Nâfilenin kıymeti, farzın yanında hiç gibidir!..

“Câhil sofîler, zikre, fikre sarılıp, farzları ve sünnetleri yapmakta gevşek davranıyorlar!..”       Muhammed Sâdık hazretleri İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin birinci oğludur. 1591 (H.1000) senesinde Serhend’de doğdu. Pederi ile birlikte Hâce Muhammed Bâkî-billah ile görüştü. Hazret-i Hâce Bâkî-billah’ın ve muhterem babalarının dâimî tasarrufları altında idi. O günlerde velîlikte görülen ve cezbe denilen hâlin kendilerinde gâlib … Devamını oku

Şeytan akıllı müminin yanında duramaz!..

“Şeytan, yüz binlerce câhile karşı göğüs gerebilir. Onlarla alay eder. Fakat âlime karşı bunu yapamaz!”       Vekî’ bin Cerrâh hazretleri Tebe-i tâbiîn devrinde yetişen büyük âlimlerdendir. Irak’ta Kûfe şehrinin Feyd köyünde, 746 (H.129) tarihinde doğdu. İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe ve onun talebelerinden Züfer bin Huzeyl, Ebû Yûsuf, Süfyân-ı Sevrî dâhil, devrin pek çok … Devamını oku

 Allah adamları ölü kalpleri  diriltmeye çalışmışlardır!

Muhammed Pârisâ hazretleri buyurdu ki: “Kalpleri diriltmek yanında ölüleri diriltmenin hiç kıymeti yoktur.”   Muhammed Pârisâ hazretleri evliyânın büyüklerindendir. 1355 (H.756) senesinde Buhârâ’da doğdu. İlim öğrenmek için medrese tahsîline başlayıp, zamânının âlimlerinden ders alarak, hadîs ve fıkıh ilmini öğrendi. Sonra Şâh-ı Nakşîbend Behâeddîn-i Buhârî hazretlerinin sohbetlerine devâm edip, himmet ve teveccühüne kavuştu. Hocası Behâeddîn-i Buhârî … Devamını oku

Gasbedilen bir mal, alanın mülkü olmaz!

Gasbedilen, yâni zulüm ile, zor ile alınan ve rüşvetle alınan mallara “Mâl-ı habîs” denir.       Muhammed Hevârî hazretleri evliyânın büyüklerinden olup Mâliki mezhebi fıkıh âlimidir. 1350 (H.751) senesinde Fas’ta Magrâve’de doğdu. Bâce’de ilim öğrenmeye başladı. Sonra Mısır, Şam, Mekke ve Medîne’ye giderek büyük âlimlerden ilim öğrendi. Sonra Cezâyir’in Vehrân şehrine gidip talebe yetiştirdi. … Devamını oku

Dünyada, ümit ve belâ beraberdir!..

Dünyaya düşkün kimse, muradına kavuşamaz. Bir gün olsun rahat nefes alamaz!   Kurd Efendi Osmanlı İslâm âlimlerinden ve tasavvuf büyüklerindendir. İsmi, Muhammed bin Ömer er-Rûmî’dir. “Kurd Efendi” diye meşhûrdur. Tasavvufta Halvetiyye yoluna mensuptu. 1524 (H.931) senesinde Rumeli’de, Filibe civarında Tatar Pazarcığı kasabasında doğdu. Zamânın usûlüne göre tahsilini tamamladı. Sahn-ı semân (Fâtih) Medresesinde müderris yardımcısı olarak … Devamını oku

Ağa sizi bekliyor, buyurun gidelim…

Beşir Ağa, Mehmed Emin Tokadî Hazretleri ile yakın dost ve ahiret kardeşi idi.   Beşir Ağa Osmanlı Dârüssaade Ağası (İstanbul Valisi) ve velilerindendir. 1063 (m.1652) yılında Arnavutluk’ta bulunan Gonca kazasında doğdu. İstanbul’a giderek tahsilini tamamladı. II. Ahmed’in şehzadeliği sırasında onun musahibi (danışmanı) idi. 1717 yılından itibaren otuz yıl Dârüssaade Ağalığı (İstanbul Valiliği) yaptı. 1159 (m.1746) yılında vefat … Devamını oku

Bu dünyâda vakit iyi ameller yapma vaktidir

“İnsanın kalbi gökyüzü gibidir. Bâzen açık, berrak olur, bâzen de kapalı, kederli (bulutlu) olur…”       Osman Sâhib Müceddidî hazretleri Nakşibendî-Müceddidî büyüklerindendir. 1828 (H.1244) senesinde Hindistan’da Pencab’ın Lori kasabasında doğdu. Evliyânın meşhurlarından Dost Muhammed Kandehârî hazretlerinin sohbetlerinde bulundu. On sekiz sene bu hocasından feyiz aldı. Zâhir ve bâtın ilimlerinde kemâle geldi. 1867 senesinde hocasının vefâtı … Devamını oku

İmam, sanki cemaatin dilinden okuyor…

“Namazda kıraat farzdır ve hadis-i şerifte (Fatihasız namaz olmaz) buyuruluyor…”   Muhammed Murâd Kazanî hazretleri Nakşibendî-Müceddidî büyüklerindendir. 1855 (H.1272) senesinde Rusya’nın Kazan vilâyetinin Ufa kasabasında doğdu. Muhammed Murâd Kazanî; Kazan, Buhârâ ve Taşkent’e giderek buradaki âlimlerden ilim tahsil etti. Sonra hac için Mekke-i mükerremeye gitti. İbadetini yaptıktan sonra Medîne’ye gitti. Orada Medreselerde ilim tahsil etti. … Devamını oku

Dil, şükretmek içindir, gıybet için kullanma!..

“Kalbde îmân bulunduğunun alâmeti; iyilik yapınca sevinmek, kötülüklerden nefret etmektir.”   Sadreddîn Hayâvî hazretleri meşhur velîlerdendir. Azerbaycan’da Şirvan yakınında Hayâve denilen köyde doğdu. Şeyh İzzeddîn Türkmânî hazretlerinin sohbetleriyle olgunlaştı. İcâzet alıp Hayâve’de ilim ve edeb öğretmeye başladı. Çok kerâmetleri görüldü. 1455 (H.860) târihinde Şirvan kasabalarından Kebûd’da vefât etti… Talebelerinden birine şöyle nasîhat buyurdu: “Resûl-i ekreme … Devamını oku

Emirler, yasaklar, hep nefsi ezmek içindir!..

“Allahü teâlânın düşmanı olan nefse yardım eden, Allahın düşmanı olur.”       Muhammed Mazhar hazretleri Hindistan’ın büyük velîlerindendir. Ahmed Saîd-i Fârûkî hazretlerinin en küçük oğludur. 1832 (H.1248) senesinde Hindistan’ın Delhi şehrinde dünyâya geldi. Ahmed Saîd hazretlerinden tasavvufu öğrendikten sonra, zâhirî ve bâtınî, tasavvufî ilimlere dâir eserleri okudu. Kısa zamanda bu ilimlerdeki tahsîlini tamamladı, kemâle … Devamını oku

Sâlih kullar gibi olun ve onları sevin!

“İşlerinizi, sözlerinizi ve ahlâkınızı, dindâr âlimlerin sözlerine uydurmalısınız.”   Urvet-ül-vüskâ Muhammed Ma’sûm hazretleri, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin üçüncü oğludur. “Silsile-i aliyye” denilen büyük âlim ve velîlerin yirmi dördüncüsüdür. 1599 (H. 1007) senesinde Hindistan’ın Serhend şehrine iki mil uzakta bulunan Mülk-i Haydar mevkiinde doğdu. İlminin çoğunu babasının huzûrunda öğrendi. Bu tahsîli sırasında İmâm-ı Rabbânî hazretleri bir mektubunda onun … Devamını oku

Bu kitaplar Medîne’ye gönderilecek…

“Bize gelenler dünyevî bir iş için gelirler. Bu zât ise bizi Allah rızâsı için ziyârete gelir…”     Hüseyin Paşazâde Kumul Bey İstanbul velîlerindendir. İsmi, Mehmed Kumul’dur. 1726 (H.1132) senesinde vefât etti. Tahsîlini İstanbul’da yaptı. Devlet memuruydu. Bu sırada Mekke-i mükerremede Ahmed Yekdest Cüryânî hazretleriyle görüşüp, ondan tasavvuf ilmini öğrendi ve icâzet aldı. Ahmed Yekdest, İmâm-ı … Devamını oku

“Biz, her şey O’ndandır diyenlerdeniz…”

“Allah’a kavuşmak için en mühim şey Allah’tan başka olanları unutmaktır…”   Bozkırlı Mehmed Kudsî Efendi Anadolu’da yetişen büyük velîlerdendir. Halk arasında “Memiş Efendi” lakabıyla tanındı. 1784 (H.1198) senesinde Konya’nın Bozkır kazâsının Aliçerçi köyünde dünyâya geldi. İstanbul ve bazı şehirlerde ilim tahsil etti. Memleketine geri geldi. Karacahisar köyünde yerleşip evlendi. Tâliblerine ilim öğretmekle meşgûl oldu. Bu … Devamını oku