Kalbin hastalıktan kurtulması için…

Kalbin hasta olması, şeriatin emirlerinin tadını duymamak, yasak ettiklerinden zevk almaktır.   Müstekimzâde Süleymân Sâdeddîn Efendi Osmanlı âlim ve velîlerindendir. 1719 (H.1131) senesinde İstanbul’da doğdu. Zamânın ileri gelen müderrislerinden ilim öğrenip icâzet aldı. İstanbul’daki büyük velîlerden Mehmed Emin Tokâdî hazretlerini tanımak ve ona talebe olmakla şereflendi. Mehmed Emin Tokâdî, Ahmed-i Yekdest hazretlerinin, o da Muhammed … Devamını oku

Tövbe eden günah işlememiş gibi olur

“Günahına pişman olmayıp, dili ile istigfâr eden, Rabbi ile alay etmektedir!..”   Şerefüddîn Yahyâ Münâvî hazretleri fıkıh, hadîs âlimi olup büyük velîlerdendir. 1396 (H.799) senesinde Kâhire’de doğdu. Buradaki meşhur âlimlerden ilim tahsil etti. Birçok âlim ona icâzet verdiler. Şâfiî mezhebi fıkıh âlimlerinin büyüklerinden oldu. 1467 (H.871) senesinde Kâhire’de vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı: Kul … Devamını oku

Dostlarıma ve talebelerime vasiyet ederim ki…

“Ben vefât ettikten sonra, ilk gecede yetmiş bin defâ ‘Lâ ilâhe illallah’ okusunlar.”   Abdürrahîm Müeyyedî hazretleri Kânûnî Sultan Süleymân zamânı âlim ve velîlerindendir. Molla Sinân Paşa ve Hocazâde’nin yanında ilim öğrendi. Zâhirî ilimleri iyice öğrendikten sonra tasavvuf yoluna girdi. Büyük velî İskilipli Şeyh Muhyiddîn Efendinin hizmetinde bulundu. Yüksek hâllere ve mânevî makamlara kavuştu. 1537 (H.944) … Devamını oku

Verilen muhabbeti bir daha almazlar!..

“Tasavvuf yolunda ilerlemek isteyen tâlibe üç şey lâzımdır; taleb, çalışmak, ilim.”       Bâbâ Şeyh Mübârek Buhârî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. On beşinci asırda yaşadı. Seyyid Emîr Külâl (Gilal) hazretlerinin oğlu Seyyid Emîr Hamza’nın talebesidir. Seyyid Emîr Külâl’in talebesi olduğu da rivâyet edilmiştir. Evliyânın meşhûrlarından olan Hâce Muhammed Pârisâ, Mübârek Buhârî’nin de sohbetinde bulunup feyiz … Devamını oku

İçi dışı bir olan kul gerçek kuldur!..

Kalbin doğruluğu amellerin doğruluğu iledir. Amellerin doğruluğu da niyetin doğruluğu iledir. Mutarrif bin Abdullah hazretleri Tabiînden hadîs ve fıkıh âlimi ve evliyânın büyüklerindendir. Babasından, hazret-i Osman, Ali, Ubey bin Ka’b, Ebû Zerr, İmrân bin Hüseyin, Ümmül müminin Âişe, Abdullah bin Mugaffel ve Muâviye (radıyallahü anhüm) ve Eshâb-ı kirâmdan birçok zâttan hadîs-i şerîf rivâyet etti. 713 … Devamını oku

Cimrilerle ve yalancılarla  dost olmaktan sakın!..

“Ey evlâdım! Fasıklarla arkadaşlıktan çok sakın. Böyle insanlar seni bir lokmaya değişebilir!..”   Hasırcızâde İzzî Efendi Osmanlı âlim ve velîlerindendir. İstanbul’da doğdu. İsmi Mustafa İzzî olup, Süleymân Sıdkî Efendinin terbiyesiyle yetişti. Hocasından icâzet aldı. Hocasının emriyle Sütlüce’deki dergâha yerleşip talebe yetiştirmeye başladı. Dergâhı, “Hasîrîzâde Dergâhı” diye şöhret buldu. 1823 (H.1239) senesinde İstanbul’da vefât etti. Bir … Devamını oku

Olgunluklara kavuşmanın yolu, Allah’a muhabbettir…

Allahü teâlâ insanı kalp ve bedenden meydana gelen bir varlık olarak yaratmıştır.   Mustafa Hâki Efendi Osmanlı âlim ve velîlerindendir. Tokat’ta doğdu. İlk tahsilini Tokat’ta yaptıktan sonra, Çorum Şeyhi Şîranlı Mustafa Efendiye talebe olup icâzet aldı. Sonra Tokat’a dönüp, talebe yetiştirmeye başladı. 1908’de ikinci Meşrûtiyetin ilânı sebebiyle yapılan seçimde devrin ileri gelenlerinin arzûsuyla Tokat mebûsu … Devamını oku

Namaz kılmayanın dîni yıkılır…

Namazları, müstehap zamanlarda, şartlarına ve edeblerine uygun kılmalıdır.       Tekirdağlı Feyzi Efendi Osmanlı âlim ve velîlerindendir. Gümüşhânevî Dergâhının son şeyhidir. 1851 (H.1267) senesinde Tekirdağ’ın Kılıçlar köyünde doğdu. İlk tahsîlini memleketinde gören Feyzi Efendi, İstanbul’a gelerek birçok âlimden ders okudu ve icâzet aldı. Bâyezîd Câmiinde ders okutmaya başladı. Sonra İstanbul Müderrisliği vazîfesi verildi. 1910 … Devamını oku

Sâdık talebe, hocasının sözünden dışarı çıkmaz!

“Hocasının söylediği sözleri, onun nasîhat ve tavsiyelerini can kulağı ile dinleyen sâdık talebedir!”   Eğinli Fevzi Efendi Osmanlı âlim ve velîlerindendir. 1871 (H.1288) târihinde Erzincan’ın Eğin ilçesinde doğdu. İlk tahsîlini tamamladıktan sonra İstanbul’un meşhur vâizlerinden Kasabzâde Efendinin derslerine katıldı. Tahsilini bitirdikten sonra Hocasına dâmâd oldu. Bahriye Dâiresine tâyinle Kalyon Katipliği ve Kolağalığına yükseldi ve daha … Devamını oku

Farzı, özürsüz yapmamak büyük günahtır!..

Aklı başında olan kimse, gece gündüz kaza namazı kılarak azâptan kurtulmaya çalışmalıdır!..   Debbağzâde Mustafa Efendi Osmanlı âlim ve velîlerindendir. On sekizinci yüzyıl başlarında Rize’de doğdu. Burada ilim tahsiline başlayan Debbağzâde Mustafa Efendi İstanbul’a geldi. Zamânının âlimlerinden aklî ve naklî ilimleri tahsil edip derin âlim olduktan sonra Fâtih Câmiinde ders okuttu. Sonra Mısır, daha sonra … Devamını oku

Kurtuluş, sâlihlerin sohbetindedir…

“Derviş o kimsedir ki, kendisine ihtiyâcını söyleyen hiç kimseyi mahrum etmez, ihtiyaçlarını karşılar.”   Şeyh Mustafa Bekrî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. 1688 (H.1099) senesinde Kudüs’te doğdu. Abdülganî Nablüsî hazretlerinin derslerini tâkib ederek, ileri gelen talebelerinden oldu, tefsîr ve hadîs ilimlerinde derin bilgilere sâhib oldu. Tasavvuf yolunu, Halvetiyye yolunun büyüklerinden Şeyh Abdüllatîf Halebî’den öğrendi. Birçok beldelere gitti. … Devamını oku

Gönül huzûru ile duâ etmelidir…

Allahü teâlâya duâ ederken, peygamberlerini ve sâlih kullarını da vesîle etmelidir.           Âkif Efendi Osmanlı âlim ve velîlerindendir. 1686 (H.1098) senesinde Amasya’da doğdu. Zamânının ileri gelen âlimlerinden aklî ve naklî ilimleri tahsîl etti. Sultan Bâyezîd Medresesine müderris tâyin edilip ders okuttu ve talebe yetiştirdi. Daha sonra uzun müddet Amasya Müftîsi olarak … Devamını oku

İlim yolu öyle bir yoldur ki…

“İlim yolunu giren dünyâ ve âhiret saâdetine kavuşur. Onu terk etmek, doğru yoldan ayrılmaktır…”   Tavîl Muslihuddîn Efendi Osmanlı âlim ve velîlerindendir. Kastamonu’ya bağlı Küre’de doğdu. Zamânının âlimlerinden aklî ve naklî ilimleri tahsîl etti. Sonra Şeyh İlâhî hazretlerine talebe olup, hizmetinde bulundu. Tasavvufta yüksek mertebelere ulaştı ve kemâle erdi. On altıncı asrın başlarında Bursa’da vefât … Devamını oku