“İlmi arttığı hâlde zühdü artmayan kimsenin, Allahü teâlâdan uzaklığı artmıştır!”
İbnül Felekî hazretleri büyük hadîs âlimlerindendir. İlim tahsili için birçok beldeleri gezdi. Bu beldelerdeki âlimlerden hadîs-i şerîf öğrendi. Aynı zamanda fen bilgilerinde de âlim olan İbnül Felekî hazretleri, 427 (m. 1036) senesinde Horasan’da Nişâbûr’da vefât etti. İlim öğrenmenin kıymeti hakkında naklettiği hadîs-i şerîflerden bazıları:
“Allah rızâsı için ilim öğrenen kimse, gündüzleri sâim (oruçlu), geceleri kâim (gece namazı kılan kimse) gibidir. Kişinin ilimden bir bâb (bir mes’ele) öğrenmesi, o kimsenin Ebû Kubeys Dağı kadar altını olup, onu Allah yolunda harcamasından daha hayırlıdır.”
“Kıyâmet günü Allahü teâlâ âbidlere (çok ibâdet edenlere), mücâhidlere (cihad edenlere), ‘Cennete giriniz’ buyurur. Âlimler derler ki, ‘Yâ Rabbî! Bizim ilmimizle onlar ibâdet ve cihâd ettiler.’ Bunun üzerine Allahü teâlâ onlara buyurur ki: ‘Benim indimde siz, melekler gibisiniz. Şefaat ediniz.’ Onlar da şefaat edecekler, sonra Cennete gireceklerdir.”
“Dinde, Allahü teâlâya ibâdet yönünden fıkıhtan daha efdal bir şey olmadı. Bir fakîh (fıkıh âlimi), şeytana karşı bin âbidden daha kuvvetlidir.”
“Her şeyin bir direği vardır. Dînin direği de fıkıhtır.”
“Âlim ve ilim öğrenen, sevapta birdir, insanlar ya âlimdir. Ya da müteallimdir (ilim öğrenendir). Bunlardan başkasında hayır yoktur.”
“İnsanlar, öldüğü hâl üzere dirilecektir. Âlim, âlim olarak, câhil, câhil olarak dirilecektir.”
“Bilmeyen kimselere veyl (yazıklar) olsun” buyurdular. Bundan sonra da yedi defa; “Bildiği ile amel etmeyenlere de yazıklar olsun” diye tekrar ettiler.
“Ağaçların çoğu meyve vermez. Meyvelerin hepsi tayyib (tatlı, temiz, yenebilir) değildir. Âlimlerin de hepsi mürşid (yol gösterici), ilimlerin hepsi faydalı değildir.”
Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:
“Câhil yetmiş defa mağfiret olunur. Âlim bir defa bile mağfiret olunmaz (Çünkü âlim, bildiği hâlde günah işlemiştir).”
“Kıyâmet günü insanlardan azâbı en şiddetli olanı, Allahü teâlânın ilmi ile ona fayda vermediği kimsedir.”
“Âlim, ilmi ile âmil olmadıkça âlim olamaz.”
“Âhir zamanda, câhil âbidler, fâsık âlimler bulunacaktır.”
“İlmi arttığı hâlde zühdü artmayan kimsenin, Allahü teâlâdan uzaklığı artmıştır.”
“Her kim kendinde bulunan ilmi gizlerse, Allahü teâlâ ona Cehennem gemlerinden bir gem takar.”