Ayağını uzatıp yatmazdı!..

Ebû Abdullah el Mukrî hazretleri “rahmetullahi aleyh” evliyânın büyüklerindendir…   Nişâbur’da vefât etti. Ömrü insanlara hizmetle geçti bu zâtın. Sonunda bir hastalığa yakalandı.   Ölüm hastalığıydı bu.   Ateşler içinde kıvrandığı hâlde, edeple dizüstü oturur, ayağını uzatıp da yatmazdı.   Hâlbuki oturacak gücü tâkati yoktu.   Bu hâl dikkatini çekti oğlunun.   Yanına gelip diz çöktü…   “Babacığım!” … Devamını oku

Gemi parçalanmak üzereydi ki!..

Ahmed bin İbrâhim el Vâsıtî hazretleri “rahmetullahi aleyh” Vâsıt şehrinde doğdu. 1311’de Şam’da vefât etti…   Bu zât deniz yolculuğuna çıktı bir gün. Ancak büyük bir fırtına koptu denizde.   Gemi başladı sallanmaya. Dalgalar büyüdü. Neredeyse gemi parçalanmak üzereydi…   Yolcular korktu.   Açtı ellerini mübârek.   “Yâ Rabbî! Sevdiğin kulların hatır ve hürmetine dindir bu fırtınayı” diye yalvardı. … Devamını oku

Tövbe edenin duâsı kabul olur!

Ahmed bin İdris hazretleri “rahmetullahi aleyh” evliyânın büyüklerindendir…   1837’de Yemen’de vefât etti…   Bir sene “müthiş bir kuraklık” olmuştu o havâlide. İnsanlar, susuzluktan ızdıraba düştüler.   Ve bu zâta gelip;   “Efendim çok perîşânız” diye dert yandılar.   Büyük velî;   “Biliyorum kardeşlerim. Ama ne yapabiliriz ki?” buyurdu.   Onlar da;   “Bir duâ etseniz de … Devamını oku

“İşte Allah korkusu budur!”

Ebû Abdullah Merrâkuşî hazretleri “rahmetullahi aleyh” evliyânın büyüklerindendir…   Kahire’de vefât etti…   O devirde iki kişi kavgaya tutuşmuştu. Ancak biri güçlü kuvvetli, diğeri ise zayıftı.   Güçlü olan, vurup yere yatırdı zayıfı.   Ve belinden bıçağı çıkardı. Tam adama saplamak üzereydi ki, bu zât gördü onu ileriden.   Ve koştu hemen.   Kulağına bir şeyler fısıldadı. … Devamını oku

Günah işleyeni görünce, ağlayan zat!

Ebû Abdullah Mehaî hazretleri “rahmetullahi aleyh” Cünd şehrinin bir köyünde vefât etti.   Çok merhametli bir zâttı. Öyle ki; insanların günah işlediğini görünce, üzüntüsünden ağlardı!   Bir gün hırsız girdi evine.   Bütün eşyasını alıp götürdü.   Büyük zât eve girip vaziyeti görünce başladı ağlamaya!   Hanımının garibine gitti bu hâl, ve ona;    “Efendi! Hiç dünyâlık … Devamını oku

İşte size kurtuluş reçetesi!..

Alâeddîn bin esat Lâhorî “rahmetullahi aleyh” Hindistan’da yetişen evliyâdandır.   1397’de Pani-püt şehrinde vefât etti…   Bir gün bâzı sevdikleriyle kabristana gitti bu zât.   Kabir ziyâreti sırasında bir ara gözlerini kapatıp bir müddet sonra açtı.   Yanındakiler bunu fark edip hikmetini sordular.   “İçimden duâ ettim” buyurdu.   Sordular ki:   “Ne duâ ettiniz hocam?”   “Yâ … Devamını oku

Kendini bilmez bir genç!..

Alâüddevle Derdîrî hazretleri “rahmetullahi aleyh” Horasan’da yetişen velîlerdendir. 1336’da Sûfiâbâd şehrinde vefât etti…   Bu zât, bir gün yolda giderken kendini bilmez bir gençle karşılaştı…   Aile terbiyesi almamıştı…   Aşağılamak istedi bu Allah dostunu.   Câhilliğin verdiği cesâretle hakaret etmeye yeltendi. Karşısına dikilip yılışık bir tavırla;   “Hey baba, ne bu hâlin?” dedi.   Mübârek zât, önce vakarla … Devamını oku

Muvaffak olmanın iki sırrı!..

Ahmed Derdîrî hazretleri “rahmetullahi aleyh” evliyânın büyüklerindendir. Kahire’de vefât etti…   Bu zât sohbet ediyordu…   Bir ara talebelerine; “Evlâtlarım! Siz mi beni buldunuz; ben mi sizi buldum?” diye sordu.   Talebeler;   “Biz sizi bulduk” dediler.   Tabii yanılmışlardı…   Onlar böyle deyince; “Pekâlâ, mâdem siz beni buldunuz, bulun beni öyleyse!” buyurdu.   Ve kayboldu gözden…   Gençler şaşırdılar.   … Devamını oku

İnsan alın yazısını bilebilir mi?

Ebû Abdullah Hodramî “rahmetullahi aleyh” hazretleri, evliyânın büyüklerindendir…   Yemen yakınlarında vefât etti…   Anlatıldığına göre; bir gün gusül abdesti aldı bu zât.   Sonra hanımını çağırdı.   Onunla helâlleşti.   Sonra kendisine; “Hanım! Az sonra ecel şerbetini içeceğim. Çabuk cenâze suyumu ısıt. Ama fazla sıcak olmasın! Tanıdıklara da haber ver. Gelip cenâzemde hazır bulunsunlar!” buyurdu.   Kadın … Devamını oku

“Seni sevdim evlâdım…”

Ebû Abdullah Dîneverî “rahmetullahi aleyh” hazretleri, evliyânın büyüklerindendir.   Dînever’de vefât etti.   O devirde gencin biri, bir kıza âşık olmuştu.   Onunla evlenmek istiyordu.   Fakat annesi râzı değildi ve “Hayır, onunla evlenmeyeceksin!” diyordu oğluna.   Haklıydı da.   Zîra kızın hâli uygun değildi.   Ama genç, kaptırmıştı bir defâ kalbini o kıza.   Annesini de kırmak istemiyordu.   … Devamını oku

En kıymetli sermâye ömürdür… 

Alî Behçet Efendi “rahmetullahi aleyh” hazretleri, Anadolu’da yetişen evliyâdandır.   Konya’da doğdu.   1822’de vefât etti…   Bu zâtın iki talebesi, uzun bir yolculuğa çıktılar bir zaman.   Deniz yoluyla gideceklerdi.   Bunun için geldiler rıhtıma.   Tam gemiye bineceklerdi.   O sırada hocaları gözüktü bir anda.   Eliyle işâret edip;   “Bu gemiye binmeyin. Şu gemiye … Devamını oku

İstiğfâr, her kapıyı açar!

Ebû Abdullah el Basrî “rahmetullahi aleyh”, Basra’da yetişen Evliyâdandır. Kabr-i şerîfi Basra’dadır.   Sevdiklerinden bir kimse vardı ki, çocuğu olmuyordu.   Bu kişi bir gün bu zâta gelip arz etti:   “Efendim bir mâruzatım var.”   “Buyur evlâdım, söyle.”   “Otuz yıllık evliyiz hocam. Ancak hiç çocuğumuz olmadı. Ama hanım da, ben de, hayırlısıyla bir çocuğumuzun olmasını … Devamını oku

“Ben size hâlis altın verdim!”

Alî Dede Bosnevî hazretleri Bosna’nın Mostar kasabasında doğdu. Zigetvar Kalesi civârında vefât etti.   Bir gün çarşıya gitti bu zât.   Bir dükkândan alışveriş yaptı.   Aldığı şeyler “bir altın” tuttu.   Verdi bir altını.   Giderken adam bağırdı ardından:   “Bir dakika efendi.”   “Hayırdır bir şey mi var?”   “Bu altın sahte!”   Buyurdu … Devamını oku