Hizmete adanan bir ömür…

Hüseyin Hilmi Işık Efendi buyurdu ki: “Allahü teâlâ ancak çok sevdiği, çok mümtaz kıldığı kullarına sevdiği bir dostunu tanımayı nasip eder…”       Bugün, büyük İslâm âlimi Hüseyin Hilmi Işık Efendinin vefat yıl dönümüdür. (26 Ekim 2001)    Abdülhakîm Arvâsî hazretlerinin en çok sevdiği talebesi olan Hüseyin Hilmi Efendi, O mübarek zatı, 1929 yılında tanımakla ve ona … Devamını oku

“Gök tunç olsa, yer demir kesilse!..”

Rabia-i Adviyye hazretleri: “Gök tunç olsa, yer demir kesilse, bir damla yağmur düşmese, yerden bir tek bitki bitmese rızıktan endişe etmem!”       İsmâil adındaki salih bir zatın üç kızı vardı. O günlerde bir çocuk daha bekliyorlardı. Nihayet beklenen gün geldi ve hanımı nur topu gibi bir kız çocuğu daha dünyaya getirdi. Adını Râbia yani “Dördüncü” koydular… İsmâil Efendi … Devamını oku

“Gök tunç olsa, yer demir kesilse!..”

Rabia-i Adviyye hazretleri: “Gök tunç olsa, yer demir kesilse, bir damla yağmur düşmese, yerden bir tek bitki bitmese rızıktan endişe etmem!”       İsmâil adındaki salih bir zatın üç kızı vardı. O günlerde bir çocuk daha bekliyorlardı. Nihayet beklenen gün geldi ve hanımı nur topu gibi bir kız çocuğu daha dünyaya getirdi. Adını Râbia yani “Dördüncü” koydular… İsmâil Efendi … Devamını oku

Tarafını belli etmek için götürülen hediye!..

Süleyman aleyhisselama zamanın devlet reisleri hediyeler gönderiyorlarmış. Bir karınca da, çekirge bacağını almış, saraya doğru gidiyormuş!       Malum olduğu üzere, Süleyman aleyhisselam, hem Padişah hem de Peygamberdi. Süleyman aleyhisselam; “Yâ Rab! Bana hiçbir kimsede bulunmayan bir kudret ve devlet ihsân eyle” diye dua etti. Duâsı kabul edilip, cinlerin, rüzgârın ve hayvanların da insanlar gibi Süleyman aleyhisselama itâat … Devamını oku

Nakli esas alan kitapları yaymaya çalışmalıdır…

Ehl-i sünnet âliminin eserlerinden hazırlanmış “Tam İlmihâl” kitabını okuyup öğrenen kimse âlim olur. Tatbik eden ise velî olur…       İlim öğrenmenin ve öğretmenin fazileti çok büyüktür. Mesela bin kadar Ehl-i sünnet âliminin eserlerinden hazırlanmış “Tam İlmihâl Seadet-i Ebediyye” kitabını okuyup öğrenen kimse âlim olur. İçinde bildirilenleri ihlâsla tatbik ederse, Allahü teâlânın rızasına da kavuşur. Kitabı başkasına vermek de, ilmi yaymak, … Devamını oku

Siz nasıl iseniz öyle idare edilirsiniz…

Hülagu, Bağdat’ı yakıp yıkar… Şehrin dışına kurduğu karargâhtan haber gönderip o beldenin en büyük âlimi ile görüşmek istediğini bildirir.        İnsanlar iyi ise, o topluma iyi idareciler gelir, kötü ise kötü idareciler gelir. Kur’ân-ı kerimde mealen, (Eğer siz, kendinizi değiştirmez iseniz, Allah size verdiği nimeti değiştirmez) buyuruluyor.   Bir hadis-i şerifte de mealen buyuruldu ki: (Siz nasıl … Devamını oku

Kara Medrese’nin nurlu müderrisi…

Numan ismindeki genç müderris, Ankara’daki Kara Medresede talebe yetiştiriyordu. Ancak onun bir sıkıntısı vardı!..       On dördüncü asırda, Ankara’nın Çubuk Çayı üzerinde Zülfadl (şimdiki adıyla Solfasol) adında bir köyü, burada da Numan isminde; ilim aşkıyla yanıp tutuşan bir genç vardı…   Genç Numan, Ankara’da ve Bursa’da bulunan âlimlerin derslerine katılarak; tefsîr, hadîs, fıkıh gibi din ilimlerinde ve … Devamını oku

Allahü teâlâ, cömertlere her güzelliği vermiştir…

Peygamber efendimizin İslamı tebliğinden önce yaşamış olan Hatem-i Tai adında cömertliği dillere destan olan bir kimse vardı…           Cömertlik çok kıymetli bir haslettir ve muteber kitaplarda, şöyle tarif ediliyor: Parayı, malı, hayırlı, iyi yerlere dağıtmaktan lezzet almak. İslâmiyyetin emrettiği yerlere seve seve vermek… Allahü teâlâ, her cins güzelliği cömerde vermiştir…           … Devamını oku

Ümmetin en merhametlisi: Hazret-i Ebu Bekir​…

Bir gün Resûlullah efendimiz, Eshâbı ile mescidde otururken, Cebrâil aleyhisselâm gelir ve Hazret-i Ebû Bekir’i metheder!..       Hazret-i Ebu Bekir “radıyallahu anh” İslam dininin göz bebeğidir. Muhammed aleyhisselamın dostudur, arkadaşıdır, mübarek kayınpederidir… Büyük tüccar idi. Bütün malını, evini, barkını Resulullah uğruna verdi. Gençliğinde de arkadaş idiler.    Hazret-i Ebu Bekir, Aşere-i mubeşşerenin (cennetle müjdelenen on kişiden) birincisidir. … Devamını oku

Cehennem ebedî değil mi?

(Kötülükleri [günahları, küfürleri] kendilerini çepeçevre kuşatanlar Cehennemliktir, orada ebedî kalırlar.) [Bekara 81]           Bir okuyucumuza şöyle sormuşlar: “Nebe suresi 23. âyetinde, sonsuz olarak değil, asırlar boyunca cehennemde kalınacağı bildiriliyor. Dolayısıyla, kâfirler de cehennemde ebedî kalmayacaktır, diyorlar. Bu doğru olabilir mi?”   Hemen belirtelim ki bu, doğru değildir. Bahsedilen âyet-i kerimenin meali şöyledir:   (Onlar orada ahkâb [hukublar, devirler] boyunca … Devamını oku

“Kalbim temiz” demek!

Kalbin nasıl temiz olacağını Allahü teâlâ ve Onun Resulü bildiriyor. Onların bildirdiklerine uygun yaşayanın kalbi temiz olur…       Kötü huylar, günahlar kalbi hasta eder. Bu hastalığın artması, kalbin ölümüne yani küfre sebep olur. Kötü huyların en kötüsü olan küfür ise, kalbi öldüren en büyük zehirdir. İmanı olmayanın, (Kalbim temizdir. Sen kalbe bak) demesi boş … Devamını oku

Cennet lisanı…

Cennette kullanılan yazı Arapların kullandığı İslam harfleridir. Arab, sözlükte, “güzel” demektir. Arabî, “güzel dil” demektir. Arap ırkıyla alakası yoktur.       Arapların, Farsların ve daha önce bin yıl kadar Osmanlıların kullandığı harfler, Arap harfleri değil, İslam harfleridir. Arapça Cennet lisanıdır. Cennette kullanılan yazı da Arapların kullandığı İslam harfleridir. Arab, sözlükte, “güzel” demektir. Arabî [Arapça], “güzel dil” demektir. Arap … Devamını oku

Herkes kendi mezhebine göre sorguya çekilecek!

Ruh-ul beyan ve Tefsir-i Hüseyni’de diyor ki: “Herkes mezhebinin imamıyla çağrılır. Mesela ‘Ya Şâfiî’ veya ‘Ya Hanefî’ denir.”       Din gayreti olan bir okuyucumuz diyor ki: “Çevremdeki insanlardan, ‘Âhirette hangi mezheptensin diye sorulmaz, Kitap ve Sünnetten sorulur. Onun için bir mezhebe uymak yanlıştır’ diyenler var. Âhirette herkes kendi mezhebine göre sorguya çekilmeyecek mi? Mesela bir Hanefî’nin eli kanadıysa … Devamını oku