Allahü teâlâ ilmi şerefli kıldı…

“İlim, şerefli olanın şerefini arttırır. Köleyi, meliklerin, sultanların makamlarına yükseltir”       Ebû Ertât Nehaî hazretleri tebe-i tâbiînden olup hadis âlimidir. Küçük yaşta fıkıh öğrendi ve iyi yetiştiği için yirmi altı yaşlarında Kûfe’de fetva vermeye başla­dı. “Büyük fakih”, “Irak müftüsü” gibi un­vanlarla anıldı. Kabiliyeti ve zekâsı sebe­biyle Abbasî Halifesi Ebû Ca’fer Mansûr onu yanına … Devamını oku

İhlâs, hiçbir amelini beğenmemektir…

“Sabır; şikâyeti terk etmek, belâlara zevk alarak rızâ göstermektir.”       Rüveym bin Ahmed hazretleri meşhur velîlerdendir. Cüneyd-i Bağdâdî hazretlerinin arkadaşı idi. Bağdât’ta doğdu. İdrîs bin Abdülkerîm el-Haddâd’dan kırâat ilmini öğrendi. 915 (H.303) târihinde Bağdât’ta vefât etti. Buyurdu ki:   “Allahü teâlâ rızâsını tâatte, gazabını mâsiyette (O’na isyân etmede) saklamıştır.”   “Allahü teâlâdan râzı … Devamını oku

Velîlerin büyüklüğünü din câhili anlayamaz!

Peygamberlerin ve evliyânın yüksekliklerini ve üstünlüklerini anlamayan kimseler, din câhilleridir.       Eşheb el-Kaysî hazretleri Mâlikî fıkıh âlimidir. 140 (m. 757)’de Kahire’de doğdu. İmam-ı Mâlik hazretlerinin önde gelen talebelerinden olup, mezhepte müctehid idi. Bazı ictihadları üstadına uymamaktadır. 204 (m. 820)’de Kahire’de vefat etti. Buyurdu ki:   İslâm âlimlerinin hepsi diyor ki: “Ölmek, yok olmak … Devamını oku

Allahü teala dilediğini temize çıkarır…

Nefsin tezkiyesi, temizlenmesi ancak Allah’a sığınmak ve O’ndan yardım istemekle mümkündür.       Ebü’l-Feth Rükneddîn hazretleri Hindistan’ın meşhur velîlerindendir. Mültan’da doğdu. Dedesi Şeyhülislâm Behâüddîn Zekeriyyâ ve babası Şeyh Sadreddîn’den ilim ve feyiz aldı. Kutbüddîn Bahtiyâr Kâkî, Nizâmüddîn Evliyâ ve Ferîdüddîn Şeker Genc gibi büyüklerle sohbet etti. Şihâbüddîn Sühreverdî hazretlerinin yolunda dîn-i İslâma hizmet ile … Devamını oku

Dünyâyı isteyen kimse, deniz suyu içen gibidir!

“Deniz suyundan içen, ne kadar içse susuzluğa kanmaz. İçmeye devam eder ve sonunda ölür!..”       Hâce Rükneddîn-i Çeştî hazretleri Hindistan’ın meşhur velîlerindendir. 1546 (H.953) senesinde vefât etti. İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin babası Abdülehad’ın hocasıdır. Evliyânın meşhûrlarından Şeyh Abdülkuddûs’ün ikinci oğlu ve tasavvufta halîfesidir. Babasından sonra irşâd makâmına geçmişti. Babasından başka, zamânın meşhûr âlimlerinden olan … Devamını oku

“Mümine eziyet etme, câhili karşına alma!”

“Allahü teâlâ, safâyı, güzelliği helâl yemede, helâl giymede; katılık ve sıkıntıyı da haramda kıldı.”       Sadreddîn Rûzbehân hazretleri evliyânın büyüklerindendir. 1132 (H.527) de İran’da Şiraz’da doğdu. On beş yaşlarında iken Hızır aleyhisselâmla görüştü. Genç yaşından îtibâren ibâdet ve tâatle meşgûl oldu. Tasavvufta yetişmek için Irak, Kirman, Hicaz ve Şam’a seyâhat etti. Irak’ta Şeyh Câgir’e … Devamını oku

Öfkeden intikam hırsı hüzünden dert doğar!

“Ahlâkın en güzeli, gücü yettiği hâlde affetmek ve kendi ihtiyâcı olan şeyi cömertçe vermek.”       Mehmed Rûşen Efendi İstanbul Üsküdar’daki Azîz Mahmûd Hüdâî dergahı şeyhlerindendir. 1719’da Mudanya’da doğdu. Babası Abdurrahmân Efendi İsmâil Hakkı Bursevî hazretlerinin halîfelerindendi. Babası hicret ederek İstanbul’da Kapıağası zaviyesine şeyh oldu. Mehmed Rûşen Efendi tahsiline burada devâm etti. Celvetî yolundan … Devamını oku

Arslan bin Yâkûb

Ârif, öyle bir kimsedir ki, Allahü teâlâ onun kalbine bütün varlıkların sırlarını bir sayfa hâlinde yerleştirmiştir       Arslan bin Yâkûb hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Türkmen asıllıdır. 1164 (H.560) senesinde Şam’da vefât etti. Zamanındaki büyük velilerin sohbetlerinde yetişti ve kemale gelerek talebe yetiştirdi. Kerâmetleri ve güzel hâlleriyle meşhûr oldu.Ona bir gün; “Ârif kime denir?” dediler. … Devamını oku

Meyyit, ziyârete gelenleri tanır…

“Bir kimse, din kardeşinin kabrini ziyârete gider ve mezârı başında oturursa onu tanır ve selâmına cevap verir.”       Şihâbüddîn Remlî hazretleri Fıkıh âlimi ve evliyânın büyüklerindendir. 1371 (H. 773) senesinde Filistin’in Remle köyünde doğdu. On yaşında iken Kur’ân-ı kerîmi ezberledi. El-Kalkaşendî ve İbn-ül-Hâim’den Hâvî adlı eseri okudu ve medresede bir müddet ders verdi. … Devamını oku

Dili çöl güneşinde çatlamayan zemzemin lezzetini bilemez!

Enis Dede, Mevlevî yolunun meşhûrlarındandır. Tahsîline memleketi olan Edirne’de başladı. Sonra İstanbul’a gidip Yenikapı Mevlevîhânesi şeyhi Ahmed Dede’ye talebe oldu. Bu hocasının derslerinde ve sohbetlerinde bulunup Mevlevî yolunda yetişti. Sonra Edirne Mevlevîhânesi şeyhliği verildi. Elli iki sene bu hizmeti yapıp, insanlara İslâmiyeti öğretti. 1734 (H.1147) senesinde Edirne’de vefât etti. Osmanlı sultanlarından Dördüncü Mehmed Han, Sultan … Devamını oku

“İnsana, bir musîbet gelince hislenmemesi mümkün mü?”

Ömer bin Abdül-aziz: “Ey müminlerin emîri! Sabretmeniz gerekir. Yoksa, ecir ve sevâbınız boşa gider!”       Ebû Nasr Recâ bin Hayve hazretleri Tâbiînin büyük fıkıh âlimi ve velîlerdendir. Filistin’de doğdu. 730 (H.112) târihinde vefât etti. Fakihliği yanında, büyük bir hadîs âlimidir. Abdullah bin Amr bin Âs, Ebüdderdâ, Ebî Saîd-ül-Hudrî ve daha Eshâb-ı kirâmdan “radıyallahü anhüm” … Devamını oku

İşte Allah’tan korkmak böyle olur!..

Rebî bin Haysem, gözünü haramlardan o derece korur ve etrafına bakınmazdı ki, bazıları onu kör zannetmişlerdir.   Rebî bin Haysem hazretleri Tâbiîn devrinde Kûfe’de yetişen büyük âlim ve velîlerdendir. Kûfe’de doğdu. 687 (H.68) senesinde Horasan’da Tûs şehrinde vefat etti. Abdullah ibni Mes’ud, Ebû Eyyûb el-Ensârî ve birçok Eshâb-ı kirâmdan “radıyallahü anhüm” hadîs-i şerîf rivâyetinde bulundu. … Devamını oku

Tasavvuf, herkese merhametli olmaktır!

Tasavvuf, Kitaba ve Sünnete uymak, bid’atlerden sakınmak, tasavvuf büyüklerine saygılı olmaktır.        Mahfî Efendi Anadolu velîlerindendir. İsmi Ramazan’dır. 1542 (H.949) senesinde Afyonkarahisar’da doğdu. 1616 (H.1025) târihinde İstanbul’da vefât etti. Önce din ve fen ilimlerini öğrendikten sonra, tasavvuf yoluna girdi. Evliyâdan, Şeyh Kâsım Çelebi hazretlerinin sohbetlerinde yetişti. İcâzet aldı. Sonra İstanbul’a geldi ve Kocamustafapaşa … Devamını oku