Ruh, nefis, ilham, vesvese…

Geçenlerde ziyaretine gittiğim bir yakınım “Günümüzde ‘unuttum’ yerine ‘aklımdan gitti’, ‘hatırladım’ yerine ‘aklıma geldi’ diyorlar… ‘Âfiyet olsun’ yerine ‘yarasın’ diyorlar. Böyle kelimeler kullanmanın dinen bir mahzuru olur mu?” diye sordu… Efendim, akıl, iyiyi kötüden ayıran bir kuvvettir. Hafıza gibi bilgi deposu değildir, unutmak veya hatırlamak gibi bir görevi yoktur. Fakat herkes böyle söylediği için üzerinde durmaya değmez. Dinen de … Devamını oku

Hûd aleyhisselam

Hûd aleyhisselam, Yemen’de bulunan Âd kavmine gönderilen peygamberdir. Nûh aleyhisselamın oğlu Sâm’ın neslindendir… Yemen’de Aden ile Umman arasında bulunan Ahkâf diyârında doğup yetişti. Gayet şefkâtli ve çok cömertti… “Nûh tûfânı”ndan sonra, Hazreti Nuh’un torunlarından biri olan Âd, Yemen’de Hadramut civârında Ahkâf denilen bölgede yerleşti. Âd’ın neslinden gelen insanlar çoğalarak büyük bir kavim oldular. Bunlara Âd … Devamını oku

Müslüman’dan, Yahûdî’ye de Hıristiyan’a da zarar gelmez…

Müslüman örnek insan demektir. Zaten İslamiyet’in ilk zamanlar kısa zamanda hızla yayılması, Müslümanların güzel ahlâkı sebebiyle oldu…   İsâ aleyhisselâmın diri olarak semâya kaldırılışından sonra, üçyüz sene içerisinde putperestler ve Yahûdîler, defalarca Nasrânîlere umûmî katliâmlar yaptılar. Ellerinde bulunan kitapları ve risâleleri, yırtarak ve yakarak yok ettiler. Emirleri altında bulunan Îsevîlere, her geçen gün hakâretlerini arttırarak … Devamını oku

Nuh aleyhisselam

Hazret-i Nuh, İdris aleyhisselamdan sonra gönderilen peygamberlerdendir. Allah korkusundan dâima ağladığı için adına, çok ağlayan, inleyen mânâsına gelen “Nuh” denilmiştir… Çiftçilikle, hayvan yetiştirmekle, marangozluk ve ev inşasında çalışıyordu. Doğru yoldan ayrılmış, putpereset insanların kötülüklerinden tamâmen uzak duruyordu. Elli yaşında iken, Allahü teâlâ, onu insanlara peygamber olarak gönderdi. Kendisine yeni bir din ve kitap verilmeyip, önceki … Devamını oku

Bir cuma günü yaşanan değirmen macerası!..

Din büyüklerimiz buyuruyor ki: “Kime dinin emirlerini yapmak kolay gelirse, onun salih biri olduğu anlaşılır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:  (Ahirete ait istediğine kolayca kavuşur, dünyaya ait olana kavuşman zorlaşırsa, bil ki sen iyi bir hâl üzerindesin. Bunun tersi olursa kötü hâldesin!) [Beyheki]            *** Hamid-i Lifaf hazretleri, dokuzuncu asırda Belh’te yaşamış Allah … Devamını oku

Büyük Selçuklu Sultanı Muhammed Alparslan

Bugün, Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan’ın vefat yıl dönümüdür. (25 Kasım 1072)  Muhammed Alparslan, Türk milletinin en büyük kahramanlarındandır. Malazgirt’te Bizans ordusunu yenerek Türklere Anadolu kapılarını açmıştır… Sultan Alparslan, tarihî zaferlerinin yanı sıra, medreseler kurmak, ilim adamlarına ve talebeye vakıf geliri ile maaşlar tahsis etmek, imar ve sulama tesisleri yapmak suretiyle de büyük hizmetler yaptı. Zamanında; İmam-ı Gazali ve İmam-ı … Devamını oku

İdrîs aleyhisselam

Şît aleyhisselamdan sonra insanlar maddeten ve mânen bozuldular. İdrîs aleyhisselam, Kâbil’in evlâdından bir topluluğa peygamber olarak gönderildi…   İdrîs aleyhisselam, Kur’ân-ı kerîm’de ismi geçen peygamberlerdendir. Şit aleyhisselamın torunlarındandır. Asıl ismi Ahnûh veya Hanûh’tur. Kur’ân-ı kerîmde İdrîs diye bildirildi. Kendisine peygamberlik, hikmet ve sultanlık verildiği için “Müselles bin-Ni’me” (kendisine üç nîmet verilen) de denilmiştir. Babasının adı Yerd, annesinin … Devamını oku

Şit aleyhisselam

Şit (Şis) aleyhisselam, Âdem aleyhisselamdan sonra gönderilen peygamberdir. Âdem aleyhisselamın oğludur. Âdem aleyhisselamın oğullarından Hâbil ile Kâbil arasında çıkan anlaşmazlık netîcesinde Kâbil, Hâbil’i öldürünce, Allahü teâlâ, hazret-i Âdem’e, Hâbil’e karşılık ihsân olarak, yeni bir oğul verdi. Âdem aleyhisselamın bütün çocukları ikiz olarak doğduğu hâlde, Şit aleyhisselam tek doğdu. Şit adı verilen yeni oğlun ismi İbrânice olup, … Devamını oku

Allahtan korkarak sabreden sıkıntılardan kurtulur…

  Kul, her anda nefsinin hoşuna giden veya gitmeyen bir işten ayrı değildir. Her iki hâlde de sabra muhtaçtır. Mal, nimet, makam, sıhhat ve buna benzer şeylerde kendini tutmayıp, bu nimetlere dalar ve kalbini bunlara bağlarsa ve bu hâlde durursa, onda nimetlere aşırı derecede dalmak ve haddi aşmak meydana gelir. “Herkes mihnete katlanır, ama sıddîklar … Devamını oku

Âdem aleyhisselam

Âdem aleyhisselam, yeryüzünde yaratılan ilk insan ve ilk peygamber, bütün insanların babasıdır. Allahü teâlânın emri ile melekler çeşitli memleketlerden topraklar getirdiler. Çeşitli memleketlerden getirilen toprakları melekler su ile çamur yapıp insan şekline koydular. Bu şekilde Mekke ile Taif arasında kırk yıl yatıp “salsal” oldu yani pişmiş gibi kurudu. Önce Muhammed aleyhisselamın nuru alnına kondu. Sonra … Devamını oku

Sabır, Peygamberlerin hasletlerindendir…

Bu dünya mihnet ve sıkıntı üzerine kurulmuştur. Belâlara, musibetlere sabretmek, kurtuluşa sebep olan güzel huylardandır…   Dinimizde, sabrın fazîleti o kadar büyük ki, Allahü teâlâ, onu çok aziz eyledi. Sabır, Peygamberlerin hasletlerindendir. Herkes bu nimete kavuşamaz… Belâlara, musibetlere sabretmek, kurtuluşa sebep olan güzel huylardandır. Dünya mihnet ve sıkıntı üzerine kurulmuştur. Sıkıntının ise, sabretmekten başka çâresi, katlanmaktan … Devamını oku

 “Babacığım, hanginiz daha kıymetlisiniz?..”

Sevgili Peygamberimiz Muhammed aleyhisselamın geleceğini bütün semavî kitaplar müjdelemiştir. Hiçbir ilâhi kitap yoktur ki, Onu methetmesin…  İlk insan ve ilk peygamber Âdem aleyhisselama gelen kitapçıkta buyuruluyor ki: “O, yer ve gök ehlinin en doğrusudur. Cömertlikte en üstündür. Kalbi ipekten daha yumuşaktır. Çok zaman hüzünlü ve çok zaman oruçludur. Hak teâlânın korkusu ile doludur. Hep Rabbine yalvarır. Gündüzleri de … Devamını oku

İkiyüzlü Batılıların İslam düşmanlığı!

Her devirde, her çağda İslamiyete düşmanlık yapanlar olmuştur. Ancak, planlı programlı olarak İslâmiyete en büyük düşmanlığı Batılı devletler yapmışlardır. Özellikle de İngilizler. Çünkü, bunların esas siyâseti, dünyadaki, bilhassa Afrika, Orta Doğu ve Hindistân’daki tabii servetleri (doğal kaynakları) sömürmek, oralardaki insanları, köle, hatta hayvan gibi çalıştırıp, bütün kazançları memleketlerine akıtmaktır. Adâleti, yardımlaşmayı emreden İslâm dînine kavuşanlar, bunların zulümlerine, yalanlarına … Devamını oku