Resûlullah’ın buyurduğu gibi dua eden âmâ zat…

Resulullah efendimiz veya evliya zatlar hürmeti için, dilekte bulunmak caizdir.   Sadrüddîn Muhammed Hılâtî hazretleri Hanefî fıkıh âlimidir. Bitlis’in Ahlat (Arapçası Hılât) ilçesinde doğduğu için Hılâtî denildi. Şam, Halep ve Bağdat’a gitti, Hasîrî hazretlerinden fıkıh ve Sahîh-i müslim dersi tahsil etti. Kahire’de Süyûtiyye Medresesinde ders verdi. 652’de (m.1254) orada vefat etti. Bir dersinde şunları anlattı: … Devamını oku

Korkma, bir gemi gelip seni kurtaracak!..

İbrâhim Ağa, denizde bir müddet yol aldıktan sonra fırtına çıkıp, bindiği gemi batmaya yüz tuttu!..   Mustafa Sâfî Efendi Anadolu’yu aydınlatan evliyânın meşhurlarındandır. Diyârbekir’de doğdu. Babası Diyârbekir ulemâsından ve Diyârbekir müftîsi Hacı Sâlih Efendidir. Tahsîline Diyârbekir’de başladı. Sonra, babasının izni ile, İstanbul’a gidip tahsîlini tahsîlini tamamlayarak icâzet aldı. Gördüğü bir rüya üzerine Çankırı-Çerkeş’e giderek Hacı … Devamını oku

Dünyâ ve âhiret padişahı olmak!

Bir kimse Muhammed bin Vâsi’den nasîhat isteyince “Dünyâ ve âhirette padişah olmanı tavsiye ederim” buyurdu.       Muhammed bin Vâsi’ hazretleri Tâbiînin büyük âlimlerindendir. Basralı’da doğdu. 740 (H.123) senesinde vefât etti. Eshâb-ı kirâm ve Tâbiînin sohbetinde yetişti. Hasan-ı Basrî, Süfyân-ı Sevrî, Mâlik bin Dinâr’ın arkadaşıydı. Pek çok menkıbeleri bulunan bir zâttır. Duâsında; “Allah’ım, bizi senden … Devamını oku

“Sen o mübarek zatı nereden tanıyorsun?”

“Ben Muhammed Urre hazretlerini Rodos vak’asından tanıyorum. Gidip kendisini ziyâret edelim.”   Muhammed Urre hazretleri Şâfiî mezhebi âlimlerinden ve evliyânın büyüklerindendir. Şam yakınlarında Bikâ’da doğdu. Tasavvufta Düsûkiyye koluna mensub idi. Muhammed Esed es-Safdî gibi zâtların sohbetlerinde ve derslerinde yetişen Muhammed Urre, zamânında bulunan evliyânın en büyüklerinden oldu. 1590 (H.999) senesinde vefât etti.   Bu mübarek … Devamını oku

Günahına tövbe etmek, herkese farz-ı ayndır!

“Kıymetli ömrümüz günah işlemekle, kusur, kabahat yapmakla, yanılmakla geçip gidiyor…”   Ubeydullah Serhendî hazretleri İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin torunu ve İmâm-ı Muhammed Ma’sûm’un üçüncü oğludur. 1628 (H.1038) senesinde Hindistan’da Serhend’de doğdu. Yüksek babasının teveccüh ve himmetleriyle çok güzel edeb ve terbiye ile yetişti. 1672 (H.1083) senesinde Delhi’de vefat etti. Ubeydullah Serhendî hazretlerinin Mektûbât’ı, “Hazînet-ül-Me’ârif” ismiyle bilinmekte … Devamını oku

Amellerin tartılacağı mîzân haktır…

“Ben yakînen inanıyorum ki, Cennet ve Cehennem haktır. Amellerin tartılacağı mîzân haktır, doğrudur…”   Sadreddîn Konevî hazretleri Konya’nın büyük velîlerindendir. 1210 (H.606) târihinde Malatya’da doğdu. Küçük yaşta babası İshâk Efendi vefât etti. Annesi, o sırada Konya’da bulunan Muhyiddîn-i Arabî hazretleri ile evlendi. Üvey babası Muhyiddîn-i Arabî, Sadreddîn-i Konevî’nin terbiyesi ve yetişmesiyle meşgûl oldu. Çok iyi … Devamını oku

“Senin için geldim, kapıyı aç!..”

Bir kimse, bir kadınla evlenmek istiyordu ancak o kadın ise bunu kabul etmiyordu…   Muhammed Şüveymî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. On beşinci asrın sonlarında vefât etti. Midyen Eşmûnî hazretlerinin sohbetlerine devam ederek yüksek derecelere kavuştu. İcazet verilerek talebe yetiştirdi. Hocası Midyen Eşmûnî’ye olan muhabbet ve bağlılığı pek ziyâde idi. Ona olan hürmet ve edebinin çokluğundan dolayı, sohbette hocasının tam … Devamını oku

En kıymetli zamân gençlik zamânıdır…

“Gençliğini hevâ ve heves peşinde harcayıp, mârifetullahı, ihtiyârlık zamânına bırakanlara yazıklar olsun!”   Muhammed Şenâvî hazretleri Mısır’da yetişen büyük velîlerdendir. 1525 (H.932) senesinde Mısır’da Ravh denilen yerde vefât etti. Abdülvehhâb-ı Şa’rânî hazretleri anlatır: Muhammed Şenâvî ile, Muhammed bin Ebû Hamâil dergâhında vedâlaştım. O; “Bu son buluşmamız değildir. Bir daha buluşacağız” buyurdu. Aradan bir süre geçti. … Devamını oku

Azap yapılan kimseler, muhakkak ona lâyıktır!

Ebû Abdullah hazretleri buyurdu ki: “Allahü teâlâ, müstehak olmayan hiçbir kimseye azap yapmaz!”   Ebû Abdullah Muhammed bin Sûka hazretleri Tâbiînin büyüklerindendir. Eshâb-ı kirâmdan Enes bin Mâlik ve Ebu’t-Tufeyl Âmir bin Vâsıle’nin ve Tâbiînin büyüklerinin sohbetinde bulundu. Çok az sayıda hadîs-i şerîf rivâyet etmiştir. Muhammed bin Münkedir, kendisine sordu: “Yâ Ebâ Abdullah! Sana en hoş … Devamını oku

Ölüm, sevgiliyi sevgiliye kavuşturan köprüdür…

“Gerçekten sonsuz hayat, ölüme bağlıdır. Ölüm, ebedî hayatın süsleyicisi, donatıcısıdır.”   Sıddîk Keşmî hazretleri, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin meşhur talebelerindendir. İran’da Keşm kasabasından olup, Hân-ı Hânân Abdürrahîm’in sohbetinde bulundu. Bunun vâsıtası ile Hâce Bâkî-billah hazretlerinin sohbeti ile şereflendi. Bu hocasının vefâtından sonra, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin sohbet ve hizmetine kavuştu. Evliyâlıkta, “Vilâyet-i hâssa” ismi verilen en yüksek … Devamını oku

Meşveret etmek de sebebe yapışmaktır!

Allahü teâlâ, bilenlere danışmayı emretti. İstişareden sonra tevekkülü emreyledi.   Muhammed Sıddîk hazretleri, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin torunu, Urvet-ül-vüskâ Muhammed Ma’sûm Fârûkî hazretlerinin en küçük oğludur. 1649 (H.1059) senesinde Serhend’de dünyâya geldi. Babasının mübârek teveccühleri altında yetişti. Zamânındaki ilimleri öğrenerek büyük bir âlim oldu. Tasavvuf yolunda yüksek derecelere kavuşarak zamânın kutublarından oldu. Ömrünün sonuna doğru saltanat merkezi olan Delhi’ye … Devamını oku

Rüzgâr, ekseriya geminin istemediği taraftan eser!..

“Siz ne kadar, bizim sohbetimizi istiyorsanız, ben de o kadar sizi görmek, sizinle konuşmak istiyorum; ancak…”   Hâce Muhammed Saîd Fârûkî hazretleri, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin ikinci oğludur. Babası gibi büyük âlim ve velî idi. 1596 (H. 1005) senesinde doğdu. 1660 (H.1070) senesinde vefât etti. Hâce Bâkî-billah hazretleri, İmâm-ı Rabbânî’ye yazdığı mektupların bâzılarında, bu oğullarını, şefkat … Devamını oku

Günah işlemekten bir türlü kurtulamıyorum!

Alkolik birisi Muhammed Saîd hazretlerine gelip “Bir türlü tövbe edemiyorum efendim!” der…   Seyfeddîn Muhammed Saîd hazretleri evliyânın büyüklerindendir. 1872 (H.1289) senesinde Cizre’de doğdu. Tahsil çağı geldiğinde Şeyh Muhammed Ali Tavîlî’nin yanında ilim öğrenmek için gitti. Muhammed Ali Tavîlî’nin sohbetleriyle kısa zamanda kemâle geldi. Hocası ona icâzet vererek Cizre’ye halîfe tâyin etti. Muhammed Saîd, Cizre Ulucâmi’de ders … Devamını oku