Ebû Bekr ibni Hıllikân hazretleri Şafiî Mezhebi âlimlerindendir. 770 (m. 1369) senesinde Kâhire’nin Meşhed-i Hüseyn mevkiinde doğdu. 855 (m. 1451) senesinde Kâhire’de vefât etti. Zamanın meşhur âlimlerinden çeşitli ilimleri tahsil etti. İbn-i Haldûn’un kâtipliğini yaparak onun ilminden istifade etti.
Buyurdu ki:
Allahü teâlâ ilmi şerefli kıldı. Onu başka şeylere üstün kıldı. İlim sahiplerini övdü ve onların derecelerini yükseltti. Bunun böyle olduğuna dâir naklî ve aklî delîller şöyledir:
Naklî delîller: “Allahü teâlâ, kendinden başka ilâh olmadığını, adâleti yerine getirerek (delîllerle) beyân eyledi. Melekler ve âlimler de buna imân ettiler.” (Âl-i İmrân-18) meâlindeki âyet-i kerîmesinde, Allahü teâlâ, önce yüce zâtıyla başladığı şehâdette, ikinci derecede melekleri, üçüncü derecede olarak da ilim ehlini zikretmiştir. “Allah, içinizden îmân edenleri yüceltir. Bunlardan kendilerine ilim verilenler için ise,(Cennette) dereceler vardır.” (Mücâdele-11) meâlindeki âyet-i kerîmenin tefsîrinde İbn-i Abbâs (radıyallahü anh) buyuruyor ki: “Âlimler ile câhiller arasında, yediyüz derece fark vardır. Her derecenin arası da, beşyüz senelik yol kadardır.”
Hazreti Hasen, “Yâ Rabbî! Dünyâda ve âhirette bize iyilikler ver, bizi nârın (ateşin) azâbından koru.” (Bekâra-201) meâlindeki âyet-i kerîmesinin tefsîrinde: “Dünyâdaki hasene (iyilik) ilim ve ibâdet, âhıretteki ise Cennettir” buyurdu.
Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen; “De ki, hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” (Zümer-9), “Kulları arasında, Allahü teâlâdan en çok korkanlar âlimlerdir” buyurdu (Fâtır-28).
Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) bir hadîs-i şerîfte “Âlimler, peygamberlerin vârisleridir” buyuruyor. Peygamberlikten üstün rütbe olamayacağına göre, bu mirasa sâhip olmaktan büyük şeref tasavvur edilemez. Diğer bir hadîs-i şerîfte ise; “Yer ve gök ehli, âlim için Allahü teâlâdan mağfiret diler” buyuruluyor. Hangi makam, âlimlerin bu makamından daha yüksektir? Göklerde ve yerde bulunan melekler, O’nun için istiğfar ediyorlar.
Başka bir hadîs-i şerîfte ise; “İlim, şerefli olanın şerefini arttırır. Köleyi, meliklerin, sultanların makamlarına yükseltir” buyuruldu. Resûl-i ekrem efendimiz bu mübârek sözü ile, ilmin dünyâdaki meyvesinin ne kadar çok olduğunu beyân buyurmuşlardır. Âhıret, ebedî ve daha hayırlı olduğuna göre, ilmin oradaki faydasının daha üstün olacağı açıktır.