Güzel huy nedir efendim?

Evliyânın büyüklerinden ve Horasan âlimlerinden Ebû Alî Cürcânî hazretleri, çok zengin olmasıyla meşhurdu o yörede.   Bir gün “iki kişi” oturmuş, bu işi onu konuşuyorlardı.   Bir tânesi;   “Bu zât çok zengindir” dedi.   Öbürü onu tasdîk etti:   “Evet biliyorum.”    “Nasıl bu kadar zengin olmuş?”   “Bilmiyorum.”   Onlar böyle konuşurken oraya geldi bu mübârek … Devamını oku

“Müjde, bir oğlun oldu!..”

Mekke-i mükerreme’de vefât eden büyük velî Ebû Ahmed el Kalânisî hazretlerinin bulunduğu şehre yeni bir vâli tâyin olmuştu… Ancak yeni vâli kıymetini bilmiyordu bu zâtın.   Ona tepeden bakıyordu.   Sık sık rahatsız ediyordu.   Bir gün de ansızın dergâha geldi ve paldır küldür içeri girip “Çabuk terk et burayı!” diye bağırdı.   Büyük velî sordu:   “Niçin terk … Devamını oku

Allah’ın kullarını sevindirin…

Hama şehrinde yaşayıp Halep’te vefât eden Ahmed Hamâmî hazretleri, bir gün sultâna gitti.   Ve emr-i mâruf yaptı.   Ama o, memnun olmadı.   İyi muâmelede bulunmadı.   O vakit kalbi kırıldı mübâreğin.   Mahzun oldu, üzüldü!   Derken akşam oldu.   Birden hastalandı Sultân.   Ağrıdan kıvranıyordu.   Doktorlar âciz kaldılar…   Ölecek duruma gelmiştı ki, … Devamını oku

“Avladığın o keklikleri yiyebilirsin”

Horasan’da, Çeşt şehrinde yaşayıp orada vefât eden Ebû Ahmed Ebdâl Çeştî hazretleri devrinde bir kişi ava çıkmıştı bir gün.   Birkaç keklik avladı.   Dönerken içinden;   “Ben bu keklikleri avladım, ama yemek câiz mi acabâ?” diye düşündü…   O an rastladı bu zâta.   Durdu ve selâm verdi…   Tam bu mevzûyu ona soracaktı ki, lüzum … Devamını oku

Allahü teâlâ, kendini beğeneni sevmez! 

Tâbiîn’in büyüklerinden Ebû Abdurrahman Sülemî hazretleri Irak’ta vefât etti.   Bir gün bir talebesiyle sokakta giderken insanlardan bâzısına selâm veriyor, kimine vermiyordu. Bu hâl, dikkatini çekti gencin.   Kendi kendine;   “Niçin böyle yapıyor?” diye geçirdi içinden…   Mübârek zât onun bu düşüncesini anlayıp durdu. Bir eliyle onun gözlerini sıvazlayıp;   “Şu insanlara bir bak, ne göreceksin?” dedi.   Delikanlı; “Başüstüne” … Devamını oku

Kalkınız, onu karşılayınız!

Ebû Abdullah Turuğbâdî hazretleri “rahmetullahi aleyh”, evliyânın büyüklerindendir… Tus şehrinde vefât etti…   Bir gün talebeleriyle yolculuğa çıkmıştı. Yolda yemek için bir yere oturdular. O sırada Keşmir’de bulunan Hallâc-ı Mensûr da yola çıkmıştı.   Talebelerine;   “Biri geliyor, şu şu vasıflardadır. Kalkınız, onu karşılayınız!” dedi.   Az sonra Hallâc-ı Mensûr, yanında iki köpeği olduğu hâlde Ebû Abdullah’ın yanına … Devamını oku

Sana yazıklar olsun!

Ebû Abdullah Turuğbâdî hazretleri “rahmetullahi aleyh”, evliyânın büyüklerindendir…   Tus şehrinde vefât etti…   Bu zâtın yaşadığı Tus şehrinde büyük bir “kıtlık” vardı…   Bir gün eve geldi.   Ve ambarına girdi…   İki ölçek buğdayı olduğunu görünce içine bir “ateş” düştü…   Kendi kendine;   “Ey Ebû Abdullah! Müslümanlara şefkatin bu mu senin? Onlar açlıktan kırılırken … Devamını oku

Rüyâda Resûlullahı gördüm…

Ebû Abdullah Turuğbâdî hazretleri “rahmetullahi aleyh”, evliyânın büyüklerindendir…   Tus şehrinde vefât etti…   Bu mübârek zât, bir gün, iki oğlunu yanına çağırdı.   Ve onlara;   “Evlâtlarım! Bu gece rüyâda, Resûlullah Efendimizi gördüm” buyurdu.   Sordular hemen:   “Hayırdır inşallah. Nasıl gördün babacığım?”   Dedi ki;   Efendimiz bana; “Dünyânın sıkıntısını çektiğin yeter. Artık bana gel” buyurdular.   … Devamını oku

“Bu et size helâl değil!”

Ebû Abdullah Sübeyhî hazretleri “rahmetullahi aleyh” evliyânın büyüklerindendir…   Tus şehrinde vefât etti. Bu zât bir sene umreye niyetlendi. Ancak hanımı hâmileydi. Bir gün burnuna “et kokusu” geldi bu hanımın.   Ve bunu beyine söyleyip;   “Efendi! Şu eti kim pişiriyorsa, git benim için bir parça iste. Canım çekti” dedi.   Gitti mübârek zât.   Baktı ki, … Devamını oku

Zengin görünüşlü genç!..

Ebû Abdullah Rodbârî hazretleri “rahmetullahi aleyh” evliyânın büyüklerindendir… Bağdat’ta yaşadı. Kabr-i şerîfi, Sur şehrindedir.   Çok cömert bir zâttı.   Maddî bir darlığa düşen, ona koşar, ihtiyâcı kadar parayı alıp ferahlardı.   Bir gün aldı oğlunu.   Birlikte, dışarı çıktı.   Para kesesi oğlunun elindeydi. Rastladığı fakîrlere şöyle bir bakardı. Bâzısı için;   “Buna iki dirhem … Devamını oku

Ayağını uzatıp yatmazdı!..

Ebû Abdullah el Mukrî hazretleri “rahmetullahi aleyh” evliyânın büyüklerindendir…   Nişâbur’da vefât etti. Ömrü insanlara hizmetle geçti bu zâtın. Sonunda bir hastalığa yakalandı.   Ölüm hastalığıydı bu.   Ateşler içinde kıvrandığı hâlde, edeple dizüstü oturur, ayağını uzatıp da yatmazdı.   Hâlbuki oturacak gücü tâkati yoktu.   Bu hâl dikkatini çekti oğlunun.   Yanına gelip diz çöktü…   “Babacığım!” … Devamını oku

Gemi parçalanmak üzereydi ki!..

Ahmed bin İbrâhim el Vâsıtî hazretleri “rahmetullahi aleyh” Vâsıt şehrinde doğdu. 1311’de Şam’da vefât etti…   Bu zât deniz yolculuğuna çıktı bir gün. Ancak büyük bir fırtına koptu denizde.   Gemi başladı sallanmaya. Dalgalar büyüdü. Neredeyse gemi parçalanmak üzereydi…   Yolcular korktu.   Açtı ellerini mübârek.   “Yâ Rabbî! Sevdiğin kulların hatır ve hürmetine dindir bu fırtınayı” diye yalvardı. … Devamını oku

Tövbe edenin duâsı kabul olur!

Ahmed bin İdris hazretleri “rahmetullahi aleyh” evliyânın büyüklerindendir…   1837’de Yemen’de vefât etti…   Bir sene “müthiş bir kuraklık” olmuştu o havâlide. İnsanlar, susuzluktan ızdıraba düştüler.   Ve bu zâta gelip;   “Efendim çok perîşânız” diye dert yandılar.   Büyük velî;   “Biliyorum kardeşlerim. Ama ne yapabiliriz ki?” buyurdu.   Onlar da;   “Bir duâ etseniz de … Devamını oku