Cennet Dâvut için süslendi…

Dâvud-i Tâî “rahmetullahi aleyh” hazretleri vefât ettiği gece, semâdan bir ses işitildi.   “Ey insanlar! Dâvud-i Tâî, Allahü teâlânın rahmetine kavuşmuştur. Allahü teâlâ ondan râzı olmuştur” diyordu.   Bir velî de diyor ki:   “Dâvud-i Tâî’nin vefât ettiği gece çok melek gördüm.   Bir sevinç içinde;   “Cennet-i âlâ, Dâvud için süslenip hazırlandı” diyorlardı.   ● ● ●   … Devamını oku

Asıl kerâmet İslâmiyete uymaktır!

Bir kimse anlatıyor:   Hazret-i Dâvud’un “rahmetullahi aleyh” hastalandığını duyup ziyâretine gittim.   Hava çok sıcaktı…   Baktım, Kur’ân-ı kerîmden “cehennem ateşi” geçen bir âyet-i kerîmeyi tekrar tekrar okuyor ve gözyaşı döküyordu!   Yanına yaklaştım.   Ve kendisine; “Seni açık havaya çıkarayım mı?” dedim.   Cevâben; “Hayır istemem, ben ölürsem cenâzemi şu duvarın arkasına gömün” dedi.   … Devamını oku

İslâmiyet, faydalı bir ilâç gibidir!

Dâvud-i Tâî “rahmetullahi aleyh” hazretleri, dâima hüzünlüydü! Geceleri Hak teâlâya yalvarır ve çok duâ ederdi.   Bir gece kalktı.   Ve ellerini açtı.   “Yâ Rabbî! Sana olan korkum ve sevgim, bende büyük dert olup, öbür dertlerimi unutturdu, beni affet” dedi.   ● ● ●   Bir gün bu zâta;   “Bir annenin, birinci vazifesi nedir efendim?” diye … Devamını oku

Ömür, büyük sermâyedir…

Kûfe’de bâzı kimseler, Dâvud-i Tâî “rahmetullahi aleyh” hazretlerine gelerek “Bize nasîhat eder misiniz?” dediler. Büyük velî;   “Ömür, büyük sermâyedir; onu boşa harcamayın. En güzel iş, İslâmiyeti iyi öğrenmek, öğretmek ve bu bilgisiyle amel etmektir” buyurdu.   ● ● ●   Bir sohbetinde;   “Kabirdekiler, dünyâda işledikleri günahlar için, kabirlerinde acı azap çekiyorlar” buyurdu.   Ağlamaya başladı!   … Devamını oku

Müslümanları sevindirmeye bakın

Dâvud-i Tâî “rahmetullahi aleyh” hazretleri, İmâm-ı âzam hazretlerinin talebesi olup kabr-i şerîfi Bağdat’tadır.   Kanaat ehli olup çok ibâdet yapardı.   Para ve dünyâ malı hiç yoktu gönlünde.   Haram ve şüphelilerden kaçınır, gece gündüz Rabbine ibâdete sarılırdı.   Uzlete çekilmeden önce İmâm-ı âzam hazretlerinin hiçbir dersini kaçırmazdı.   Hocası ona; “Uzlet et” dedi.   Bu emirle uzlete çekildi. … Devamını oku

Rabbime ne cevap veririm?

Dâvud-i Tâî “rahmetullahi aleyh” hazretleri, bir gün sohbetinde; “Kardeşlerim! Allahü teâlânın size verdiği nîmetlerden, muhtaç olanlara verin, yoksa elinizden çıkar” buyurdu.   Ve ilâve etti:   Hadîs-i şerîfte;   “Allahü teâlâ bâzı kullarına çok nîmetler ihsân etmiştir. Bu nîmetleri muhtaç olanlara vermezlerse, ellerinden alıp da başkalarına verir” buyuruldu.   ● ● ●   Dâvud-i Tâî hazretlerine, bir … Devamını oku

“O gün, zâlimlerin şefâatçisi yoktur!..”

Dâvud-i Tâî “rahmetullahi aleyh” hazretlerine, bir gün “Cennete ne ile girilir efendim?” diye sordular.   Cevâbında;   “Takvâ ile” buyurdu.   “Takvâ nedir efendim?”   “Takvâ, haramlardan sakınmaktır” buyurdu.   ● ● ●   İbni Semmak hazretleri, Dâvud-i Tâî hazretlerine;   “Bana nasîhat et” dedi.   Cevâben;   “Öyle hayat yaşa ki, Allahü teâlâ seni haram bir iş … Devamını oku

Duygulandıran bir ziyaret…

İmâm-ı Âzam’ın oğlu Hammâd ile Ebû Yûsüf hazretleri, Dâvud-i Tâî hazretlerini “rahmetullahi aleyhim” ziyârete geldiler bir gün.   Fakîrdi mübârek.   Ama aldırmıyordu.   Hammâd, ona dört bin dirhem verip “Bu para, babamdan mîrastır, lütfen kabul et” dedi.   Hazret-i Dâvud;   “Pekâlâ” deyip aldı.   Sonra geri verip;   “Eğer birinden bir şey kabul etseydim, önce senden kabul ederdim” buyurdu. … Devamını oku

Bu dünyânın bir saati…

Dâvud-i Tâî “rahmetullahi aleyh” hazretleri, büyük velîdir.   Bir gün sohbetinde;   “Bu dünyânın bir saati, kıyâmetin bin senesinden daha iyi ve hayırlıdır” buyurdu.   Merakla sordular:   “Niçin efendim?”   “Çünkü bu bir saatte, iyi bir amel yapıp, Allahü teâlânın rızâsı kazanılabilir. Ama o bin senede hiçbir şey yapılamaz” buyurdu.   ● ● ●   Bir gün … Devamını oku

Gözyaşlarını niçin yüzüne sürüyorsun?

Halîfe Hârun Reşid, bir gün Ebû Yûsüf hazretlerine; “Gel, seninle Dâvud-i Tâî hazretlerini ziyârete gidelim, dedi.   Ve gidip kapıyı çaldılar.   Fakat açılmadı kapı.   Halîfe, kendisini tanıtıp, tekrar çaldı.   Yine açılmadı.   Yaşlı annesi;   “Evlâdım! Sultân kapına gelmiş, açıp içeri alsana” dedi.   O, cevâben;   “Mâzur gör anne. Dünyâ ehli birini görmek istemiyorum” buyurdu.   … Devamını oku

Huzûra ermenin yolu…

Dâvud-i Tâî “rahmetullahi aleyh” hazretlerinin evine biri geldi bir gün.   Ama hiçbir eşya görmedi içeride.   Kerpiçten bir yastığı vardı.   Bir hasırı, bir de su kabı.   Dikkat etti.   Kapı bile yoktu evinde.   Kendisine;   “İsterseniz bir kapı takalım eve. Vahşî hayvanlar zarar vermesinler” dedi.   Buyurdu ki:   “Lüzum yok.”   … Devamını oku

Nefsime, haddini bildirmek istedim!..

Dâvud-i Tâî “rahmetullahi aleyh” hazretlerinden bir kişi nasîhat istedi.   Ona cevâben;   “Bu dünyâya, burada kalacağın kadar; âhirete de orada kalacağın kadar çalış” dedi.   Ve devam edip;   “Ateşe dayanacağın kadar günah işle. Allahü teâlâya, muhtaç olduğun kadar ibâdet eyle” buyurdu.   ● ● ●   Bir gün pazara çıkmıştı.   Hurma gördü bir … Devamını oku

“Ömrümde hiç nefsime uymadım!”

Dâvud-i Tâî “rahmetullahi aleyh” hazretlerinin vefâtından bir gün önce, bir sevdiği yanına gitti.   Gördü ki; başını kerpiçten yastığına koymuş, uyuyor.   Başında bekledi.   Uyanınca;   “Ey Dâvud, dışarıda çok güzel bir hava var. İstersen seni bıraz dışarı çıkarayım” dedi.   Ama o, istemedi.   O kişi, şaşırıp da sebebini sorunca;   “Ömrümde hiç nefsime uymadım. Ölürsem … Devamını oku