Dînî ve millî değerlerimizle çelişen başka kültürlerin örf ve âdetlerini, körü körüne taklit ve özentiden kaçınmalıyız.
Âile fertleri, toplumun en küçük yapı taşlarıdırlar. Nasıl bir binânın temel taşları yerinden oynatıldığında, bu binânın ayakta kalması mümkün değilse, âilenin temel taşları da yerinden oynatıldığında, o âilenin ayakta kalması mümkün olmaz…
Burada bir noktayı da önemle vurgulayalım: Değişim üzerine seri konferanslar veren, bu konuda birçok kitâbı da olan araştırmacı yazar Pat Mesiti, âile üzerine bakınız ne diyor: “Değişimden korunacak şeyler de var; bunlardan biri âilenin yapısıdır. Bugün, bazı kimseler âile fertlerinin görev ve sorumluluklarını yeniden yorumlamak ve âile kavramını yeniden tanımlamak istiyorlar. Âile fertlerinin rollerini değiştirmek ve yeniden tanımlamakla âilenin birliğini ve gücünü yıkmak eş anlamlıdır. Böyle bir davranış, toplumun yapısı bakımından çok tehlikelidir. Çünkü âileyi parçalamak, toplumu parçalamak demektir…”
Dînî ve millî değerlerimizle çelişen başka kültürlerin örf ve âdetlerini, körü körüne taklit ve özentiden kaçınmalıyız. Kendi kültürel mîrâsımızdan, dînî ve millî anlayış ve heyecânımızdan kaynaklanan dînî ve millî değerlerimizi yaşatmaya gayret etmeli, bu değerlerimizi genç kuşaklara aktarmaya çalışmalıyız.
Şu anda emperyalist güçler ve mafya, kötü emellerine, bozuk hedeflerine ulaşmak için kadınları, kızları, uyuşturucu ve alkolizmi de kullanmaktadırlar. Bunlar şiddete de sebep olmaktadır.
Vaktiyle Fransa’da yayınlanan “L’Express” ve İngiltere’de neşredilen “The Economist” dergilerinde açıklanan eski târihli bir rapora göre:
“Dünyâ mafyası güçlü ve görünmez bir devlettir. Bunların kasasına, günde 3 milyar dolar girmektedir. Mafyanın sadece Rusya teşkîlâtına ait 550 banka ve 40 bin ticârî firması bulunuyor… [Bu rakamlar hâlen geçerli değildir? Konunun yeniden araştırılması lâzım.] Dünyada uyuşturucu kullananların sayısı 200 milyondur. (Bu da eski bir rakamdır.) Türkiye Doğu ile Batı arasında bir köprüdür…” deniliyordu.
Her yıl 1-8 Mart arası “Yeşilay Haftası” olarak kutlanmaktadır. Yeşilay Haftasının 1-8 Mart arası kutlanmasının sebebi, Yeşilay Cemiyetinin 5 Mart 1920 tarihinde kurulmuş olmasıdır. O tarihte, İstanbul işgâl altındadır. İşgâl kuvvetleri, vapurlar dolusu sigara, alkollü içki ve uyuşturucu maddeyi getirerek gençlere bedâva olarak dağıtırlar. Bu tehlike karşısında, işte bazı Türk aydınları, sigara, alkol ve uyuşturucu ile mücâdele için bu cemiyeti kurarlar.
İngilizlerin, Osmanlı Devleti’ndeki câsûslarından biri olan Hempher’in hâtırâtının 45. sayfasında şu i’tirâf yapılmaktadır:
“800 yıllık Endülüs’ü şarâba alıştırarak, aralarına fitne sokarak, dînî ve millî inançlarından kopararak yıktık. Osmanlıyı ve diğer İslâm ülkelerini de aynı metotla yıkacağız!..”
Anne-babalarına şiddet uygulayan çocuklardan bir kısmı, uyuşturucu parası alabilmek için, bu işi yapmaktadırlar.