)   Şu kadar var ki, büyük evliya zatlar, avam gibi değildir. Onlar, … Devamını oku

“Dünya ve âhiret sultanı” l. Sultan Ahmed Han

Sultan Ahmed Han ölüm hastasıydı. Kendisine şöyle seslendiler: “Sen, dünya ve âhiretin sultanlığını kendinde toplamışsın. Yarın Resulullaha kavuşacaksın!”       Bugün, Sultan Birinci Ahmed Han’ın vefat yıl dönümüdür. (22 Kasım 1617) Allahü teala şefaatine nail eylesin…   Sultan l. Ahmed Han, İslam halifelerinin yetmiş dokuzuncusu ve Osmanlı padişahlarının on dördüncüsüdür. Üçüncü Mehmed Han’ın oğlu; İkinci Osman, Dördüncü Murâd ve Sultan İbrâhim’in babasıdır… … Devamını oku

Endülüs’ten yükselen ve batmayan güneş…

İbn-i Arabî hazretleri, evliyânın büyüklerinden ve sofiyye-i aliyyedendir. Endülüs’te doğdu. Konya’ya geldi ve Selçuklu Sultânı’ndan çok ikrâm ve hürmet gördü…       Bugün Şeyh-i Ekber Muhyiddîn-i Arabî hazretlerinin vefat yıl dönümüdür. Allahü teala şefaatlerine nail eylesin…   İbn-i Arabî hazretleri, evliyânın büyüklerinden ve sofiyye-i aliyyedendir. İsmi, Ebû Bekr Muhammed bin Ali’dir…   1165 (H.560) senesinde Endülüs’teki Mürsiyye kasabasında doğdu. Küçük yaşından … Devamını oku

Yalın ayaklı tövbekâr: Bişr-i Hâfî

Zengin bir âileye mensup olan Bişr adındaki genç refah içinde yaşıyordu… Kapısına gelen bir zat ona “kul” olduğunu hatırlattı…           Dokuzuncu asırda Horasan’ın Merv şehrinin reislerinden birinin Bişr adında bir oğlu vardı. İtibârlı bir âileye mensup olduğundan refâh içinde yaşıyordu…    Oyun ve eğlence âlemlerine daldığı gençlik yıllarında, bir gün kapısı çalındı. Hizmetçi kapıyı açtığında bir adam;  … Devamını oku

Ey Yahûdî topluluğu, Allah’tan korkunuz!..

Abdullah bin Selâm hazretleri: “Yâ Resûlallah! Yahûdîler kadar, yalancı, inatçı, zâlim kimse yoktur. Hiçbir iftirâdan çekinmezler!”       Îmân etmeden önce, Yahûdî âlimlerinden olan Abdullah bin Selâm hazretleri Müslüman olduktan sonrasını şöyle anlatıyor: İman ettikten sonra Resûlullaha (sallallahü aleyhi ve sellem) dedim ki:   – Yâ Resûlallah! Yahûdîler kadar, yalancı, inatçı, zâlim kimse yoktur. Hiçbir … Devamını oku