İmândan sonra en kıymetli ibâdet namâzdır…

Allahü teâlânın en çok beğendiği ve tekrâr tekrâr emrettiği şey, beş vakit namâzdır.       Ebü’l-Fazl Hemedânî hazretleri Şafiî fıkıh ve hadîs âlimidir. İran’da Hemedân’da doğdu. 433 (m. 1041) yılında Hemedân’da vefât etti. Temel din bilgilerini öğrendikten sonra, çeşitli şehirlere gidip ilim tahsil eden Ebü’l-Fadl Hemedânî, fıkıh ilminde Hemedân’ın en ileri gelen âlimi idi. … Devamını oku

Yâ Resûlallah! Bugün sana misafir geldim…

Bir kimse, “Allahümme innî es’elüke bi-câh-i Nebiyyikel-Mustafâ” diyerek bir duâ etse, duâsı reddolunmaz.       Ziyâüddîn Ahıskavî Efendi Osmanlı âlimlerindendir. İsmi Abdullah’tır.  1146 (m. 1733) senesinde şimdi Gürcistan’da bulunan Ahıska şehrinde doğdu. Babasının vefâtından sonra Kars’a gelerek, Berküşâdî’den usûl-i fıkıh ve hadîs ilimlerini okudu. Bu hocası tarafından kendisine icâzet ve “Ziyâüddîn” lakabı verildi. Orada bir … Devamını oku

İlme, gece gündüz bir dost gibi yapış!

“İlim ona üstün gelme düşüncesiyle alınır ve öğrenmeye çalışılırsa, ilim gâlib ve üstün gelir.”       Şumnuluzade Ahmed Efendi Gülşenî tarikatının şeyhlerindendir. Bursa’da doğdu. İlim tahsîli için Mısır’a gitti. Bu esnada Muhyîzade Hasan Efendi vasıtasıyla tarikat yoluna girmiştir. Bundan sonra icazet verilerek Bursa’ya gönderildi. Ulucami yakınında Karaçelebizade Abdülaziz Efendinin yaptırdığı Sıbyan mektebine muallim oldu. … Devamını oku

“İlmiyle amel etmeyenin ilmine güvenilmez!..”

“İnsanlar neyi istediklerini bilselerdi, arzu ettikleri şey için verdikleri onlara zor gelmezdi.”       Abbâs bin Hamza Nişâbûrî hazretleri hadîs ve tasavvuf âlimlerindendir. Zünnûn-i Mısrî ve Bâyezîd-i Bistâmî ile arkadaşlıkları oldu. Hadîs-i şerîf öğrenmek için memleketleri gezerdi. Vaaz ederek, insanlara emr-i ma’rûf yapardı. Horasan’da Nişâbûr’da doğdu. 288 (m. 900) senesinde vefât etti.    Zünnûn-i Mısrî … Devamını oku

Toprak, peygamberlerin cesedlerini çürütmez!

“Allahü teâlâ toprağın peygamberleri çürütmesini haram etmiştir.”       Ebü’l-Fadl er-Riyâşî hazretleri hadîs, nahiv ve lügat âlimlerindendir. 177 (m. 793) târihinde doğdu. 254 (m. 871) yılında Bağdâd’ta vefat etti. Zamanın büyük alimlerinden ilim öğrendi ve çok talebe yetiştirdi.   Hadis-i kudsîde, (Allahü teâlâ buyurdu ki: Evliyâmdan birine düşmanlık eden benimle harp etmiş olur. Kulumu bana … Devamını oku

Resûlullahı vesîle ederek dua eden muradına erer

İslâm âlimleri, Resûlullahı vesîle ederek, Allahü teâlâdan lütuf ve merhamet dilemişlerdir.       Muhyiddîn bin Ebü’l-Kâsım Sa’dî hazretleri Mâlikî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 814 (m. 1411) senesinde Mekke-i mükerremede doğdu. Orada zamânının ileri gelen âlimlerinden fıkıh, hadîs, tefsîr, usûl ve edebî ilimleri tahsil etti. 880 (m. 1475) senesinde yine Mekke-i mükerremede vefât etti. Bir dersinde … Devamını oku

Cennete girenlerin yüzleri ay gibi parlar

“Ümmetimden Cennete ilk girenlerin yüzleri, mehtaplı bir gecede görünen ay gibidir…”       Süleymân bin Mihran hazretleri Tabiîn devrinin büyük hadîs, kırâat, fıkıh imamlarındandır. A’meş ismiyle meşhur oldu. 61 (m. 680)’de Kûfe’de doğdu. 148 (m. 765)’de vefât etti. Hadîs ilminde hafız olup, yüz bin hadîs-i şerîfi râvileri ile birlikte ezberlemişti. Kırâat ilminde on imamdan sonra … Devamını oku

Sâlih amel işleyenlerin mükâfatları ne güzeldir

“Kıyâmet günü, fazîlet sâhipleri kalksın diye çağrılır. İnsanlar arasında bir grup kalkar…”       İmâm-ı Zeynelâbidîn hazretleri Tâbiînin büyüklerinden ve Oniki İmâm’ın dördüncüsüdür. İsmi, Ali bin Hüseyin bin Ali bin Ebî Tâlib’dir. 666 (H.46) senesinde Medîne-i münevverede doğdu. Hadîs, fıkıh ve tasavvuf ilminde âlimdi. Eshâb-ı kirâmdan çoğunu görmüştür. Hazret-i Abdullah ibni Abbâs, hazret-i Ebû … Devamını oku

Bu âleme gelen elbette göçecektir!..

“İnsân ölünce, (Dünya hayatı) biter. (Âhiret hayatı) başlar. Âhiret hayatı üç kısmdır.”       Mehmed Suhufî Efendi Niyazi Mısrî hazretlerinin baş halifelerinden olup Bursalıdır. 1146 (m. 1737)’de Bursa’da vefat ederek (Niyazi Mısrî Dergâhı)na defnedildi. “Zeynü’l-Â’yâd” ismindeki eserinde şöyle anlatır:   Allahü teâlâ kullarının dünya ve âhıret saadetine kavuşmaları için Peygamberleri vâsıtası ile emirlerini ve yasaklarını bildirdi. … Devamını oku

Sahte altınla halis altın ayarda bilinir

“Allahü teala kimin ruhuna mihenk korsa ancak o kişi, yakini şüpheden ayırt edebilir.”       Musa Safiyyullah Dede Mevlevî şeyhlerindendir. Babası Adanalı Celâl Ali Dede Efendi Trablusşam mevlevîhanesi şeyhi iken Trablus’ta doğdu. Babasından Mevlevî yolu terbiyesi aldıktan sonra tefsir, hadis gibi yüksek ilimleri Abdülgani Nablusî hazretlerinden tahsil etti. Son şeyhliği İstanbul’da Yenikapı Mevlevîhanesinde idi. 1157 (m. … Devamını oku

Yemekle dolan midede hikmet durmaz!..

“Eline iki ekmek geçip, bunların hangisi helaldendir diye araştırmadan yiyen kimse, felah bulamaz.”       Ahmed Sûzî Efendi hazretleri âlim ve evliyânın büyüklerindendir. Şeyh Şemseddin Sivasî hazretlerinin torunlarından olup Sivaslıdır. Âlet ilimlerini ve yüksek ilimleri Hâdimî merhumdan, tasavvuf ilmini de Şeyh Abdülmecid Efendiden tahsil etti. 1246 (m. 1830)’da vefat etti. Bir dersinde şunları anlattı: … Devamını oku

“Kalbini en iyi koruyan diline hâkim olandır…”

“Allah korkusunun alâmeti, diğer bütün korkulardan kişiyi emin kılmasıdır.”       Kırımlı Selim Efendi Kadiri tarikatı şeyhlerindendir. İstanbul’da tahsilini tamamladıktan sonra kadılık mesleğine girdi. Bosna kadı vekilliğinde iken mesleğini terk edip evvelâ Şeyh Muhammed Efendi, sonra Kadiri şeyhlerinden Kesriyeli Şeyh Hüseyin Efendinin sohbetlerine devam edip tasavvufta yükselerek icazet aldı. 1170 (m. 1756)’da Rumeli’de Köprülü’de … Devamını oku

“Benim kadar hiç kimse eziyet çekmedi…”

“Hazret-i İbrâhim’in ateşe atılması belâ değildi. Hazret-i Zekeriyyâ’nın parça parça edilmesi sıkıntı değildi…”       Mehmed Sükûnî Efendi Halvetî tarikatı şeyhlerinden olup Bolu-Mudurnuludur. İlim tahsilini bitirdikten sonra Niyazi Mısrî Hazretlerine intisab ederek tasavvufta yükseldi. Gelibolu müftüsü iken ziyaret maksadıyle Bursa’ya geldiklerinde 1103’de (m. 1691) vefat etti. Bir dersinde şunları anlattı:   Büyüklerimiz buyurdular ki: Bir kimsenin … Devamını oku