Günahına tövbe etmek, herkese farz-ı ayndır!

“Kıymetli ömrümüz günah işlemekle, kusur, kabahat yapmakla, yanılmakla geçip gidiyor…”   Ubeydullah Serhendî hazretleri İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin torunu ve İmâm-ı Muhammed Ma’sûm’un üçüncü oğludur. 1628 (H.1038) senesinde Hindistan’da Serhend’de doğdu. Yüksek babasının teveccüh ve himmetleriyle çok güzel edeb ve terbiye ile yetişti. 1672 (H.1083) senesinde Delhi’de vefat etti. Ubeydullah Serhendî hazretlerinin Mektûbât’ı, “Hazînet-ül-Me’ârif” ismiyle bilinmekte … Devamını oku

Amellerin tartılacağı mîzân haktır…

“Ben yakînen inanıyorum ki, Cennet ve Cehennem haktır. Amellerin tartılacağı mîzân haktır, doğrudur…”   Sadreddîn Konevî hazretleri Konya’nın büyük velîlerindendir. 1210 (H.606) târihinde Malatya’da doğdu. Küçük yaşta babası İshâk Efendi vefât etti. Annesi, o sırada Konya’da bulunan Muhyiddîn-i Arabî hazretleri ile evlendi. Üvey babası Muhyiddîn-i Arabî, Sadreddîn-i Konevî’nin terbiyesi ve yetişmesiyle meşgûl oldu. Çok iyi … Devamını oku

“Senin için geldim, kapıyı aç!..”

Bir kimse, bir kadınla evlenmek istiyordu ancak o kadın ise bunu kabul etmiyordu…   Muhammed Şüveymî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. On beşinci asrın sonlarında vefât etti. Midyen Eşmûnî hazretlerinin sohbetlerine devam ederek yüksek derecelere kavuştu. İcazet verilerek talebe yetiştirdi. Hocası Midyen Eşmûnî’ye olan muhabbet ve bağlılığı pek ziyâde idi. Ona olan hürmet ve edebinin çokluğundan dolayı, sohbette hocasının tam … Devamını oku

En kıymetli zamân gençlik zamânıdır…

“Gençliğini hevâ ve heves peşinde harcayıp, mârifetullahı, ihtiyârlık zamânına bırakanlara yazıklar olsun!”   Muhammed Şenâvî hazretleri Mısır’da yetişen büyük velîlerdendir. 1525 (H.932) senesinde Mısır’da Ravh denilen yerde vefât etti. Abdülvehhâb-ı Şa’rânî hazretleri anlatır: Muhammed Şenâvî ile, Muhammed bin Ebû Hamâil dergâhında vedâlaştım. O; “Bu son buluşmamız değildir. Bir daha buluşacağız” buyurdu. Aradan bir süre geçti. … Devamını oku

Azap yapılan kimseler, muhakkak ona lâyıktır!

Ebû Abdullah hazretleri buyurdu ki: “Allahü teâlâ, müstehak olmayan hiçbir kimseye azap yapmaz!”   Ebû Abdullah Muhammed bin Sûka hazretleri Tâbiînin büyüklerindendir. Eshâb-ı kirâmdan Enes bin Mâlik ve Ebu’t-Tufeyl Âmir bin Vâsıle’nin ve Tâbiînin büyüklerinin sohbetinde bulundu. Çok az sayıda hadîs-i şerîf rivâyet etmiştir. Muhammed bin Münkedir, kendisine sordu: “Yâ Ebâ Abdullah! Sana en hoş … Devamını oku

Ölüm, sevgiliyi sevgiliye kavuşturan köprüdür…

“Gerçekten sonsuz hayat, ölüme bağlıdır. Ölüm, ebedî hayatın süsleyicisi, donatıcısıdır.”   Sıddîk Keşmî hazretleri, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin meşhur talebelerindendir. İran’da Keşm kasabasından olup, Hân-ı Hânân Abdürrahîm’in sohbetinde bulundu. Bunun vâsıtası ile Hâce Bâkî-billah hazretlerinin sohbeti ile şereflendi. Bu hocasının vefâtından sonra, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin sohbet ve hizmetine kavuştu. Evliyâlıkta, “Vilâyet-i hâssa” ismi verilen en yüksek … Devamını oku

Meşveret etmek de sebebe yapışmaktır!

Allahü teâlâ, bilenlere danışmayı emretti. İstişareden sonra tevekkülü emreyledi.   Muhammed Sıddîk hazretleri, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin torunu, Urvet-ül-vüskâ Muhammed Ma’sûm Fârûkî hazretlerinin en küçük oğludur. 1649 (H.1059) senesinde Serhend’de dünyâya geldi. Babasının mübârek teveccühleri altında yetişti. Zamânındaki ilimleri öğrenerek büyük bir âlim oldu. Tasavvuf yolunda yüksek derecelere kavuşarak zamânın kutublarından oldu. Ömrünün sonuna doğru saltanat merkezi olan Delhi’ye … Devamını oku

Rüzgâr, ekseriya geminin istemediği taraftan eser!..

“Siz ne kadar, bizim sohbetimizi istiyorsanız, ben de o kadar sizi görmek, sizinle konuşmak istiyorum; ancak…”   Hâce Muhammed Saîd Fârûkî hazretleri, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin ikinci oğludur. Babası gibi büyük âlim ve velî idi. 1596 (H. 1005) senesinde doğdu. 1660 (H.1070) senesinde vefât etti. Hâce Bâkî-billah hazretleri, İmâm-ı Rabbânî’ye yazdığı mektupların bâzılarında, bu oğullarını, şefkat … Devamını oku

Günah işlemekten bir türlü kurtulamıyorum!

Alkolik birisi Muhammed Saîd hazretlerine gelip “Bir türlü tövbe edemiyorum efendim!” der…   Seyfeddîn Muhammed Saîd hazretleri evliyânın büyüklerindendir. 1872 (H.1289) senesinde Cizre’de doğdu. Tahsil çağı geldiğinde Şeyh Muhammed Ali Tavîlî’nin yanında ilim öğrenmek için gitti. Muhammed Ali Tavîlî’nin sohbetleriyle kısa zamanda kemâle geldi. Hocası ona icâzet vererek Cizre’ye halîfe tâyin etti. Muhammed Saîd, Cizre Ulucâmi’de ders … Devamını oku

Nâfilenin kıymeti, farzın yanında hiç gibidir!..

“Câhil sofîler, zikre, fikre sarılıp, farzları ve sünnetleri yapmakta gevşek davranıyorlar!..”       Muhammed Sâdık hazretleri İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin birinci oğludur. 1591 (H.1000) senesinde Serhend’de doğdu. Pederi ile birlikte Hâce Muhammed Bâkî-billah ile görüştü. Hazret-i Hâce Bâkî-billah’ın ve muhterem babalarının dâimî tasarrufları altında idi. O günlerde velîlikte görülen ve cezbe denilen hâlin kendilerinde gâlib … Devamını oku

Şeytan akıllı müminin yanında duramaz!..

“Şeytan, yüz binlerce câhile karşı göğüs gerebilir. Onlarla alay eder. Fakat âlime karşı bunu yapamaz!”       Vekî’ bin Cerrâh hazretleri Tebe-i tâbiîn devrinde yetişen büyük âlimlerdendir. Irak’ta Kûfe şehrinin Feyd köyünde, 746 (H.129) tarihinde doğdu. İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe ve onun talebelerinden Züfer bin Huzeyl, Ebû Yûsuf, Süfyân-ı Sevrî dâhil, devrin pek çok … Devamını oku

 Allah adamları ölü kalpleri  diriltmeye çalışmışlardır!

Muhammed Pârisâ hazretleri buyurdu ki: “Kalpleri diriltmek yanında ölüleri diriltmenin hiç kıymeti yoktur.”   Muhammed Pârisâ hazretleri evliyânın büyüklerindendir. 1355 (H.756) senesinde Buhârâ’da doğdu. İlim öğrenmek için medrese tahsîline başlayıp, zamânının âlimlerinden ders alarak, hadîs ve fıkıh ilmini öğrendi. Sonra Şâh-ı Nakşîbend Behâeddîn-i Buhârî hazretlerinin sohbetlerine devâm edip, himmet ve teveccühüne kavuştu. Hocası Behâeddîn-i Buhârî … Devamını oku

Gasbedilen bir mal, alanın mülkü olmaz!

Gasbedilen, yâni zulüm ile, zor ile alınan ve rüşvetle alınan mallara “Mâl-ı habîs” denir.       Muhammed Hevârî hazretleri evliyânın büyüklerinden olup Mâliki mezhebi fıkıh âlimidir. 1350 (H.751) senesinde Fas’ta Magrâve’de doğdu. Bâce’de ilim öğrenmeye başladı. Sonra Mısır, Şam, Mekke ve Medîne’ye giderek büyük âlimlerden ilim öğrendi. Sonra Cezâyir’in Vehrân şehrine gidip talebe yetiştirdi. … Devamını oku