Oruç tutmakla melekler gibi oluyoruz…

Rabbimize şükrümüzü hakkıyla yapmamız mümkün değildir. Nimetlerin O’ndan olduğunu bilmemiz kâfidir…         Rabbimizin, üzerimizdeki nimetleri sayılamayacak kadar çoktur. İçinde bulunduğumuz bunca nimetleri biz istemedik, böyle bir talebimiz de olmadı. Bizim bunlara muhtaç olduğumuz, bunlarsız yapamayacağımız bilindiği için ihsan edildi. Biz bilsek de bilmesek de hakikat budur… Evet, nimetler içinde yüzüyoruz… Peki, kavuştuğumuz bunca … Devamını oku

Kulun, sabretmekten başka çaresi yoktur!

Sabretmek sadece insanlara mahsustur. Melekler sabretmezler, çünkü onlar yemez, içmez ve hasta olmazlar. Hayvanlarda da sabır söz konusu değildir.      Oruçta, sayılamayacak kadar çok faydalar vardır. Fakat biz orucu bu faydalar için değil, dinimizin emri olduğu için tutuyoruz. Mesela oruç bize sabretmeyi öğretir… Sabretmek, kurtuluşa, başarıya sebep olan güzel huydur. Sabır, Peygamberlerin hasletlerindendir… Sabretmek sadece insanlara mahsustur. Melekler … Devamını oku

Hayırlı idareciler, Rabbimizin rahmet gölgesi altındadır…

  Hadis-i şerifte buyuruldu ki: “Cenab-ı Hak bir millete iyilik yapmayı murat ederse, onlara hayırlı idareciler nasip eder.”     Sevgili peygamberimiz (aleyhisselâm) Eshab-ı kirâm (aleyhimürridvan) ile otururlarken onlara şöyle bir soru sorar: -Ben şu an aranızdayım, hep beraber Asr-ı saadeti yaşıyoruz. Risâlet vazifem tamam olduktan sonra artık dünyada işim kalmaz, aranızdan ayrılacağım… Benden sonra sizin için … Devamını oku

Kalpler, Yaradan’dan gafil olursa!..

  Bir adam İsa aleyhisselam ile arkadaşlık yapmak ister. Büyük nebi kırmaz, birlikte yola çıkarlar… Bir müddet yürüdükten sonra su başında dururlar…     Bütün kötülüklerin başı, kalbin Rabbinden gafil olmasıdır. Ahiret günü haramın azabı olduğu gibi, helâlin de hesabı vardır. İmam-ı Gazâli (rahmetullahi aleyh) İhya-ül Ulum kitabında bu hususta şu ibretlik kıssayı nakleder: Bir adam İsa aleyhisselam … Devamını oku

Üzüntümüz eksilmedi; arttı…

Enver Abimiz müstesna bir kişiliğe sahipti. Ayrılık dayanılacak gibi değil, hasret dineceğe benzemiyor. Belki onlara kavuşmakla biter…     Geçtiğimiz günlerde rahmet-i rahmana gönderdiğimiz Enver Abimiz müstesna bir kişiliğe sahipti. Zarifti, neşeliydi, hatırnazdı, dindardı. Onu tanıyanlar için ayrılık kolay değil ama biz kadere inanan insanlarız. Tahammüle çalışmalıyız. “Bu da geçer, zamanla hafifler” diye teselli buluyorduk, fakat üzüntümüz eksilmedi, … Devamını oku

Dünya bir saksı parçası, ahiret ise altın kupadır…

Bu dünyada herkes yolcudur, geldik gidiyoruz. Yolcuların birbirlerine yardım etmesi, el ele vermeleri, kardeş gibi olmaları lazımdır.     Bir kimsenin dünya ticareti, ahiret ticaretine mâni oluyorsa, bu kimse bedbahttır. Bir çömlek almak için, altın kupa verene ne denir? Dünya saksı parçası gibidir. Hem kıymetsizdir, hem de çabuk kırılır. Ahiret ise altın kupa gibidir ve … Devamını oku

Nefis, şeytandan daha tehlikelidir!..

Nefisle olan cihadın galibi büyük nimetlere kavuşur, en büyük düşmanını mağlup etmek zevkine erer. Mağlubu ise büyük sıkıntılara girer.     Nefis Allahü teâlânın düşmanıdır. Nefsin arzularının, insanı Allah yolundan saptırıcı oldukları, Kur’ân-ı kerimde haber verilmiştir. Çünkü nefis, daimâ Rabbimizi inkâr ve ona isyan etmek ister. Bunun için her istediği kendi zararınadır. Her işte, nefsin … Devamını oku

Kimi seversen sev  bir gün ayrılacaksın!

Hadis-i şerifte buyuruluyor ki: “Ne kadar yaşarsan yaşa, bir gün öleceksin. Kimi seversen sev bir gün ayrılacaksın. Ne yaparsan yap karşılığını göreceksin.”     Kim ömrünün uzun olmasını istemez ki! Herkes “mümkün olsa da hep yaşasam” temennisinde bulunur. Hayat şartları zor olsa bile insanlar yaşamaktan memnundur. Dualarımızda da bunu hatırlarız. Birisinden bir iyilik gördüğümüzde; “ömrün uzun … Devamını oku

Çok gülmek kalbi karartır!

Lâtife tatlıdır ama belli bir ölçüde olursa. Şakayı tuza benzetmişler; hiç olmazsa yemeğin tadı olmaz, çok olursa yenmez!..   Şakalaşmak güzeldir. Lâtife tatlıdır ama belli bir ölçüde olursa. Şakayı tuza benzetmişler; hiç olmazsa yemeğin tadı olmaz, çok olursa yenmez!.. Düşmanlıkların çoğu, aşırı şakalaşmaktan meydana gelir. Buna, zaman zaman hepimiz şahit oluruz. Bazen dinleyenleri daha çok … Devamını oku

Müslümanın hüsn-i zannı nasıl olmalı?

Müslüman, bir çocuk gördüğü zaman, “Bunun günahı yoktur, benim günahım çoktur. Binâenaleyh bu çocuk benden daha faziletlidir” demelidir.   Mümin kardeşinin kusurlarını araştırmak; kendi ayıplarını görmeyip onun günah işlediğini zannetmek suizandır. Zan etmek, yani kalbin o tarafa kayması suizan olur. Fasığa suizan câiz olmadığı gibi, salih kimseye suizan asla câiz değildir. Müslümanın bir işinde veya sözünde birçok küfür … Devamını oku

Kandiller geçidi “Üç Aylar”

Müminlerin gönülleri gibi gecelerini de aydınlatan kandillerin dört tanesi “Üç Aylar”ın içindedir. Bunların ilki “Regâib Kandili”dir…     Müminler olarak bizleri manevi zevklere kavuşturan ve fevkalâde hallerin meydana geldiği mübarek günlerimiz, mübarek gecelerimiz ve mübarek aylarımız vardır. Mübarek günlerimizin başında cuma günü, arefe günü ve bayram günlerimiz gelmektedir. Bir bayram sabahında kılınan bayram namazının, yapılan … Devamını oku

Rabbini bilen elbette onu sever…

  Ahirette en çok mesut olanlar, Allahü teâlâyı en çok sevenlerdir. Ahiret demek, Allahü teâlâya kavuşmak saadetine ermek demektir. Uzunca bir hasretten sonra ebediyyen sevgilisine kavuşmaktan daha büyük sevinç ne olabilir? Herkes kendi varlığının hiç yok olmadan devam etmesini ister. Kendini ve Rabbini bilen, kendi varlığının elinde olmadığını bilir. Bunun Allahü teâlânın dilemesiyle var olduğunu da … Devamını oku

Bir sene daha rüzgâr gibi geçti…

Hatalarımızı da tespit etmeliyiz, onları bir daha hiç yapmamaya veya çok daha az yapmaya şartlanmalıyız. Yeni yıl böyle kutlanır.    Ömür takvimimizden bir yaprak daha düşmek üzere… Bırakın seneleri, nefeslerimiz sayılı, öyle bir hayat yaşıyoruz ki; her an bir nefes daha azalıyor… Geçirdiğimiz yılda iyi ve yararlı işler yaptıysak onları bu yeni yılda artırmaya çalışmalıyız, “Nasıl daha … Devamını oku