“Rabbine, onu görür gibi ibâdet et!..”

Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretleri “Silsile-i aliyye” denilen âlim ve velîlerin meşhûrlarındandır. 1701 (H.1113) senesinde doğdu. 1781 (H.1195) senesinde şehîd edildi. Seyyiddir. Kur’ân-ı kerîmi, tecvîd ve kırâat ilmini Kârî Abdürresûl’den, Hâcı Muhammed Efdal’den, tefsîr ve hadîs ilmi öğrendi. Seyyid Nûr Muhammed Bedâyûnî hazretlerine talebe olup feyizlerine kavuştu. Sohbetine dört sene devâm ettikten sonra icâzet verdi. Mazhar-ı … Devamını oku

“Dînim için, dünyâm için Allahü teâlâ bana kâfidir”

Ma’rûf-ı Kerhî hazretleri büyük velîlerdendir. Bağdât’ın Kerh beldesinde doğdu. 815 (H.200) senesinde Bağdat’ta vefât etti. Dâvûd-i Tâî hazretlerinden feyiz almış olup, Sırrîyi Sekâtî de, Ma’rûf-ı Kerhî’den ders ve feyiz alarak yetişti. Kerâmet ve menkıbeleri çoktur. Muhammed bin Hişâm diyor ki: “Ma’rûf-ı Kerhî bana  dedi ki: Sana on cümle öğreteceğim; beşi dünyâ, beşi âhiret içindir. Bunlar ile … Devamını oku

“Nefsini tanımayan, büyük aldanış içindedir!..

Mansûr Betâihî hazretleri büyük velîlerdendir. On üçüncü asırda Irak’ta Betâih denilen yerde yaşadı. Meşhûr evliyâ Muhammed Şenbekî hazretleri ve zamânının âlim ve velîlerinden istifâde ederek büyük bir velî oldu. Çok âlim ve velî yetiştirdi. Rıfâî yolunun büyüğü olan Seyyid Ahmed Rıfâî hazretlerinin dayısı ve hocası idi.Hikmetli sözleriyle meşhûr oldu. Kendisine dünyâ sevgisi hakkında soruldu. O; … Devamını oku

“Bize tövbeyi nasip eyle yâ Rabbî!..”

“Ey Rabbim! İzzet ve celâlin hakkı için, günah işlerken sana muhâlefeti kasdetmedim. Nefsim beni aldattı…”   Ebü’s-Sırrî Sülemî hazretleri büyük velîlerdendir. Basra’da yaşadı. 839 (H.225) senesinde Basra’da vefât etti. Zamânının meşhûr âlim ve velîlerinden ilim öğrenip hadîs-i şerîf dinledi. Iraklılar ve Horasanlılar tarafından makbûl sayılan ve sevilen bir zâttı. Çok tesirli olan vaaz ve nasîhatleri dinleyenleri … Devamını oku

“Cömertlerin günahını araştırmayınız!..”

Ziyâüddîn Bernî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Hâce Nizâmüddîn-i Evliyânın talebesidir. Hocasına yakın olmak nimetine kavuşan seçilmişlerden idi. Hindistan’da Gıyâspûr şehrinde otururdu. 684 (m. 1285) senesi civarında doğup, 8. asrın sonlarında vefât ettiği bilinmektedir. Sohbetlerinde buyurdu ki: İnsanların en üstünü, ceza vermeye gücü yettiği hâlde affedenlerdir, insanların aklı en noksan olanı ise, kendinden aşağıda ve güçsüz olanlara zulmedenlerdir… Süleymân … Devamını oku

Pişmanlık duyarak iman eden Yahudi

Mâlik bin Dînâr hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Basra’da doğdu. 748 (H.131) târihinde orada vefât etti. Hasan-ı Basrî hazretlerine talebe oldu ve evliyalıkta yüksek derecelere kavuştu. Çok kerametleri görüldü. Mâlik bin Dînâr hazretleri bir hâtırasını şöyle anlatır: Bir gün toprakla oynayıp bâzen gülen bâzan ağlayan bir çocuğa rastladım. Önce çocuğa selâm vermek istedim. Fakat kibirden selâm vermedim. … Devamını oku

“Allah adamlarının sohbetiyle bereketlen!”

Tokatlı Maksûd Dede Halvetî yolu büyüklerindendir. Tokat’ta doğdu. 1562 (H.970) târihinde şimdi Yunanistan’da bulunan Serez’de vefât etti. Sünbül Sinân hazretlerinin sohbetlerinde kemâle gelip, olgunlaştı. Ümmî idi, lâkin gönlü mânevî ilimlerle dolmuştu. Hocası onu Rumeli’ye Serez’e gönderdi. Bir talebesine şöyle nasihat etti: Sana düşen vazîfe, Allah adamlarıyla, dervişlerle, sâlih kimselerle sohbet edip doğru kimselerle bulunmaktır. Allahü … Devamını oku

“Bir kavmin efendisi, onlara hizmet edendir”

Abdüllatif Mahrûkî Efendi büyük velîlerdendir. 1497 (H. 903)’te İstanbul’da doğdu. İstanbul’da ilim ve edep öğrenip, Halvetî büyüğü olarak Vefâzâde Dergâhının pîri oldu. Hocalarının silsilesi Seyyid Burhâneddîn, Nâsih Efendi, Tâcüddîn Karamânî olup, Şihâbüddîn Ömer Sühreverdî’ye ulaşır. Uzun zaman İstanbul’da irşâd ile insanlara mânevî terbiye vermekle meşgûl oldu. Sonra Şam’a gidip orada Emevî Câmiinde vaaz ve nasîhatlerde … Devamını oku

Dünyâya düşkün kimseyle beraber olmak zehirdir!..

Üsküplü Lütfullah Efendi Sultan İkinci Bâyezîd zamânında Rumeli’de yaşamış büyük velîlerdendir. Üsküp’de On altıncı asrın başlarında vefât etti. İstanbul’da Zeyrek Câmii’nde talebe yetiştiren ve Ubeydullah-ı Ahrâr hazretlerinin talebesi olan Şeyh Abdullah-i İlâhî’nin hizmetinde ve sohbetlerinde bulundu. Yüksek mânevî hâllere ve makamlara kavuştu. Üsküp’e giderek talebe yetiştirdi. Bir sohbetinde buyurdu ki: Takvâ, dünyâ ve âhiretin hayırlarını … Devamını oku

“Hâfız, ne söylersen kitaptan söyle!..”

Seyyid Mahmûd Sâminî hazretleri Harput’un büyük velîlerindendir. Elâzığ’ın Palu ilçesine bağlı Hun köyünde doğdu. İlk tahsîlini doğduğu yerde yaptı. Sonra Ali Septî hazretlerinin sohbetlerinde kemâle geldi. Hocasının vefâtından sonra yerine geçerek talebe yetiştirmeye başladı. Mahmûd Sâminî hazretleri tütün içerdi. Talebeleri arasına yeni katılmış olan Osman Bedreddîn Efendi (İmâm Efendi) hocasının tütün içmesine kalben îtirâz etti… … Devamını oku

“Rabbinin ismini hürmetle ve ondan korkarak an!”

“Şeyhlik yoluna tevessül etme. İmkân nisbetinde insanlardan uzak dur. Çünkü bu zaman kaçmak zamanıdır.”   Ebüssü’ûd Cârihî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. 930 (m. 1523) senesinde Mısır’da vefât etti. Şehâbeddîn Merhûmî’den ilim öğrendi. Tasavvuf yoluna girdi. Hârika ve kerâmetler sahibi idi. Çok talebe yetiştirdi.  Bu mübarek zat buyurdu ki: “Otuzüç yaşında idim. Senelerce çalışıp öğrendiğim bilgileri ve güzel … Devamını oku

“Faydalı ilim kalpteki perdeleri kaldırır…”

Tennûrî İbrâhim Efendi Anadolu’da yetişen büyük velîlerdendir. Sivas’ta doğdu. İlk tahsîlini memleketinde yaptıktan sonra Konya’ya giderek ilim tahsîl etti. Kayseri’ye gelerek Hunad Hâtun Medresesine müderris oldu. Göynük’e gitti ve Akşemseddîn hazretlerine intisab etti. Akşemseddîn hazretlerinden icâzet aldıktan sonra, onun izni ile, Kayseri’ye yerleşerek bir tekke kurdu. 1482 (H.887) senesinde Kayseri’de vefât etti. Sohbetlerinde buyurdu ki: … Devamını oku

Tasavvuf büyüklerinin hâllerini inkâr edenler!

Mahmûd Çelebi Seyyid Ahmed Buhârî’nin yetiştirdiği büyük velîlerdendir. Zâhirî ilimlerdeki tahsîlini tamamladıktan sonra, tasavvuf yoluna yönelip, Seyyid Emîr Ahmed Buhârî’nin sohbet ve hizmetlerine devâm ettti. Hocasına olan muhabbet ve bağlılığı pekçok olduğundan, kısa zamanda yüksek derecelere kavuştu. Hocası, onu kızı ile evlendirerek kendisine dâmâd yaptı. Emîr Buhârî hazretleri vefât edeceği zaman, Mahmûd Çelebi’yi kendisine halîfe … Devamını oku