Hazret-i Îsâ, düşmânları tarafından öldürülememiş, asılamamış, Allah onu rûhu ve cesedi ile birlikte, yükseltip göğe kaldırmıştır.
Dünkü makâlemizde Hazret-i Îsâ’nın öldürülmediğini, asılmadığını, göğe kaldırıldığını delilleriyle bildirmiştik.
Âl-i İmrân sûresinin 55. âyetinde ise şöyle buyurulmuştur:
“O zaman Allah, şöyle demişti: Seni öldürecek olan onlar değil, benim, seni kendime yükseltip kaldıracağım.” Hazret-i Îsâ, düşmânları tarafından öldürülememiş, asılamamış, Allah onu rûhu ve cesedi ile birlikte, yükseltip göğe kaldırmıştır.
Kur’ân-ı kerîmde Zuhruf sûresinin 61. âyet-i kerîmesinde meâlen şöyle buyurulmuştur: “Gerçekten o (Îsâ’nın nüzûlü) kıyâmet için (yaklaştığını bildiren) bir beyândır, alâmettir. Onun için, o kıyâmetin geleceğinde sakın şüphe etmeyin de, benim şerîatime tâbi olun. İşte bu biricik doğru yoldur.”
Abdullah İbn-i Abbâs hazretleri, “Hazret-i Îsâ’nın nüzûlü (yeryüzüne inmesi), kıyâmet alâmetlerindendir” buyurmuştur. Hazret-i Îsâ, kıyâmete yakın, kıyâmetin büyük alâmetlerinden biri olarak yeryüzüne tekrâr inecektir. Îsâ aleyhisselâmın inmesi, kıyâmet alâmetidir. (Beydâvî, Celâleyn, Medârik; Tibyân, c. 4, s. 137)
Hazret-i Îsâ (aleyhisselâm), Peygamberliği îcâbı bazı mûcizeler göstermiştir. Mûcizeleri, başlıca dokuz çeşitti:
1. Beşikteyken konuştu.
2. Ölüleri diriltirdi. Bilhâssa dört ölüyü dirilttiği meşhûrdur. Bunlar Sam bin Nûh, Şeddâd bin Âd, Mâsân bin Mâlân ve Benî İsrâil’den bir çocuktur.
3. Anadan doğma kör olanları tedâvî eder, sağlamlar gibi görmelerini sağlar, bir cilt hastalığı olan baras illetini de iyi ederdi.
4. Âl-i İmrân sûresinin 49. âyetinde bildirildiği gibi, kavminin yedikleri veya yemek üzere sakladıkları şeyleri haber verirdi.
5. Mâide sûresinin 110. âyetinde bildirildiği gibi, çamurdan kuş yapıp üzerine üfleyince, Allahü teâlânın izniyle canlanıp kuş olurdu.
6. Mâide sûresinin 114. âyetinde bildirildiği üzere, Havârîler, içinde yiyecek bulunan bir sofranın indirilmesini teklîf ettiler. Hazret-i Îsâ ellerini kaldırıp duâ edince, ekmeği ve eti bulunan bir sofra indi.
7. Îsâ aleyhisselâm uykudayken, yanında her konuşulanı ve yapılanı bilirdi.
8. Ne zaman istese, ellerini göğe kaldırıp duâ edince, o anda yemek ve meyveler önüne gelirdi.
9. Îsâ aleyhisselâm Yahûdîlerden (Benî İsrâil) uzak olduğu hâlde, onların sözlerini ve gizli sırlarını bilirdi.
Yahûdîler, Îsâ aleyhisselâmı yakalamak ve öldürmek için, onu ihbâr eden Yehûdâ ile berâber eve girince, Allahü teâlâ Yehûdâ’yı Îsâ aleyhisselâma benzetti. Yahûdîler de onu Îsâ aleyhisselâm, diye yakaladılar ve haça (çarmıha) gerip asarak öldürdüler. Allahü teâlâ, Îsâ aleyhisselâmı göğe kaldırdı. Îsâ aleyhisselâm bu sırada otuz üç yaşındaydı…