Ebû Hüreyre’yi ancak müminler sever…

Hazret-i Ebû Hüreyre: “Yâ Resulallah! Annemi ve beni müminlerin sevmesi için, bizim de müminleri sevmemiz için dua ediniz.”     Eshâb-ı kirâmdan Ebû Hüreyre (radıyallahü anh) hazretleri en çok hadîs-i şerîf rivâyet eden mübarek bir zattır… Hicretin 7. senesinde Müslüman oldu…   Yemen’den yetmiş kişiden fazla mümin, bir kâfile hâlinde Medîne’ye geldiler… Ebû Hüreyre bir an önce … Devamını oku

Babacığım, hanginiz daha kıymetlisiniz?..

Âdem aleyhisselam, oğlu Hazreti Şit’e Resulullah Efendimiz hakkında şöyle buyurur: “Cennette onun ismi ile güzelleşmemiş bir tek köşe bile görmedim…”       Sevgili Peygamberimiz Muhammed aleyhisselamın geleceğini bütün semavî kitaplar müjdelemiştir. Hiçbir ilâhi kitap yoktur ki, Onu methetmesin…    İlk insan ve ilk peygamber Âdem aleyhisselama gelen kitapçıkta buyuruluyor ki:   “O, yer ve gök ehlinin en doğrusudur. Cömertlikte en üstündür. … Devamını oku

Kul olmak, en şerefli meziyet ve rütbedir…

Er olmak, kul olmak, en şerefli meziyet, en şerefli rütbedir. “Ben Allah’ın kuluyum” hadis-i şerifi, kulluğun, er olmanın önemini göstermektedir.          Abdiyet yani kulluk makamı, kendini yok saymaktır. Böyle olan kimse, nefsini tanır, kendindeki bütün nimet ve meziyetleri Allah’ın emaneti bilir. Allahü teâlânın emanetleriyle iftihar etmek, övünmek kimsenin hakkı değildir. Aksi takdirde, Kur’ân-ı kerimde … Devamını oku

Emr-i mâruf yapmak için âlim olmak gerekmez!..

Hüseyin Hilmi Işık “kuddîse sirrûh” buyurdu ki: “Bugün, en büyük emr-i mâruf nedir biliyor musunuz? Ehl-i sünnet âlimlerinin bir kitabını vermektir.”       Dinimizin emir ve yasaklarını bildirmeye emr-i bil mâruf ve nehy-i anil münker denir. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:   (İçinizde, hayra çağıran, mârufu emreden ve münkeri nehyeden bir topluluk bulunsun. İşte bunlar, kurtuluşa erenlerdir.) [Âl-i İmran … Devamını oku

Peygamberlerden sonra insanların en üstünü…

  Bir gün Resûlullah efendimiz, Eshâbı ile mescidde otururken, Cebrâil aleyhisselâm gelir ve Hazret-i Ebû Bekr’i metheder!..       Efendim bugün, Hazret-i Ebu Bekr’in vefat yıl dönümüdür. (23 Ağustos 634) Bu vesileyle bir nebze de olsa, o mübarek zattan bahsederek köşemizi ziynetlendirmek istedik…   Ebu Bekr-i Sıddîk “radıyallahu anh” ilk imana gelen hür insandır. Büyük tüccar idi. Bütün … Devamını oku

Günahkârlara müjde ver, sâlihleri ise korkut!..

Allahü teâlâ buyurdu ki: “Ey Dâvud! Günahkârları tövbe ile, benden ümit kesmemekle müjdele! Sâlihleri de ibâdetleriyle korkut ki; ibâdetlerine aldanmasınlar!”         “İnsan beşer, durmaz şaşar” demişler. Ancak, işlenen hata, günâh ne kadar büyük olursa olsun, samimi bir şekilde tövbe edilirse, pişman olunursa, Allahü teâlâ onu affeder. Çünkü Cenâb-ı Hak affetmeyi seviyor.   Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:   (Allahü … Devamını oku

Nevşehir’den yükselen nur Hacı Bektâş-ı Velî

  “Ahîlik” teşkilâtı ile büyük hizmetler yapan bu mübarek zat, Osmanlı sultanları tarafından da çok sevildi ve hürmet gördü…     Bugün, Hacı Bektâş-ı Velî hazretlerinin vefât yıl dönümüdür…   Bu mübarek zat, Osmanlı devletinin kuruluş yıllarında yaşayan evliyânın büyüklerindendir. Soyu hazret-i Ali’ye dayanır. Horasan’ın Nişâbûr şehrinde 1281 (H. 680) senesinde doğdu. 1338 (H.738) senesinde kendi adıyla anılan yerde … Devamını oku

Bozuk itikatlı kimselere aldanmamak için!..

“Allahü teâlâ yarattıklarına benzemez. O, mekândan münezzehtir. Yani bir yerde, aşağıda, yukarıda değildir. Her şeyi ve her yeri yaratan Odur…”           Büyük İslam âlimleri, zamanlarındaki bozuk itikatlı kimseleri susturmak ve halkın iman bilgilerini korumak için çok kıymetli eserler yazmışlardır. İnanmamız gereken doğru imanı, yani Ehl-i sünnet itikadını özetle şöyle bildirmektedirler:“Allahü teâlâ birdir, kadîm … Devamını oku

Eğer kurtulmak istiyorsan Sultanımızı üzme!..

  Bâyezid Han​, Bursa’ya bir cami yaptırmak ister. Mimarlar bugünkü Ulucami’nin bulunduğu mevkide karar kılarlar. Ancak bir pürüz vardır!..           Yıldırım Bâyezid Han, Dördüncü Osmanlı Sultanıdır. Murad-ı Hüdavendigar’ın oğlu ve Çelebi Sultan Mehmed’in babasıdır. 1360’ta doğdu. Babası şehit olunca, 9 Ağustos 1388’de tahta çıktı…   Bâyezid Han, âlimlerin sohbetlerinde bulunur, onların Allahü teâlânın emir … Devamını oku

Senin adın bundan böyle Merkez Efendi olsun…

Büyük velîlerden Sünbül Sinân Efendi’nin çok talebesi vardı. Ancak o, Muslihuddin Musa adındaki bir talebeyi hepsinden çok seviyordu!..       Sünbül Sinân Efendi, büyük velîlerdendir. Aslen Merzifonludur. İstanbul’a gelip, Fâtih Sultan Mehmed Hân ve Sultan İkinci Bâyezîd Hân devrinin meşhûr âlim ve velîlerinden olan Efdalzâde Hamîdüddîn Efendi’den ders aldı. Daha sonra Çelebi Halîfe’nin feyz ve teveccühlerine kavuşarak kemâle geldi… … Devamını oku

En şerefli meziyet “kul” olmaktır!..

Din büyükleri buyuruyor ki: “Bize çavuş değil, er lazım… Er, emir vermez, ‘peki’ der. Er olmak, kul olmak, en şerefli meziyet, en şerefli rütbedir…”       Abdiyet yani kulluk makamı, kendini yok saymaktır. Böyle olan kimse, nefsini tanır, kendindeki bütün nimet ve meziyetleri Allah’ın emaneti bilir. Allahü teâlânın emanetleriyle iftihar etmek, öğünmek kimsenin hakkı değildir. Aksi takdirde, Kur’ân-ı kerimde de … Devamını oku

Hak teâlâ sana ve senin evlâdına saltanat verdi!

Dört yüz çadırla Türkiye Selçuklu-Bizans hududuna yerleştirilen Kayı Aşîreti, 1299’da Osman Gâzi’nin adına izâfeten Osmanlı Devleti’ni kurdu…       Osmanlı İmparatorluğu; dünya târihinde şerefli ve en uzun ömürlü bir hanedânın kurduğu devlettir. Bu devletin Sultanları da; Asr-ı saâdet ve Hulefâ-i Râşidîn devirlerinden sonra hak ve adâlete riâyette en üstün seviyeye yükselen hükümdarlardır. İşte böyle bir devleti ve … Devamını oku

Müminler herkese hayır duâ eder…

 “Ben lanet etmek için, insanların azap çekmesi için gönderilmedim. Ben, herkese iyilik etmek için, insanların huzura kavuşması için gönderildim”       Müslüman için şeref; İslam’ın güzel ahlakını edinmek, herkese iyilik ve hayır dua etmek, İslamiyet’e uymak, her mahlûka faydalı olmaktır.   Önceki Peygamberler, kavimlerine lanet ettikleri hâlde, Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) lanet etmemiştir. Bir … Devamını oku