Kur’ân-ı kerîm okumanın fazîleti

Bu ayda, Kur’ân-ı kerîmi çok okumalıdır. Kur’ân-ı kerîmi tecvîde uygun öğrenmeli ve her gün az da olsa, okumaya çalışmalıdır.        İçerisinde bulunduğumuz mübârek ramazân ayına çok hürmet etmelidir. Hürmet etmek, günâhlardan uzaklaşmakla ve ibâdetleri yapmakla olur. Hürmet edip, saygı gösteren, kat kat karşılığını görecektir. Fakat, bu mübârek zamanlarda, va’dedilen sevâplara kavuşabilmek için, her şeyden önce i’tikâdı düzeltmek  lâzımdır. İlmihâl … Devamını oku

Ramazân ayının Kur’ân-ı kerîmle münâsebeti

Ramazân-ı şerîf ayının Kur’ân-ı kerîm ile tâm bağlılığı olduğu için, bu ay, bütün hayırları ve bereketleri kendinde toplamıştır.    Mübârek Ramazân ayında, Kur’ân-ı kerîmi okumanın, hatim yapmanın fazîleti çok büyüktür. Büyük âlim ve velîlerden İmâm-ı Rabbânî hazretleri;  “…Kur’ân-ı kerîm, mubârek Ramazân ayında inmeye başladı. Bakara sûresinin 185. âyet-i kerîmesinde, (…Kur’ân-ı kerîm, Ramazân ayında indirildi…)  buyuruldu… Ramazân-ı şerîf ayının Kur’ân-ı kerîm ile … Devamını oku

Ramazân-ı şerîfin fazîleti

“Ramazân ayında âilenizin nafakasını geniş tutun. Bu ayda yapılan harcama, Allah yolunda (cihâd uğrunda) yapılan harcama gibi sevâptır.”   Sahâbe-i kirâm, “Yâ Resûlallah! Her birimiz, bir oruçluyu doyuracak kadar zengin değiliz. Biz bu büyük sevâptan mahrûm mu kalacağız?” diye sordu. Resûlullah aleyhisselâm, Eshâbına şöyle cevap verdi: “Bir hurma ile iftâr verene de, yalnız su ile oruç açtırana da, biraz … Devamını oku

Oruç, farz bir ibadettir…

Oruç tutmak, biz ümmet-i Muhammed’e, Bedir gazâsından da bir ay önce farz olmuştur.   İslâmın 5 şartından (kelime-i şehâdet, namaz ve zekâttan sonra) dördüncüsü, mübârek Ramazân ayında, akıllı, bülûğa ermiş, erkek ve kadın her Müslümânın her gün oruç tutmasıdır. Kur’ân-ı Kerîm’de, Bakara sûresinin 183. âyet-i kerîmesinde, oruç ibâdetiyle ilgili olarak şöyle buyurulmuştur (meâlen): “Ey îmân edenler! Oruç, sizden önce … Devamını oku

İyi bir insan olmak için…

İyi bir insan, kâmil bir Müslümân olmak için, ilk olarak, doğru bir itikâda sâhip olmak, yanî Ehl-i Sünnet itikâdında olmak lâzım.   Umûmî olarak her insan, iyi bir insan olarak anılmak ister… Her âile, bütün âile ferdlerinin iyi insan olmalarını ister… Her devlet de, kendi vatandaşlarının iyi insanlar olmalarını arzû eder. Ayrıca herkes mutlu yanî mes’ûd ve bahtiyâr olmak ister. Peki, iyi bir insan nasıl olunur ve … Devamını oku

Dîn-i İslâm’ın temeli nedir?

Hazret-i Âdem aleyhisselâmdan Peygamber Efendimize gelinceye kadar dîn tektir, o da tevhîd dîni olan İslâmiyettir.   Bir babanın veya annenin evlâdına olan şefkat ve merhametinden daha çok, kullarına şefkat ve merhamet eden Cenâb-ı Hak, insanları küfürden, dalâletten, sapıklıklardan, ahlâksızlıklardan, zulmetten, karanlıklardan, kötülüklerden, çirkinliklerden, bozukluklardan kurtarmak için, onlara “dîn” göndermiştir. Umûmî bir tarîf yapmak gerekirse, “İslâm dîni”, Allahü teâlânın, Cebrâîl ismindeki … Devamını oku