“Bana, Allah’ın azâbından kurtulma yolunu göster!..”

“Ey Halîfe! Büyüklere hürmet, kardeşlerine merhamet, küçüklerine de şefkat göster!”

 

 

 

Kâdı Cemâlüddîn Ekrem hazretleri Şafiî mezhebi fıkıh, tefsîr, kırâat ve hadîs âlimlerindendir. 568 (m. 1172) senesinde Mısır’ın Kıft kasabasında doğdu. Mısır sultânı Azîz’in, Haleb vezirliğini yaptı. Mısır’da ve Haleb’de birçok âlimden din ilimlerini tahsil etti. 646 (m. 1248) senesi ramazan ayında Haleb’de vefât etti. Sahabe ve evliyanın kerametlerini anlatan eserleri vardır. Buyurdu ki:

 

Eslem (radıyallahü anh) şöyle anlatır: Hazreti Ömer halîfe iken, Medine’de her zamanki âdeti şerîfesi üzerine, bir gece şehri dolaşıyordu. Ben de onunla idim. Dolaşırken, şehir kenarında kurulmuş bir çadırda bir kadın ve ağlaşan çocukları gördük. Çadırın önündeki ateşin üzerinde kaynayan bir tencere vardı. Ömer (radıyallahü anh) kadına hitaben, “Ey hâtun bu çocuklar niçin ağlaşırlar” dediğinde kadın, “Açlıktan” cevâbını verdi. O zaman Hazreti Ömer “Peki bu kaynayan tencere nedir?” diye sordu. Kadın, “Onda su ve taşlar vardır: Çocukları onunla avutarak uyutmaya çalışıyorum” dediğinde, Ömer (radıyallahü anh) şiddetli bir şekilde ağlamaya başladı ve kadına, “Bize biraz izin verin geleceğiz” buyurdu…

 

Doğruca Beyt-ül-mâl’a (hazine dâiresine) gittik. Bir çuvala un, et, yağ, hurma, elbise, para koydu ve “Ey Eslem! Çuvalı sırtıma yükle” buyurdu. Ben de, “Ey müminlerin emîri! Ben sizin hizmetçinizim. Ben götüreyim, deyince, Hazreti Ömer; “Hayır, yâ Eslem! Benim taşımam lâzım. Çünkü kıyâmet günü onların hesabı benden sorulacak” buyurdu ve çuvalı yüklendi. Oraya kadar da kendisi götürdü. Oraya varınca çuvalı yere koyup, içindekileri çıkarıp, kaynayan tencereyi boşaltıp, içine yağ, un, et koydu ve karıştırdı. Zaman zaman ateşi üfleyerek yanmasını temin etti. Ateşi üflerken, mübârek sakalları arasından dumanların çıktığını gördüm. Yemek pişince, çocuklara yedirdi, içirdi. Nihâyet çocuklar doyup neşelendiler. Sonra Ömer (radıyallahü anh), “Şimdi neşelendiklerini gördüm. Gidelim yâ Eslem” buyurdu…

 

Ömer bin Abdülazîz devlet başkanı olunca, yanına Muhammed bin Ka’b-il-Kurâzî’yi çağırdı ve ona “Allahü teâlânın azâbından kurtulma yolunu bana göster” buyurdu. O da “Ey Halîfe! Müslümanların senden büyüklerini baban, orta yaşta olanları kardeşin, küçük olanları da çocukların kabûl et. Büyüklere hürmet, kardeşlerine merhamet, küçüklerine de şefkat göster” diye nasihatini bildirdi.

 

 

 

 

 

Vehbi Tülek’in önceki yazıları…

Kategori içindeki yazılar: Vehbi Tülek