Sâdık talebe, hocasının sözünden dışarı çıkmaz!

“Hocasının söylediği sözleri, onun nasîhat ve tavsiyelerini can kulağı ile dinleyen sâdık talebedir!”   Eğinli Fevzi Efendi Osmanlı âlim ve velîlerindendir. 1871 (H.1288) târihinde Erzincan’ın Eğin ilçesinde doğdu. İlk tahsîlini tamamladıktan sonra İstanbul’un meşhur vâizlerinden Kasabzâde Efendinin derslerine katıldı. Tahsilini bitirdikten sonra Hocasına dâmâd oldu. Bahriye Dâiresine tâyinle Kalyon Katipliği ve Kolağalığına yükseldi ve daha … Devamını oku

Farzı, özürsüz yapmamak büyük günahtır!..

Aklı başında olan kimse, gece gündüz kaza namazı kılarak azâptan kurtulmaya çalışmalıdır!..   Debbağzâde Mustafa Efendi Osmanlı âlim ve velîlerindendir. On sekizinci yüzyıl başlarında Rize’de doğdu. Burada ilim tahsiline başlayan Debbağzâde Mustafa Efendi İstanbul’a geldi. Zamânının âlimlerinden aklî ve naklî ilimleri tahsil edip derin âlim olduktan sonra Fâtih Câmiinde ders okuttu. Sonra Mısır, daha sonra … Devamını oku

Kurtuluş, sâlihlerin sohbetindedir…

“Derviş o kimsedir ki, kendisine ihtiyâcını söyleyen hiç kimseyi mahrum etmez, ihtiyaçlarını karşılar.”   Şeyh Mustafa Bekrî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. 1688 (H.1099) senesinde Kudüs’te doğdu. Abdülganî Nablüsî hazretlerinin derslerini tâkib ederek, ileri gelen talebelerinden oldu, tefsîr ve hadîs ilimlerinde derin bilgilere sâhib oldu. Tasavvuf yolunu, Halvetiyye yolunun büyüklerinden Şeyh Abdüllatîf Halebî’den öğrendi. Birçok beldelere gitti. … Devamını oku

Gönül huzûru ile duâ etmelidir…

Allahü teâlâya duâ ederken, peygamberlerini ve sâlih kullarını da vesîle etmelidir.           Âkif Efendi Osmanlı âlim ve velîlerindendir. 1686 (H.1098) senesinde Amasya’da doğdu. Zamânının ileri gelen âlimlerinden aklî ve naklî ilimleri tahsîl etti. Sultan Bâyezîd Medresesine müderris tâyin edilip ders okuttu ve talebe yetiştirdi. Daha sonra uzun müddet Amasya Müftîsi olarak … Devamını oku

İlim yolu öyle bir yoldur ki…

“İlim yolunu giren dünyâ ve âhiret saâdetine kavuşur. Onu terk etmek, doğru yoldan ayrılmaktır…”   Tavîl Muslihuddîn Efendi Osmanlı âlim ve velîlerindendir. Kastamonu’ya bağlı Küre’de doğdu. Zamânının âlimlerinden aklî ve naklî ilimleri tahsîl etti. Sonra Şeyh İlâhî hazretlerine talebe olup, hizmetinde bulundu. Tasavvufta yüksek mertebelere ulaştı ve kemâle erdi. On altıncı asrın başlarında Bursa’da vefât … Devamını oku

Bu yolun sonu başlangıçta yerleştirilmiştir…

“Bu yüksek yola başlayanlarda, sona varmış olanların hâllerine benzeyen hâller hâsıl olur.”   Tâhir-i Lâhorî hazretleri, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin halîfelerinden ve çocuklarının hocalarındandır. Büyük bir âlim idi. Küçük yaşta memleketindeki âlimlerden zâhirî ilimleri tahsîl etmeye başladı. Tasavvuf yolunda ilerlemek için Serhend’e giderek İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin sohbetlerine devam etti. Senelerce hizmet ederek yüksek derecelere kavuştu. 1630 … Devamını oku

Muhabbetin alâmeti itâat etmektir…

“Sabır, şikâyet etmeksizin üzüntüye katlanmak ve sıkıntılara göğüs germektir.”   Mûsâ bin Mâhîn Mardînî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Mîlâdî on ikinci asırda yaşadı. Mardin’de vefât etti. Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin talebelerindendir. Çok kerâmeti görüldü. Peygamberimizi sallallahü aleyhi ve sellem çok görür, hallerinde hep Resûlullah’a uyardı. Bir kadın, dört aylık çocuğunu ona getirdi. Çocuğa duâ edince, çocuk yürümeye … Devamını oku

Zâhirde halk ile bâtında Hak ile bulunmalı…

Murâd-ı Münzâvî hazretleri buyurdu ki: “Îtikâdda ehl-i hak, yâni Ehl-i sünnet ve cemâat îtikâdı üzere bulunmalıdır.”     Seyyid Murâd-ı Münzâvî hazretleri İstanbul’da medfûn bulunan en büyük üç evliyâdan biridir. 1644 (H.1054) senesinde Buhârâ’da doğdu. Henüz üç yaşında iken ayakları felç oldu. Fakat ayakları sağlam olanlardan daha çok dünyâyı dolaştı. Tahsîl yaşına gelince Keşmîr’e gitti. … Devamını oku

Allahü teâlâ insanlara zulmedenleri sevmez!

“Birinci nasihatim şu ki; Allahü teâlânın sana tebaa olarak verdiği kimselere zulmetme!”   Hâce Muînüddîn-i Çeştî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. 1136 (H.531) senesinde Horasan’da doğdu. Önce Horasan’da aklî ilimleri öğrendi. Sonra Semerkand’a geçti. Irak’a gitmek için yola çıktı. Yolu Hârun kasabasına uğradı ve zamânının en meşhûr velîsi Osman Hârûnî hazretlerini tanımakla şereflenip talebesi oldu, tasavvufta yükseldi … Devamını oku

Kabir azâbını inkâr eden adamın hâli!

Bir kimse kabir azâbının olmadığını kuvvetli delîllerle îzâh edebileceğini söylüyordu!..       Muîdzâde Mehmed Efendi Osmanlı âlim ve velîlerindendir. Aslen Maraşlıdır. 1516 (H.922) senesinde Tarsus’ta doğdu. İlk tahsilini burada yaptıktan sonra İstanbul’da medreselerde meşhur âlimlerden ilim öğrenerek icazet aldı. Bursa ve Edirne kadılıkları, Şam müftülüğü yaptı. 1575 (H.983) senesinde Kudüs kâdısı iken vefât etti. Kâdı … Devamını oku

Abdesti, şartlarına uygun olarak al…

“Her hareket ve işine Besmele ile başladığın gibi, abdest almaya da Besmele ile başla…”     Şeyh Yavsî hazretleri evliyânın büyüklerinden olup Şeyhulislâm Ebüssü’ûd Efendinin babasıdır. İsmi, Mustafa Muhyiddîn-i İskilibî’dir. Çorum’un İskilip kazasında doğdu. Devrinin meşhur âlimlerinden dinî ilimleri tahsil ettikten sonra Şeyh İbrâhim Kayserî’nin sohbetlerinde bulundu. İlim ve edeb öğrendi. İcâzet aldı. Hacca giderken, Amasya’da … Devamını oku

Seher vaktinde istigfâr etmeyi ganîmet bil!

“Seher vaktinde uyanık olmayı mümkün olduğu kadar elden bırakmamalı ve ağlayarak namaz kıl!”   Ebü’l-Kâsım Dûstî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. İsmi Muhammed’dir. İran’da, Geylân bölgesinde doğdu. Seyyid Cemâleddîn Ezherî hazretlerine intisâb edip, talebelerinden oldu. Onun huzûrunda yetişip, talebelerinin önde gelenlerinden ve halîfelerinden oldu. 1360 (H.762) senesinde buradaki İsâr köyünde vefât etti. Sohbetlerinde buyurdu ki: Muhyiddîn-i Arabî … Devamını oku

Ey nefsinin kurtuluşunu isteyen kimse!..

“Sana ilk önce; ayıp ve kusûrlarını gösterecek bir üstâd, hoca lâzımdır.”   Şeyh-i Ekber Muhyiddîn-i Arabî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. 1165 (H.560) senesinde Endülüs’teki (İspanya) Mürsiyye’de (Murcia) doğdu. Burada ve İşbiliyye’de (Sevilla) tahsil yaptıktan sonra Tunus, Fas, Mısır ve Mekke-i mükerremede İbn-i Asâkir gibi büyük âlimlerden ilim öğrendi. Tefsîr, hadîs, fıkıh, kırâat gibi ilimlerde büyük âlim oldu. … Devamını oku