“Sen hangi nimetlere şükrediyorsun?”

Mekke-i Mükerreme’de medfun bulunan Muhammed Can hazretleri, bir gün şu hadiseyi anlattı:   Îsâ aleyhisselâm bir yoldan giderken ağaç altında oturmuş, harâretle duâ eden birine rastladı.   Adamcağız;   “Yâ Rabbî! Zenginlere vermediğin nîmetleri bana verdin. Sana sonsuz şükürler olsun” diyordu.   Îsâ Peygamber baktı.   Adamın kör, kötürüm ve baraslı olduğunu fark etti.   Ve sordu ona:   … Devamını oku

İyi kalpli vezir…

Allah dostlarından ve Niğde’de medfun olan Kemâl Ümmî hazretleri, bir gün şunu anlattı:   İyi kalpli bir vezîr, yoksullara devlet hazînesinden borç para veriyor, “Ne zaman ödeyeceğim?” diye soranlara “Pâdişah ölünce” diyordu.   Kötü kalpli biri bunu duydu!   Hemen koştu Pâdişaha;   “Hükümdârım! Sizin vezîriniz devlet hazînesinden halka borç para dağıtıyor. Vâdesini de sizin ölümünüze bağlıyor” dedi.   … Devamını oku

Semerkand’dan Hirat’a…

Türkistan evliyâsından Kadı Muhammed Zâhid hazretleri, 1530’da Semerkand’a bağlı Hisar’ın bir köyünde vefât etti. Kabri oradadır.   Kendisi şöyle anlatıyor:   Talebelik çağındaydım…   Semerkand’dan Hirat’a doğru yola çıktım. Maksadım, beni yetiştirecek bir “mürşit” bulmaktı.   Bir köye uğradım.   Bu köye Ubeydullah-ı Ahrâr adında bir evliyâ zâtın geldiğini öğrendim.   Ziyâretine gittim.   O zât bana sordu: … Devamını oku

Ahâli, onun için yollara döküldü!

Türkistan evliyâsından Kadı Muhammed Zâhid hazretleri, 1530 (H.936) senesinde Semerkand’a bağlı Hisar’ın Vahş köyünde vefât etti. Kabri oradadır.   Bir gün şunu anlattı:   Evliyânın büyüklerinden Bâyezid-i Bistâmî hazretleri, talebeleriyle bir şehre gitmek için yola çıktılar…   Şehre yaklaşmışlardı.   Enteresan bir şey oldu…   Şöyle ki;   Ahâlinin akın akın kendisini karşılamak üzere yollara döküldüklerini gördü … Devamını oku

Ey genç, seni sevdim!

Balıkesir erenlerinden Yürek Dede zamânında bir genç, elinde sazıyla köy köy dolaşır, saz çalıp eğlendirirdi insanları.   Bir gün bu büyük zât ile karşılaştı…   Onu görünce heybetinden korktu!   Ve sazını sakladı eteğine. Kendisini azarlayacağını sandı. Lâkin mübârek azarlamadı…   Hattâ şefkatle;   “Ey genç! Seni sevdim. Bize gel oturup konuşalım, sohbet ederiz” buyurdu.   Bu iltifat karşısında şaşırdı … Devamını oku

Dostlarını görünce iyileşti!

Balıkesir evliyâsından ve Allah dostlarından olan Yürek Dede hastalandı bir gün.   Öyle ki; ayağa kalkacak tâkati, gücü kalmadı.   Hanımı yemeğini yanına getirir, abdest almasına yardım ederdi. Ama bir gün sevenleri ziyâretine geldi bu büyük zâtın.   Onları görünce fırladı yataktan.   Ve koyu bir sohbete koyuldu onlarla.   Unuttu hastalığını. Kendinden geçti âdeta.   Hanımı da … Devamını oku

Rabbimden bir tek şey istiyorum

Hindistan’ın büyük velilerinden olan Ahmed Kihtû Efendi, Dehlî’de doğdu.   Gıybetten çok korkar, herkese de bunun zararını anlatırdı.   Bir gün dergâhtaydı.   Sohbette dostlarına;   “Ben, Rabbimden tek bir şey istiyorum!” buyurdu.   Dinleyenler;   “O nedir ki?” diye sordular.   Buyurdu ki:   “Ona, hiç gıybet etmemiş bir kul olarak kavuşmak. Rabbimden bunu istiyorum.”   … Devamını oku

Allah’ın izniyle iyileşirsin…

Manisa’nın Kula ilçesinde medfun bulunan Tâhir Efendi Allah adamlarındandır.   Devrinde Müslüman olmayan birisi hastalanmıştı bir gün.   Tabipler çare bulamadı.   Hasta gittikçe ağırlaştı!   Ölecek hâle geldi.   Ve bir gece, çaresizlikten Tâhir Efendi’yi düşündü.   Kendi Müslüman değilse de, bu zatın, Allah’a yakın bir mübarek kişi olduğunu biliyordu.   Hüsnü zannı vardı.   Onu … Devamını oku

Mühim bir şey mi oldu?

Manisa velilerinden Balzat Hacı Baba Horasan erenlerinden olup, Anadolu’nun fethi için bölgeye gelmiştir.   Bir gün evinde otururken birden ellerini kaldırıp hararetle dua etmeye başladı.   Bu hâl, evdekilerin dikkatini çekti.   Az sonra sakinleşince sordular:   “Hayırdır inşallah Efendi.   Mühim bir şey mi oldu?”   Büyük veli;   “Okyanusta bir gemi fırtınaya tutuldu. İçinde sevdiklerimiz de … Devamını oku

Yâ Rabbî! Kurtar beni bu adamdan

Demirci toprağını nurlandıran Balzat Hacı Baba, Horasan erenlerinden olup, Anadolu’nun fethi için bölgeye gelmiştir.   Keramet ehli olup, mübarek bir zat idi.   Şöyle ki;   O devirde genç bir kadın, tek başına evinden çıkmış, karşı köye gidiyordu. Akşamüzeri, tenha bir mevkiye gelmişti.   Edepsiz birisi onu gördü.   Ve musallat olmak istedi.   Kadıncağız büyük … Devamını oku

Benim bir dostum var

Anadolu evliyasından Şeymer Hasan Dede’nin kabri, Manisa’nın Demirci ilçesindedir. Bu zât bir gün şunu anlattı sevdiklerine;   Allahü teâlâ Musa aleyhisselama “Ya Musa! Falan şehirde benim bir dostum vefat etti. Git, onu İslam’ın vecibelerine göre defnet’ buyurdu.   Musa Nebi gitti o şehre.   Ve buldu o kimseyi.   Yakınları, bir “virane”ye terk etmişlerdi kendisini.   Sordu onlara: … Devamını oku

Biraz yeşil ot topla getir!

Anadolu evliyasından Şeymer Hasan Dede’nin kabri, Manisa’nın Demirci ilçesindedir.   Henüz ilim tahsiline başladığı çocukluk günlerinde babası çağırdı onu.   Ve kendisine;   “Oğlum! Bahçeye git de koyunlar için biraz yeşil ot topla getir!” dedi.   Küçük Hasan;   “Peki babacığım!” dedi.   Ve koştu bahçeye.   Ancak biraz sonra, “eli boş” geri döndü.   Babası sordu: … Devamını oku

Develerimi kaybettim

Manisa’nın Demirci ilçesinde yatan Şeymer Hasan Dede’nin sevdiklerinden birinin develeri kayboldu bir gün.   Çok aradı, bulamadı.   Yorgun argın döndü.   Bu işe bir çare düşünürken Hasan Dede geldi aklına. Derhâl koşup çaldı kapısını.   Açılınca;   “Hocam! Ne olur, bize bir himmet edin” diye yalvardı.   “Hayrola, ne oldu?”   “Develerimi kaybettim!”   “Aradın … Devamını oku