Velîye ve âlime karşı gelmek, dalâlettir!..

“Evliyâdan ve ulemâdan birine düşman olandan uzaklaşmak lâzımdır.”   Belgradlı Nasûh Çelebi Rumeli’de yaşayan büyük velîlerdendir. Belgrat’ta doğdu. Aklî ve naklî ilimleri tahsîl etmek için İstanbul’a gelen Nasûh Çelebi, zamânının meşhûr âlimlerinden istifâde etti. Bu arada tanıştığı, Nakşibendiyye yolunun mensublarından İskender Efendinin sohbetlerine devâm etti. Yüksek makamlara kavuşup kemâle geldi. Hocası tarafından Belgrat’a gönderildi. 1573 … Devamını oku

İnsanların iyisi, insanlara faydası olanlardır.

“Eshâbım için fakirlik saadettir. Âhir zamanındaki ümmetim için zenginlik saadettir…”       İmâdüddîn Nasr bin Abdürrezzâk hazretleri Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin torunudur. Hanbelî mezhebinde ilk Kâdı’l-kudâtdır. 1169 (H.564) senesinde doğdu. Babası ve amcasından hadîs-i şerîf dinledi. Bunlardan fıkıh ve kelâm âlimlerinden icâzet aldı. 1236 (H.633) senesinde vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı:   “Kesb; yaşamak … Devamını oku

Peygamberlerden sonra insanların en üstünü

Hamîdüddîn Nâgûrî hazretleri Hindistan ulemâ ve evliyâsının büyüklerindendir. Jawapur eyâletindeki Nagur’da doğdu. Şam ve Bağdât’ta din ilimleri tahsîl etti. Şihâbüddîn Sühreverdî hazretlerinin sohbetleriyle şereflendi ve halîfesi olarak Hindistan’a gitti. Orada Çeştî büyüklerinden Hâce Kutbüddîn Bahtiyâr Kâkî’ye talebe oldu. Hem Sühreverdî, hem de Çeştî büyüklerinin yolunda ilerledi. Feridüddîn Genc-i Şeker hazretleriyle sohbet etti. Hindistan’ın çeşitli şehirlerinde … Devamını oku

Bidat sahibi olmak en büyük günahtır!

“Günahlardan sakınmayan Müslümanların ibâdetleri sahih olsa da, kabul olmaz.”   Abdülganî Nablüsî hazretleri Osmanlı âlimi ve kerâmetler sâhibi velîlerdendir. 1640 (H.1050) senesinde Şam’da doğdu. Zamanındaki büyük âlimlerden fıkıh ve diğer zahirî ilimleri tahsil etti. Tasavvufta, Kâdiriyye yolunu Seyyid Abdürrezzâk el-Hamevî el-Geylânî’den, Nakşibendiyye yolunu da, Şeyh Ahmed-i Yekdest hazretlerinin halîfesi olan Şeyh Saîd el-Belhî’den tâlîm eyledi. Bu … Devamını oku

Allahü teâlâ, tövbe edenleri sever

Hadis-i şerifte buyuruldu ki: “En iyiniz, günahtan sonra hemen tövbe edeninizdir.”   Seyyid Müştak Efendi Anadolu’da yetişen evliyânın büyüklerindendir. 1758 (H.1172) senesinde Bitlis’te doğdu. Hasan Şirvânî’nin sohbetlerinde bulunup talebelerinden oldu. İcâzet ile şereflendi. 1790-1814 senelerinde İstanbul’a geldi. 1831’de (H.1247) Muş’ta vefat etti. Bir sohbetinde şunları anlattı:Nûr sûresinin otuzbirinci âyetinde meâlen, (Ey müminler! Allaha tövbe ediniz!) buyuruldu. Tahrîm sûresinde, sekizinci … Devamını oku

Kalbin hastalıktan kurtulması için…

Kalbin hasta olması, şeriatin emirlerinin tadını duymamak, yasak ettiklerinden zevk almaktır.   Müstekimzâde Süleymân Sâdeddîn Efendi Osmanlı âlim ve velîlerindendir. 1719 (H.1131) senesinde İstanbul’da doğdu. Zamânın ileri gelen müderrislerinden ilim öğrenip icâzet aldı. İstanbul’daki büyük velîlerden Mehmed Emin Tokâdî hazretlerini tanımak ve ona talebe olmakla şereflendi. Mehmed Emin Tokâdî, Ahmed-i Yekdest hazretlerinin, o da Muhammed … Devamını oku

Tövbe eden günah işlememiş gibi olur

“Günahına pişman olmayıp, dili ile istigfâr eden, Rabbi ile alay etmektedir!..”   Şerefüddîn Yahyâ Münâvî hazretleri fıkıh, hadîs âlimi olup büyük velîlerdendir. 1396 (H.799) senesinde Kâhire’de doğdu. Buradaki meşhur âlimlerden ilim tahsil etti. Birçok âlim ona icâzet verdiler. Şâfiî mezhebi fıkıh âlimlerinin büyüklerinden oldu. 1467 (H.871) senesinde Kâhire’de vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı: Kul … Devamını oku

Dostlarıma ve talebelerime vasiyet ederim ki…

“Ben vefât ettikten sonra, ilk gecede yetmiş bin defâ ‘Lâ ilâhe illallah’ okusunlar.”   Abdürrahîm Müeyyedî hazretleri Kânûnî Sultan Süleymân zamânı âlim ve velîlerindendir. Molla Sinân Paşa ve Hocazâde’nin yanında ilim öğrendi. Zâhirî ilimleri iyice öğrendikten sonra tasavvuf yoluna girdi. Büyük velî İskilipli Şeyh Muhyiddîn Efendinin hizmetinde bulundu. Yüksek hâllere ve mânevî makamlara kavuştu. 1537 (H.944) … Devamını oku

Verilen muhabbeti bir daha almazlar!..

“Tasavvuf yolunda ilerlemek isteyen tâlibe üç şey lâzımdır; taleb, çalışmak, ilim.”       Bâbâ Şeyh Mübârek Buhârî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. On beşinci asırda yaşadı. Seyyid Emîr Külâl (Gilal) hazretlerinin oğlu Seyyid Emîr Hamza’nın talebesidir. Seyyid Emîr Külâl’in talebesi olduğu da rivâyet edilmiştir. Evliyânın meşhûrlarından olan Hâce Muhammed Pârisâ, Mübârek Buhârî’nin de sohbetinde bulunup feyiz … Devamını oku

İçi dışı bir olan kul gerçek kuldur!..

Kalbin doğruluğu amellerin doğruluğu iledir. Amellerin doğruluğu da niyetin doğruluğu iledir. Mutarrif bin Abdullah hazretleri Tabiînden hadîs ve fıkıh âlimi ve evliyânın büyüklerindendir. Babasından, hazret-i Osman, Ali, Ubey bin Ka’b, Ebû Zerr, İmrân bin Hüseyin, Ümmül müminin Âişe, Abdullah bin Mugaffel ve Muâviye (radıyallahü anhüm) ve Eshâb-ı kirâmdan birçok zâttan hadîs-i şerîf rivâyet etti. 713 … Devamını oku

Cimrilerle ve yalancılarla  dost olmaktan sakın!..

“Ey evlâdım! Fasıklarla arkadaşlıktan çok sakın. Böyle insanlar seni bir lokmaya değişebilir!..”   Hasırcızâde İzzî Efendi Osmanlı âlim ve velîlerindendir. İstanbul’da doğdu. İsmi Mustafa İzzî olup, Süleymân Sıdkî Efendinin terbiyesiyle yetişti. Hocasından icâzet aldı. Hocasının emriyle Sütlüce’deki dergâha yerleşip talebe yetiştirmeye başladı. Dergâhı, “Hasîrîzâde Dergâhı” diye şöhret buldu. 1823 (H.1239) senesinde İstanbul’da vefât etti. Bir … Devamını oku

Olgunluklara kavuşmanın yolu, Allah’a muhabbettir…

Allahü teâlâ insanı kalp ve bedenden meydana gelen bir varlık olarak yaratmıştır.   Mustafa Hâki Efendi Osmanlı âlim ve velîlerindendir. Tokat’ta doğdu. İlk tahsilini Tokat’ta yaptıktan sonra, Çorum Şeyhi Şîranlı Mustafa Efendiye talebe olup icâzet aldı. Sonra Tokat’a dönüp, talebe yetiştirmeye başladı. 1908’de ikinci Meşrûtiyetin ilânı sebebiyle yapılan seçimde devrin ileri gelenlerinin arzûsuyla Tokat mebûsu … Devamını oku

Namaz kılmayanın dîni yıkılır…

Namazları, müstehap zamanlarda, şartlarına ve edeblerine uygun kılmalıdır.       Tekirdağlı Feyzi Efendi Osmanlı âlim ve velîlerindendir. Gümüşhânevî Dergâhının son şeyhidir. 1851 (H.1267) senesinde Tekirdağ’ın Kılıçlar köyünde doğdu. İlk tahsîlini memleketinde gören Feyzi Efendi, İstanbul’a gelerek birçok âlimden ders okudu ve icâzet aldı. Bâyezîd Câmiinde ders okutmaya başladı. Sonra İstanbul Müderrisliği vazîfesi verildi. 1910 … Devamını oku