Beş büyük imtihan!..

Hikmet ehli bir zat şöyle buyuruyor:

Önümüzde beş tane büyük imtihan var. O beş yerin imtihanını verdik mi, ondan sonra hakiki bayram. Sonsuz olarak bayram yapacağız. Şimdiki bayramlar üç gün, dört gün. Ama o zaman o bayram, sonsuz devam edecek.

Birinci imtihan, son nefeste “Allah” diyebilmek. İkincisi, kabre girince sual meleklerine cevap verebilmek. Üçüncüsü, kıyamet günü amel defterimizi sağımızdan alabilmek. Dördüncüsü, mahşer günü terazide sevaplarımızın günahlarımızdan ağır gelmesi. Beşincisi, Sırat köprüsünü geçebilmek…

Birinci imtihan ve birinci bayram, Allah diyerek, Kelime-i tevhid, Kelime-i şehâdet söyleyerek yani imanla ruhumuzu teslim edebilmektir.  Allah muhafaza etsin, son nefeste Allah diyecek yerde doktor veya başka bir şey derse sıkıntı. Onun için Ehl-i sünnet itikadı üzere olmaya, İslam’ın beş şartına ömrümüz boyunca uymaya çalışmalıyız. Günahlardan sakınmalıyız. Allahü teâlânın rızasını kazanacak, merhamet-i ilahiyyesine kavuşacak şekilde yaşamalıyız. Salih, iyi arkadaşlar edinmeliyiz.

Evliyâdan bir zâta, bir delikanlı, “Hocam, bana bir dua eder misiniz? Son nefeste Allah diyerek ölmek nasip olsun” demiş.

O zât, “Aferin evlat, iyi şey istedin. Peki, son nefes ne zaman?” diye sormuş.

Delikanlı düşünmüş. Demiş ki, “Efendim, son nefes ne zaman olur ben bilemem? Şimdi de olur, sonra da olabilir.”

O zât, “Evladım, her an son nefes olabilir” demiş.

Delikanlı, “Peki, o zaman ne yapayım?” diye sormuş. 

O zat “Evladım, son nefesinde Allah demek istiyorsan, şimdiden dilini ve gönlünü Allah demeye alıştır.”

Delikanlı, o zâtın dediği gibi yapmaya başlamış…

Bir terzi, iki tane kumaş kesince mi iyi terzi olur? Yoksa yirmi sene, otuz sene kumaş keserse mi iyi terzi olur? İyi terzi, vücuda elbiseyi kalıp gibi oturtur. Niye? Otuz senedir bu işi yapıyor, meleke hâline gelmiş, gözü kapalı yapıyor çünkü. İşte, eğer biz dilimizi, gönlümüzü Allah demeye şimdiden alıştırmazsak, nasıl ölürken Allah diyebiliriz ki? Aldığımız nefes, son nefesimiz olabilir.

“Allah” demek, meleke hâline gelmeli. Kişi nasıl yaşarsa öyle ölür.

Son deyip de geçmeyin. Son belki şu an. Neyi sonraya bırakıyoruz ki? Hani, ev almayı sonraya bırakabilirsiniz, araba almayı sonraya bırakabilirsiniz, inşaat sonra da olabilir ama öldüğünde hepsi biter. Daha geri dönüş yok. İnsan hayatının sonu bir kere olur. İkinci defa olmaz. İşte bu bir defa olan sonun iyi olması önemli.

Son nefesten korkmalı fakat Allahü tealanın rahmetinden ümit kesmemeli. Sonumuzun nasıl olmasını istiyorsak öyle yaşamalıyız. Son nefes köprüsünü imanla geçenler, hata ve kusurları olsa bile sonunda yine Cennet’e gidecektir.

Allahü teâlâ hepimize hayırlı ömür, hayırlı ve  güzel son nasip eylesin. Amin…




Kategori içindeki yazılar: Salim Köklü