Evliyânın büyüklüğünü inkâr edenlerin hâli!

İnkârcıların sözleri, küçücük bir sivrisineğin, bir dağ üzerine üflemesine benzer.       Abdülgaffâr ibn-i Nûh hazretleri büyük velîlerden ve kelâm âlimlerindendir. 1309 (H.708) senesinde Mısır-Kâhire’de vefât etti. O zamanda “Hafızayn” olarak bilinen Ebû Muhammed ed-Dimyâtî ile Muhibb-üt-Taberî ve “Şeyhayn” olarak bilinen, Ebü’l-Abbâs el-Mülessem ile Abdülazîz el-Menûfî’nin ve başka âlimlerin sohbetlerinde bulundu. Onlardan ilim öğrendi. … Devamını oku

Eshâb-ı kirâmın yolunda gidenler

Resûle itaat, Hak teâlâya itaat demektir. Ona uymamak, Allahü teâlâya isyândır!       İbnü’l-Hatîb hazretleri büyük velîlerden ve fıkıh âlimlerindendir. Yemen’de Turbe köyünde doğdu. 1298 (H.697) senesinde orada vefât etti. Şeyh İsmâil Hadrâmî’den ilim tahsîl etti. Böylece zâhirî ve mânevî ilimleri ondan öğrendi. İcazet alarak talebe yetiştirdi. Bir sohbetinde şunları anlattı:   Hadis-i şerifte, … Devamını oku

Allah’ın dostları sevilir düşmanları ise sevilmez

Sevgilinin sevdiklerini sevmek ve düşmanlarına düşman olmak, sevginin alâmetidir…       Hüseyin Basretî hazretleri son devir Osmanlı velîlerindendir. Şeyh Hâlid Zibârî’nin oğludur. Şırnak ili Basret (İnceler) köyünde doğdu. Şeyh Ömer Zenkânî ve Molla Abdülhamîd Raşînî’den ilim öğrendi ve icâzet verildi. Şam’a gidip Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerini görmek istedi. Fakat o sırada vefât etmişti. Evin … Devamını oku

Sâlih rüyâlar görmekle meşhur olan zat…

Abdurrahmân Hubeyşî: “Rüyâmda Resûlullah’ı gördüm. Yanında da hazret-i Ebû Bekr vardı…”       Abdurrahmân Hubeyşî hazretleri Şâfiî mezhebi fıkıh âlimlerinin büyüklerinden ve büyük velîlerdendir. Yemen’de yaşadı. Zebîdî diyor ki:   Ebû Muhammed el-Hubeyşî, sâlih rüyâlar görmekle de tanınmıştır… Bu rüyâlardan birisini kendisi şöyle anlatır:   “Bir sene hacca gitmiştim. Kendi kendime kâdılığı terk etmeye niyet ettim. Bu … Devamını oku

Merkebin yükü nedir bir sor bakalım…

Ali Dede: “Bir gün Hasan Efendi ile birlikte bir yere gidiyorduk. Yol üzerinde gayr-i müslim bir kimseye rastladık.”     Alacahisarlı Hasan Efendi Osmanlı velîlerindendir. Alacahisar’da doğup, büyüdü. İlim tahsîlini İstanbul’da yaptı. İstanbul’da Mirahor Zâviyesinde yerleşip zâhir ve bâtın ilimlerinde yetişmek için çalıştı. Şeyhülislâm Şeyhî Efendinin sohbetlerine devâm etti. Sonra İbrâhim Gülşenî’nin halîfelerinden Hasan Zarîfî’ye … Devamını oku

“İnsanlardan bir sıkıntı gelirse, affedin!..”

“İnsanların sizi övmesini ve kötülemesini aynı tutarsanız, felaket uçurumuna düşmezsiniz…”       Molla Hâlid Zibârî hazretleri Osmanlı velîlerindendir. 1826 (H.1242) senesinde Diyarbakır’da doğdu. Siirt’e gidip, bölgenin kıymetli ve meşhur âlimi Molla Halil Si’ridî’nin medresesinde talebe oldu. Burada tahsîlini tamamlayıp Molla Mustafa’dan bütün ilimlerde icâzet aldı. 1863 (H.1280) senesinde Şırnak’ın Basret köyünde vefât etti. Bir sohbetinde şöyle … Devamını oku

İlimleriyle dalâlete düşen kimseler!..

İbni Sînâ’nın bozuk düşünceleri, Ehl-i sünnet îtikatına uygun değildir!   Hâlid Cezerî hazretleri Osmanlı velîlerindendir. Cizre’de doğdu. 1839 (H.1255) senesinde Şırnak’ın Basret köyünde vefât etti. İlim tahsiline Cizre’de başladı. Sonra, Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinden zâhirî ve bâtınî ilimleri öğrendi. İnsanları irşad için icâzet aldı. Bir müddet Cizre’de insanlara dîni öğretmekle, vaaz ve nasihatle meşgul oldu. Sonra … Devamını oku

Yaşayan maşuktur, âşık bir ölüdür!..

“Aşk davaya benzer, cefa çekmek de şahide. Şahidin yoksa davayı kazanamazsın ki!..”       Es’ad Gâlib Dede Mevlevî büyüklerindendir. İsmi Mehmed’dir. Es’ad ve Gâlib lakaplarıyla tanınmıştır. 1757 (H.1171) senesinde İstanbul’da doğdu. Tahsilini tamamladıktan sonra bir müddet Dîvân-ı Hümâyûn kalemlerinden birinde çalıştı. 1784 senesinde Konya’da bir müddet Mevlânâ Dergâhında kaldı. Seyyid Ebû Bekir Dede’ye talebe … Devamını oku

Kalan günlerinin kıymetini bil!..

“Ey insan! Senin bütün sermâyen, dünyâdaki birkaç günlük ömründür…”       Ganîzâde Hüseyin Efendi Osmanlı velîlerindendir. Sipâhi iken, Şeyh Mustafa Köstendilî hazretlerine talebe olup, onun sohbetlerinde kemâle erdi. Berberlik yapardı. Dükkânında kendi hâlinde oturur, kimse ile görüşmezdi. Kendisine yetecek kadar kazanç sağlayacağı müşteri gelirdi. O zamânın parası ile çocuklar için bir akçe, büyükler için … Devamını oku

Tamah eden, dâimâ sıkıntı içinde yaşar!

İnsanlarla tamah etmeyi bırakan kimse, dünyâda da, âhirette de azîz ve mükerrem olur…       Celâlüddîn Hürmâlî hazretleri büyük velîlerdendir. Irak’ta Şehrezûr’a bağlı Kayneyce köyünde doğdu. Bölgedeki meşhûr medreselerde ilim tahsil edip icâzet aldı ve Hurmal kasabasındaki Câmi-i Kebîr’e müderris tâyin edildi. Bu sırada Kâdiriyye yoluna girip bu yolun büyüklerinden Şeyh Hasan Gelezerde hazretlerinin sohbetlerine … Devamını oku

İmândan güzel bir nîmet yoktur…

“Allah’a ibâdetten daha iyi amel, iş yoktur. Ölümden iyi ibret yoktur.”       Şeyh Amr Rabbânî hazretleri büyük velîlerdendir. Azerbaycan’ın Şirvan şehrinde doğdu. Şirvan’da, sonra da uzun seneler Bağdât’ta ilim tahsîl etti. Bir zaman sonra Herat şehrine geldi. Burada evliyanın büyüklerinden Mîrim Halvetî hazretlerinin dergâhına giderek ona talebe oldu. Tasavvufta yüksek derecelere ulaştıktan sonra … Devamını oku

Günah işlemek, ölümü unutmanın alâmetidir!

“Ölüm her an gelebilir. Yarına kadar yaşayabileceğini zanneden bir kimse ölüm için hazırlıklı değildir…”   Behçet Efendi İstanbul velîlerindendir. Babası Şeyh Feyzullah Efendi, dedesi Şeyh İbrâhim Hayrânî’dir. 1860 (H.1277) senesinde doğdu. Küçük yaşta tahsil hayâtına başladı. Bir taraftan babasının sohbetlerinde bulunuyor, bir taraftan da ilim tahsîline devâm ediyordu. Fâtih Dersiâmlarından Urfalı Mehmed Efendinin, daha sonra … Devamını oku

Ahiret yolculuğundan gâfil olan zavallıdır!..

“Onlar dünyâ hayâtının görünen yüzünü bilirler. Âhiretten ise tamâmen gâfildirler.”       Rûşenî Alâeddîn Efendi Osmanlı velîlerindendir. Ömer Rûşenî hazretlerinin büyük kardeşidir. Aydın’ın Tire ilçesinin Rûşen köyünde doğdu. Şirvan’a gidip, orada Seyyid Yahyâ hazretlerine talebe olmakla şereflendi. Kısa zamanda velîlik makamlarına yükseldi. Hocasının emriyle Anadolu’ya döndü. Oradan Rumeli’ye geçti. Edirne’de Sultan Fâtih Muhammed Han … Devamını oku